Translation of "şemsiyesini" in Portuguese

- Kimin şemsiyesini kullandın?
- Kimin şemsiyesini kullandınız?

De quem é o guarda-chuva que você usou?

- O, şemsiyesini yine kaybetmiş.
- Şemsiyesini gene yitirdi.

Ele perdeu seu guarda-chuva de novo.

Tom'un şemsiyesini bulduk.

Nós encontramos o guarda-chuva de Tom.

Mary şemsiyesini unuttu.

Mary esqueceu o guarda-chuva dela.

Tom şemsiyesini unuttu.

Tom esqueceu o guarda-chuva.

Şemsiyesini otobüste bıraktı.

Ela deixou o guarda-chuvas dela no ônibus.

Tom şemsiyesini kaybetti.

O tom perdeu seu guarda-chuva.

- Tom şemsiyesini yanında götürmedi.
- Tom şemsiyesini yanına almadı.

Tom não levou seu guarda-chuva consigo.

O, şemsiyesini trende bıraktı.

Ela deixou o seu guarda-chuva no trem.

Tom şemsiyesini geri istiyor.

Tom quer o seu guarda-chuva de volta.

Tom'un şemsiyesini ödünç aldım.

Eu peguei o guarda-chuva de Tom emprestado.

Tom şemsiyesini arabada bıraktı.

Tom deixou seu guarda-chuva no carro.

Tom şemsiyesini arabamda bıraktı.

- Tom deixou o guarda-chuva dele no meu carro.
- Tom deixou o seu guarda-chuva no meu carro.

Biri şemsiyesini salonda bıraktı.

- Alguém deixou seu guarda-chuva no salão.
- Alguém deixou o guarda-chuva no salão.

Tom trende şemsiyesini bıraktı.

Tom deixou o guarda-chuva dele no trem.

Tom yine şemsiyesini kaybetti.

- Tom perdeu o seu guarda-chuva de novo.
- Tom perdeu seu guarda-chuva de novo.

- O, şemsiyesini bir silah olarak kullandı.
- Şemsiyesini silah olarak kullandı.

Ele usou o guarda-chuva como arma.

Tom şemsiyesini nereye bıraktığı unuttu.

Tom esqueceu onde deixara o guarda-chuva.

O, her zaman şemsiyesini kaybediyor.

Ele sempre perde seu guarda-chuva.

Tom'un şemsiyesini merede tuttuğunu bilmiyorum.

- Eu não sei onde Tom guarda o seu guarda-chuva.
- Não sei onde Tom guarda o guarda-chuva dele.

Tom neredeyse şemsiyesini restoranda unutuyordu.

O Tom quase esqueceu o guarda-chuva no restaurante.

Tom Mary'nin arabasındaki şemsiyesini unuttu.

Tom esqueceu o guarda-chuva no carro de Mary.

Tom şemsiyesini otobüste bırakmış olmalı.

Tom deve ter deixado seu guarda-chuva no ônibus.

Tom şemsiyesini Mary'nin arabasında bırakmış olabilir.

Pode ser que o Tom tenha deixado o guarda-chuva no carro da Mary.

O, kız arkadaşının annesinin şemsiyesini ödünç almasını istedi.

Ele pediu à namorada que emprestasse o guarda-chuva da mãe.