Translation of "çekmek" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "çekmek" in a sentence and their portuguese translations:

Burada fotoğraf çekmek yasaktır.

- É proibido tirar fotos aqui.
- É proibido fazer fotos aqui.

Sadece fotoğraf çekmek istiyorum.

Eu só quero tirar uma foto.

Nedensiz acı çekmek istemiyorum.

Eu não quero sofrer sem razão.

Ben dikkat çekmek istemiyordum.

Eu não queria chamar atenção.

- Fotoğraflar çekmek için parka gittik.
- Fotoğraf çekmek için parka gittik.

Fomos ao parque para tirar fotos.

Acı çekmek insanın kaderinde var.

Sofrer é o destino do homem.

Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.

Você não tem de sofrer em silêncio.

Para çekmek için bankaya gittim.

- Eu fui ao banco retirar dinheiro.
- Eu fui no banco sacar dinheiro.

Tom sadece dikkat çekmek istedi.

Tom só queria atenção.

Tom bunun bir fotoğrafını çekmek istiyor.

- Tom quer tirar uma foto disso.
- O Tom quer tirar uma foto disso.

Tom tetiği çekmek istedi ama çekemedi.

O Tom quis apertar o gatilho mas não pôde.

Dikkat çekmek için abartılı elbise giyer.

Ela veste roupas extravagantes para chamar a atenção.

Neden trenlerin resimlerini çekmek çok ilginç?

Por que é tão interessante tirar foto de trens?

Tom'un tetiği çekmek için cesareti yoktu.

Tom não teve coragem de puxar o gatilho.

Kilo vermek acı çekmek anlamına gelmemeli.

Perder peso não quer dizer necessariamente sofrer.

Onu açmak için o kapıyı çekmek zorundasın.

Você tem de puxar a porta para abri-la.

O, dikkat çekmek için süslü giysiler giyer.

Ela veste roupas extravagantes para chamar a atenção.

Tom'un sadece biraz dikkat çekmek istediğini düşünüyorum.

Acho que o Tom só está querendo um pouco de atenção.

Benim para çekmek için bankaya gitmem gerekir.

Eu preciso ir ao banco para sacar dinheiro.

İki adam onun dikkatini çekmek için yarıştı.

Os dois homens competiram pela atenção dela.

O, dikkat çekmek için puantiyeli elbise giyer.

Ela usa vestidos sarapintados a fim de chamar a atenção.

Jane biraz para çekmek için bankaya gitti.

Jane foi ao banco sacar dinheiro.

Tom tetiği çekmek için kendini ikna edemedi.

Tom não conseguiu tomar coragem para puxar o gatilho.

Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.

As crianças geralmente choram apenas para chamar atenção.

Tom'un bunu biraz dikkat çekmek için yaptığından şüpheleniyorum.

Eu suspeito que Tom fiz isso só para chamar a atenção.

Lütfen bunu aşağı çekmek için bana yardım edin.

Por favor, me ajude a abaixar isto.

- Fotoğraf çekmek istiyorum.
- Resim çizmeyi severim.
- Resim çizmekten hoşlanırım.

- Eu gosto de desenhar.
- Gosto de desenhar.

Fotoğraf çekmek için tek yapman gereken bu düğmeye basmaktır.

Para tirar uma foto, tudo que tens a fazer é pressionar este botão.

Tom'u ikna ederek kendi tarafına çekmek bariz bir girişimdi.

- Foi uma tentativa flagrante de conquistar Tom.
- Foi uma tentativa descarada de conquistar Tom.

Hapiste olmak büyük bir yalnızlık çekmek demekti. Hayatta kalmak için

Uma prisão significava grande solidão. E para nos mantermos vivos,

Nedenini daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Belki de av çekmek içindir.

Mas só agora começamos a perceber porquê. Talvez seja para atrair presas.

Birden tekrar fotoğraf ve film çekmek için enerjim olduğunu fark ettim.

E, de repente, percebi que tinha energia para voltar a filmar.

Pek çok insan para çekmek için nakit para çekme makineleri kullanıyor.

Muitas pessoas utilizam caixas eletrônicos para retirar dinheiro.

- Burada fotoğraf çekebilir miyiz?
- Burada fotoğraf çekmek için iznimiz var mı?

É permitido tirar fotos aqui?

Yaşamak sevmektir ve sevmek acı çekmektir. Acı çekmek istemiyorsan sevme ama sevmiyorsan niçin yaşıyorsun ?

Viver é amar e amar é sofrer. Se você não quiser sofrer, não ame. Mas se você não amar, então para que vai viver?

Hani bu 5 dakikaya geliyorum ile başlayıp daha sonrasında dikkat çekmek için söylenen yalan ile devam eden durum

Começando com esses 5 minutos e continuando com a mentira contada para chamar a atenção