Translation of "çaldığı" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "çaldığı" in a sentence and their portuguese translations:

Para çaldığı için cezalandırıldı.

Ele foi punido por roubar o dinheiro.

O çaldığı için kovuldu.

Ele foi demitido por roubo.

O, para çaldığı için tutuklandı.

Ele foi preso porque roubou dinheiro.

Kötü ruhların çaldığı şans ve bahtın

A chance e a fortuna que os espíritos malignos roubaram

Çaldığı parayla Tom'un ne yaptığını düşünüyorsun?

O que você acha que o Tom fez com o dinheiro que ele roubou?

Tom çaldığı silahı bana satmaya çalıştı.

Tom tentou me vender a arma que havia roubado.

Bu benim babamın benim yaşımdayken çaldığı aynı gitar.

- Esse é o mesmo violão que meu pai costumava tocar quando tinha minha idade.
- Essa é a mesma guitarra que meu pai costumava tocar quando tinha minha idade.

- Onların arabayı çaldı dedikleri adam budur.
- Arabayı çaldığı söylenen adam bu.

Este é o homem, que eles dizem, que roubou o carro.