Translation of "Gitar" in Polish

0.011 sec.

Examples of using "Gitar" in a sentence and their polish translations:

Gitar çalıyorum.

Gram na gitarze.

- O gitar çalabilir.
- O, gitar çalabilir.

Umie grać na gitarze.

- Gitar çalmak benim hobim.
- Hobim gitar çalmaktır.

Moim hobby jest gra na gitarze.

O gitar çalabilir.

Umie grać na gitarze.

O gitar çalar.

Ona gra na gitarze.

Tom gitar çalar.

Tom gra na gitarze.

O gitar çalamaz.

On nie umie grać na gitarze.

Bir gitar istiyorum.

Chcę gitarę.

Elektro bir gitar akustik bir gitar gibi ses vermez.

Gitara elektryczna nie brzmi tak samo jak gitara akustyczna.

O iyi gitar çalar.

On dobrze gra na gitarze.

Gitar çalmayı gerçekten sever.

On bardzo lubi grać na gitarze.

Babam gitar çalmayı sever.

Mój ojciec uwielbia grać na gitarze.

Boş zamanımda gitar çalarım.

Gram na gitarze w wolnym czasie.

Erkek kardeşim gitar çalar.

Mój brat gra na gitarze.

O gitar çalabilir mi?

Czy ona umie grać na gitarze?

Gitar çaldığını duymak istiyorum.

Chciałbym posłuchać jak grasz na gitarze.

Gitar çalan çocuk Ken'dir.

Chłopiec grający na gitarze to Ken.

En başta gitar çalamıyordum.

Z początku nie umiałem grać na gitarze.

Gitar çaldı ve şarkı söyledi.

Ona grała na gitarze, a on śpiewał.

O, nasıl gitar çalacağını bilmiyor.

On nie umie grać na gitarze.

O, sık sık gitar çalar.

On często gra na gitarze.

Gitar çalmayı öğrenmek istiyor musun?

Chcesz się nauczyć grać na gitarze?

O, çok iyi şekilde gitar çalar.

On gra bardzo dobrze na gitarze.

Kısa süre önce hiç gitar çalamazdım.

Nie tak dawno temu w ogóle nie byłam w stanie grać na gitarze.

John gitar çaldı ve arkadaşları seslendirdi.

John grał na gitarze, a jego koledzy śpiewali.

Gitar çalan çocuğun adını biliyor musun?

Wiesz, jak się nazywa ten chłopak, który gra na gitarze?

Tom pahalı bir gitar satın aldı.

Tom kupił drogą gitarę.

Gitar çalan çocuk benim erkek kardeşim.

Ten chłopak grający na gitarze jest moim bratem.

Ben kendim gitar çalmayı öğrenmeye çalıştım.

Próbowałem się nauczyć grać na gitarze.

O, babasının varlığında çok iyi gitar çalardı.

Bardzo dobrze zagrał na gitarze w obecności swojego ojca.

- Tom gitar kutusunu yere bıraktı böylece Mary'ye sarılabildi.
- Tom Mary'ye sarılabilmek için gitar kutusunu yere bıraktı.

- Tom odłożył pokrowiec z gitarą, żeby móc przytulić Mary.
- Tom odłożył pokrowiec na gitarę, żeby przytulić Mary.

O gitar o kadar pahalı olmasa, onu alabilirim.

Gdyby ta gitara nie była taka droga, mógłbym ją kupić.

Tom Noel için kendine yeni bir gitar aldı.

Tom kupił sobie pod choinkę nową gitarę.

Piyano, gitar ya da flüt çalmayı öğrenmek isterim.

Chciałbym nauczyć się grać na fortepianie, gitarze lub flecie.

O, gece geç saatlere kadar gitar çalma uygulaması yapar.

Ćwiczy grę na gitarze do późna w nocy.

O gitar o kadar pahalı ki onu satın alamam.

- Tamta gitara tak droga, że nie mogę jej kupić.
- Ta gitara jest tak droga, że nie stać mnie na jej kupno.

Kadın şarkı söylüyor, adam gitar çalıyor, biz de dans ediyoruz.

Ona śpiewa, on gra na gitarze, a my tańczymy.