Translation of "Olduklarını" in Polish

0.010 sec.

Examples of using "Olduklarını" in a sentence and their polish translations:

Nerede olduklarını biliyorum.

Wiem gdzie są.

Onların nerede olduklarını bilmiyorum.

Nie wiem, gdzie oni są.

Onların ne olduklarını biliyorum.

Wiem czym one są.

Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.

ale nie wiedzą gdzie.

Ben onların hatalı olduklarını düşünüyorum.

Myślę, że się pomylili.

Onların cansız olduklarını düşünüyor musun?

Czy myślisz, że oni nie żyją?

Ben onların hatalı olduklarını hissettim.

Czułem że się mylą.

Onların kim olduklarını biliyor musunuz?

Pan wie, kim oni są?

Tom ve Mary'nin arkadaş olduklarını biliyorum.

Wiem, że Tom i Mary przyjaźnili się.

Onların ne hakkında konuşuyor olduklarını bilmem gerekir.

Muszę wiedzieć, o czym mówili.

Kaykayların genellikle tekerlekli patenlerden daha ucuz olduklarını düşünüyorum.

Myślę, że deskorolki zwykle są tańsze od rolek.

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

Nauczyłem się, że w dżungli często małe rzeczy są najbardziej zabójcze.

Araştırmaların erkeklerin kadınlardan daha büyük yalancı olduklarını keşfettiğini duymuştum.

Słyszałem, że badania dowiodły, że mężczyźni są większymi kłamcami niż kobiety.

Çatal ve yemek çubuklarını kullananlar sık sık çatal ve yemek çubuğu kullanmayanların medeniyetsiz olduklarını düşünürler.

Ludzie używający widelca lub pałeczek często myślą, że ci, co ich nie używają, są niecywilizowani.

Tanıştığınız insanların ellerine dikkat edin ve onların ne kadar farklı ve ilginç olduklarını gördüğünüze şaşıracaksınız.

Zwróć uwagę na dłonie ludzi, których spotykasz, a będziesz zaskoczony, jak bardzo różne, ale i interesujące one są.

İnsanlar hafta sonunda ne yaptıkları hakkında sık sık yalan söylerler. Böylece arkadaşları onların gerçekten ne kadar sıkıcı olduklarını fark etmez.

Ludzie często kłamią o tym, co robili w weekend, by ich przyjaciele nie wiedzieli, jak nudne życie prowadzą.