Translation of "Köpek" in Polish

- Köpek senin.
- Köpek sizin.

Pies jest twój.

- Köpek atlıyor.
- Köpek zıplıyor.

Pies skacze.

Köpek balıkları.

Rekiny.

Köpek öldü.

Pies był nieżywy.

Köpek ölüyor.

Ten pies umiera.

Köpek ölüyordu.

Pies był umierający.

Köpek ölüdür.

Pies jest martwy.

Köpek senin.

- Ten pies jest twój.
- Pies jest twój.

Köpek evde.

Pies jest w domu.

Köpek nerede?

Zastanawiam się gdzie jest pies?

Köpek beyaz.

Pies jest biały.

Köpek benim.

Ten pies jest mój.

Köpek atlıyor.

Pies skacze.

Köpek nasıl?

Jak się miewa pies?

Köpek uyumuyor.

Pies nie śpi.

- O köpek büyük.
- O köpek büyüktür.

Tamten pies jest wielki.

Balina köpek balığı.

Rekinie wielorybim.

Köpek donarak öldü.

Ten pies zamarzł na śmierć.

Köpek öğretmenini tanıyordu.

Ten pies znał swojego pana.

Köpek aç olmalı.

Pies musi być głodny.

Bir köpek koşar.

Pies biegnie.

Köpek kediyi kovaladı.

Pies gonił kota.

Bir köpek gördüm.

- Widziałem psa.
- Widziałam psa.

Köpek, elimden ısırdı.

Pies ugryzł mnie w rękę.

Köpek et istiyor.

Pies chce mięsa.

Köpek çok büyük.

Ten pies jest bardzo duży.

O köpek büyüktür.

Tamten pies jest wielki.

Siyah köpek koştu.

Biegł czarny pies.

Köpek sopayı kokladı.

Pies powąchał patyk.

Bu köpek ısırır.

Ten pies gryzie.

Bu köpek ısırmaz.

Ten pies nie gryzie.

Bir köpek koşuyordu.

Pies biegał.

Havlayan köpek ısırmaz.

Pies, który szczeka, nie gryzie.

Köpek tavşanı kovaladı.

Pies gonił królika.

Köpek hasta görünüyor.

Pies wygląda na chorego.

Köpek elimi ısırdı.

Pies ugryzł mnie w rękę.

Köpek hızlı koşar.

Pies biega szybko.

Köpek ayakkabımı yedi.

Pies zjadł mi buty.

Bir köpek havlıyor.

Pies szczeka.

Büyük beyaz köpek balıkları.

Żarłacze białe.

Köpek balığını... ...fark ettim.

Zauważyłem… rekina.

Köpek ona doğru koşuyordu.

Pies biegł w jego kierunku.

Köpek size zarar vermeyecek.

Ten pies nie zrobi Ci krzywdy.

Bu köpek hızlı koşar.

Ten pies szybko biega.

Köpek balıkları balık yer.

Rekiny jedzą ryby.

Ne garip bir köpek!

Co za dziwny pies!

Köpek onun bacağını ısırdı.

- Pies ugryzł ją w nogę.
- Pies ją ugryzł w nogę.

Kate bir köpek besliyor.

Kate ma psa.

Bir köpek gibi kokuyorsun.

Śmierdzisz jak pies.

Köpek halının üstünde oturuyor.

Na dywanie siedzi pies.

Yeni bir köpek istiyorum.

Chcę nowego psa.

Tom bir köpek aldı.

Tom kupił psa.

Tom bir köpek sever.

Tom kocha psy.

Köpek balıkları sürpriz saldırı yapıyor.

Rekiny wykorzystują element zaskoczenia.

Bu köpek mamasına ne diyorsun?

Co myślisz o takim jedzeniu dla psów?

Köpek balıkları tekrar gelecek mi?

Czy rekiny znowu się pojawią?

Sonra köpek balığı onu yakaladı.

W następnej chwili rekin ją złapał.

Birdenbire önümüzde üç köpek çıktı.

Wtem trzy psy pojawiły się przed nami.

Ben köpek boku temizlemek istemiyorum.

Nie chcę czyścić psiego gówna.

Bana bir köpek gibi davranmayın.

Nie traktuj mnie jak psa.

Kedinize asla köpek maması yedirmeyin.

Nigdy nie karmicie swego kota psią karmą.

- Köpek benim.
- O benim köpeğim.

To mój pies.

Köpek mutlu olduğunda kuyruğunu sallar.

Kiedy pies jest szczęśliwy, merda swoim ogonem.

O bir kedi değil, köpek.

To nie jest kot, to jest pies.

Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.

Pies jest najlepszym przyjacielem człowieka.

Dün amcam bir köpek aldı.

Mój wujek kupił wczoraj psa.

Ne kadar büyük bir köpek!

- Ależ wielki pies!
- Jaki wielki pies!

Bu köpek senin. Benimki nerede?

To twój pies. Gdzie jest mój?

Bundan daha büyük köpek yok.

Nie ma psów większych od tego.

Adam bir köpek tarafından ısırıldı.

Mężczyzna został ugryziony przez psa.

Ne tatlı bir köpek yavrusu!

Jaki słodki szczeniak!

- O bir kedi değil, köpek.
- Bu bir kedi değil. Bu bir köpek.

To nie jest kot. To jest pies.

- Köpek etrafında ve çevresinde koştu.
- Köpek bir o tarafa bir bu tarafa koştu.

Pies biegał sobie tu i tam.

Hükümetimin en sadık üyesi bu köpek.

Z całego rządu najwierniejszy mi jest pies.

Köpek balığı onu üstünden atmaya çalışıyordu.

Rekin próbuje ją strząsnąć i odpływa.

O köpek tüm aile tarafından sevilir.

Tamten pies jest kochany przez całą rodzinę.

Bu köpek kulübesini kendi başıma yaptım.

Zbudowałem tę budę sam.

- Köpekleri severim.
- Evcil bir köpek sahibiyim.

Uwielbiam psy.

Köpek ne söylediğimi anlamış gibi havladı.

Pies szczeknął, tak jakby zrozumiał to co powiedziałem.

Ben bir köpek satın almak istiyorum.

- Chciałabym kupić psa.
- Chciałbym kupić psa.

Bu köpek neredeyse her şeyi yer.

Ten pies je prawie wszystko.

Saldırılmadığı sürece bir köpek nadiren ısırır.

Pies rzadko gryzie nie atakowany.

Komşumun köpeği kuru köpek maması yemez.

Pies mojego sąsiada nie zje suchej karmy.

Bir köpek balığı onu yiyip bitirdi.

Pożarł go rekin.

Sadece bir canavar, köpek eti yerdi.

Tylko potwór jadłby psie mięso.

"Kumul köpek balığı" olarak adlandırıldığı da olmuştur.

Czasami nazywany „rekinem z wydm”.

Balina köpek balığının hayatı genelde yalnız geçer.

Rekiny wielorybie prowadzą samotniczy tryb życia.