Translation of "Arabanın" in Polish

0.008 sec.

Examples of using "Arabanın" in a sentence and their polish translations:

Arabanın motoru yolda bozuldu.

Po drodze w samochodzie zepsuł się silnik.

Arabanın bakıma ihtiyacı var.

Samochód potrzebuje naprawy.

Biz arabanın çalıştığını gördük.

Widzieliśmy jak samochód odpala.

- Bu arabanın tamire ihtiyacı var.
- Bu arabanın onarıma ihtiyacı var.

Ten samochód wymaga naprawy.

Arabanın altından bir kedi çıktı.

Kot wyszedł spod samochodu.

O, o arabanın sahibi mi?

Czy on jest właścicielem tego samochodu?

Tom kutuyu arabanın dışına taşıdı.

Tom wyniósł pudło do samochodu.

Arabanın bir adama çarptığını gördüm.

Widziałem, jak ten samochód potrącił człowieka.

Bu arabanın bir alarmı var.

Ten samochód ma alarm.

Arabanın sola dönüş sinyali bozuktu.

Lewy kierunkowskaz się zepsuł.

Evin önünde bir arabanın durduğunu duydum.

Usłyszałem, jak auto zatrzymało się przed domem.

Hareket halindeyken arabanın kapısını asla açma.

Nie wolno otwierać drzwi jadącego samochodu.

Bu arabanın Almanya'da yapıldığından emin misin?

Jesteś pewien, że ten samochód został wyprodukowany w Niemczech?

Arabanın bozuk bir kuyruk lambası var.

Twój samochód ma zepsute tylne światło.

Bir arabanın ön camı parçalara ayrıldı.

Przednia szyba pojazdu została rozbita na kawałki.

Polis kızlara, o arabanın kendilerinin olup olmadığını sordu.

Policjant zapytał dziewczyny, czy samochód jest ich.

Ne? Hala bir arabanın nasıl kullanıldığını bilmiyor musun?

Co? Nadal nie umiesz prowadzić auta?

Hava o kadar sıcak ki bir arabanın kaputunda yumurta pişirebilirsiniz.

Jest tak gorąco, że mógłbyś usmażyć jajko na masce samochodu.