Translation of "şemsiye" in Polish

0.036 sec.

Examples of using "şemsiye" in a sentence and their polish translations:

Beyaz şemsiye sizin.

Biała parasolka jest wasza.

O, bir şemsiye tutuyordu.

Trzymała parasol.

Şu beyaz şemsiye onun.

Ten biały parasol należy do niej.

Yanında bir şemsiye almamalısın.

Nie musiałeś brać ze sobą parasola.

Yanına bir şemsiye almadı.

- Nie wziął ze sobą parasola.
- Nie wzięła ze sobą parasolki.

Yağmur yağabilir. Bir şemsiye almalıyız.

Może padać. Powinniśmy zabrać parasolkę.

Yanına bir şemsiye almayı unutma.

Nie zapomnij wziąść ze sobą parasolki

Birinden bir şemsiye ödünç alırım.

Pożyczę od kogoś parasol.

Bir şemsiye alsan iyi olur.

Lepiej weź parasol.

Yanımda bir şemsiye almama gerek yoktu.

Nie potrzebowałem wziąć parasola.

Yanına bir şemsiye alsan iyi olur.

Lepiej zabierz ze sobą parasol.

Ben bir şemsiye ödünç alabilir miyim?

- Czy mogę pożyczyć parasolkę?
- Czy mogę pożyczyć parasol?
- Mogę pożyczyć parasolkę?
- Mogę pożyczyć parasol?

- Benim yanımda şemsiyem vardı fakat arkadaşımın yoktu.
- Yanıma bir tane şemsiye aldım, ama arkadaşım şemsiye getirmemiş.

Miałem ze sobą parasol, ale mój przyjaciel nie miał.

Annem küçük erkek kardeşime sarı bir şemsiye aldı.

Mama kupiła żółty parasol mojemu młodszemu bratu.

- Bu şemsiyenin fiyatı nedir?
- Bu şemsiye ne kadar?

Ile kosztuje ten parasol?

- Her an aşırı yağmur başlayacak gibi görünüyor. Şemsiye alsan iyi olur.
- Her an yağmaya başlayacak gibi. En iyisi şemsiye almak.

Pogoda jest taka, jakby za chwilę miało lunąć jak z cebra. Lepiej zabrać ze sobą parasol.

Yağmur yağacağını sanmıyorum ama her ihtimale karşı bir şemsiye alacağım.

Myślę, że nie będzie padał deszcz, ale wezmę parasolkę na wszelki wypadek.