Translation of "Alırım" in German

0.007 sec.

Examples of using "Alırım" in a sentence and their german translations:

Karşılığında ne alırım?

Was bekomme ich im Gegenzug?

İşimi ciddiye alırım.

Ich nehme meine Arbeit ernst.

Okumaktan zevk alırım.

Lesen macht mir Freude.

Kararları ben alırım.

Die Entscheidungen treffe ich.

Seni öğlen alırım.

- Ich hole dich um 12 Uhr ab.
- Ich hole Sie um 12 Uhr ab.
- Ich hole euch um 12 Uhr ab.

İyi dostlarımdan güç alırım.

Ich ziehe Kraft aus guten Freunden.

Zengin olursam onu alırım.

Wenn ich reich wäre, würde ich es kaufen.

Klasik müzikten zevk alırım.

Ich mag klassische Musik.

Kütüphaneden kitap ödünç alırım.

- Ich entleihe Bücher aus der Bibliothek.
- Ich leihe mir Bücher aus der Bibliothek.

Her gün gazete alırım.

Ich kaufe jeden Tag Zeitungen.

Tamam, seni dörtte alırım.

Gut, ich komme um vier Uhr, um dich mitzunehmen.

İstediğimi ne zaman alırım?

Wann bekomme ich, was ich will?

Ben borç para alırım.

Ich leihe mir Geld.

Yerinde olsam onu alırım.

Ich würde es nehmen, wenn ich du wäre.

Ben nadiren ziyaretçi alırım.

Ich bekomme nur selten Besuch.

Her gün duş alırım.

Ich dusche jeden Tag.

Bunlardan birini nasıl alırım?

- Wie bekomme ich einen davon?
- Wie bekomme ich eine davon?
- Wie bekomme ich eins davon?

Kitap okuyarak bilgi alırım.

- Durch Bücherlesen eigne ich mir ein Wissen an.
- Ich erlange Wissen, indem ich Bücher lese.

Ben yüzmekten zevk alırım.

Für mich ist Schwimmen ein Spaß.

Nasıl bir tane alırım?

- Wie bekomme ich einen?
- Wie bekomme ich eine?
- Wie bekomme ich eins?

Her zaman not alırım.

Ich mache mir immer Notizen.

Ödülümü ne zaman alırım?

Wann bekomme ich meine Belohnung?

Sadece organik ürünler alırım.

Ich kaufe nur Bioprodukte.

Kitap okumaktan keyif alırım.

Bücher lesen macht mir Freude.

Bazen dondurulmuş sebze alırım.

Manchmal kaufe ich Tiefkühlgemüse.

Tatlı olarak muz alırım.

Als Nachtisch nehme ich eine Banane.

Bir aktör olarak, senaryolar alırım

Als Schauspieler bekomme ich Skripte

Yeterli param olsa, kitabı alırım.

Wenn ich genug Geld hätte, würde ich das Buch kaufen.

Ara sıra ondan haber alırım.

Ich höre dann und wann von ihm.

Çocukları oynarken izlemekten zevk alırım.

Ich schaue gerne Kindern beim Spielen zu.

Neredeyse her gün süt alırım.

Ich kaufe beinahe jeden Tag Milch.

Neredeyse her gün duş alırım.

Ich dusche fast jeden Tag.

Ben genellikle akşamleyin duş alırım.

Ich dusche gewöhnlich abends.

Ben her gün duş alırım.

Ich dusche jeden Tag.

Bir saat içinde Tom'u alırım.

Ich hole Tom in einer Stunde ab.

Piyangoyu kazanırsam bir araba alırım.

Wenn ich im Lotto gewänne, würde ich dir ein Auto kaufen.

Sık sık ondan mektup alırım.

Ich bekomme oft Briefe von ihm.

Ben her gün vitamin alırım.

Ich nehme jeden Tag Vitamine ein.

Param olsa bir bilgisayar alırım.

Wenn ich Geld hätte, würde ich den Computer kaufen.

Her gece bir duş alırım.

Ich dusche jeden Abend.

- Okumayı severim.
- Okumaktan zevk alırım.

Ich lese gerne.

Onu yapmak için para alırım.

Ich werde dafür bezahlt.

Günde bir kere duş alırım.

Ich dusche einmal täglich.

Sabahleyin sadece tost ve kahve alırım.

Morgens nehme ich nur Toast und Kaffee.

Sabahleyin genellikle ilk olarak duş alırım.

Ich dusche des Morgens gewöhnlich als allererstes.

- İstediklerimi elde ettim.
- Ben istediğimi alırım.

- Ich bekomme, was ich will.
- Ich krieg, was ich will.

Ben sadece yumuşak tuvalet kağıdı alırım.

Ich kaufe nur weiches Toilettenpapier.

Çok pahalı olsa da onu alırım.

Ich würde es kaufen, allerdings ist es zu teuer.

- Vitaminler alırım.
- Vitamin alıyorum.
- Vitamin kullanıyorum.

Ich nehme Vitamine.

Plajda uzun yürüyüşler yapmaktan keyif alırım.

- Ich unternehme gerne lange Spaziergänge am Strand.
- Lange Strandspaziergänge machen mir Freude.

Uyanırım, telefonumu alırım, e-postalarıma bakarım,

Ich wache auf, greife nach meinem Handy, checke ein paar Mails.

Kütüphaneden sık sık kitap ödünç alırım.

Ich leihe mir oft Bücher aus der Bibliothek.

- Bazen iyi bir kitapla oturmaktan zevk alırım.
- Bazen oturup güzel bir kitap okumaktan keyif alırım.

Manchmal genieße ich es, mit einem guten Buch dazusitzen.

Daha fazlasını istiyorsan ben senden ücret alırım

Wenn Sie mehr wollen, werde ich Ihnen berechnen

Ben dışarıya giderken yanımda bir şemsiye alırım.

Ich nehme den Schirm mit, wenn ich ausgehe.

O şapkayı istiyorsan, onu senin için alırım.

Wenn du den Hut haben möchtest, kaufe ich ihn dir.

Ben her zaman matematikte bir A alırım.

Ich bekomme immer eine Eins in Mathe.

Yerim olsa daha büyük bir TV alırım.

Wenn ich Platz hätte, würde ich mir einen größeren Fernseher kaufen.

Sık sık Tom & Mary'den giysi satın alırım.

Ich kaufe Kleidungsstücke oft bei „Tom & Maria“.

Piyangoyu kazanırsam sana yeni bir araba alırım.

Wenn ich im Lotto gewänne, würde ich mir ein neues Auto kaufen.

Ben sık sık ondan bir mektup alırım.

Ich bekomme oft einen Brief von ihm.

Ben genellikle kıyafetlerimi büyük mağazadan satın alırım.

Ich kaufe meine Klamotten normalerweise im Kaufhaus.

Param olsa, ben hemen bu bilgisayarı satın alırım.

Hätte ich das Geld, würde ich mir sofort diesen Computer zulegen.

Zengin olsam, ben güzel bir ev satın alırım.

Wenn ich reich wäre, würde ich ein schönes Haus kaufen.

Ben çay sevmiyorum, genel olarak kahvaltımla kahve alırım.

Ich mag keinen Tee, normalerweise nehme ich Kaffee zum Frühstück.

Ben her zaman kahvaltıda kahve ve tost alırım.

Zum Frühstück esse ich immer Toast und trinke Kaffee.

Eğer istiyorsan sana yeni bir araba bile alırım.

- Ich kaufe dir sogar ein neues Auto, wenn du eins willst.
- Ich kaufe euch sogar ein neues Auto, wenn ihr eins wollt.

Eğer param yetse elektrikli bir araba satın alırım.

Wenn ich mir eins leisten könnte, würde ich mir ein Elektroauto zulegen.

Ben sadece süper yumuşak tuvalet kağıdı satın alırım.

Ich kaufe nur ganz weiches Toilettenpapier.

Gümüşümü mülkiyetinde bir madeni olan bir adamdan alırım.

Ich kaufe das Silber von einem Mann, der eine Mine besitzt.

Yağmurda ve karda bile dağ tırmanışından zevk alırım.

Sogar bei Regen und Schnee gefällt mir das Bergsteigen.

- Seni evinden beşte alacağım.
- Saat beşte sizi evinizden alırım.

Ich hole dich um fünf Uhr bei dir ab.

Benimle evlenirsen her akşam eve gelirken sana çikolata alırım.

Wenn du mich heiratest, bringe ich dir jeden Abend Schokolade mit, wenn ich nach Hause komme.

Benim için her zaman üç şey vardır. Ailemden güç alırım.

Für mich sind das drei Dinge. Ich ziehe Kraft aus der Familie.

- Yazın her sabah banyo yaparım.
- Yazın her sabah banyo alırım.

Im Sommer nehme ich jeden Morgen ein Bad.

Biraz pahalı olsalar bile, ben daime en iyi ürünleri satın alırım.

Ich kaufe immer Produkte höchster Qualität, selbst wenn sie geringfügig mehr kosten.

- Şimdi 1,000,000 yenim olsa, bir araba alırım.
- Şimdi bir milyon yenim olsa, bir araba alırdım.

Hätte ich jetzt eine Million Yen, würde ich mir ein Auto kaufen.