Translation of "Evlat" in German

0.008 sec.

Examples of using "Evlat" in a sentence and their german translations:

Nasılsın evlat?

Wie geht es dir, mein Sohn?

Tom evlat edinilmiş.

Tom wurde adoptiert.

Tom'u evlat edindik.

Wir haben Tom adoptiert.

Evlat edinildiğimi bilmiyordum.

Ich wusste nicht, dass ich adoptiert war.

O evlat edinildi.

Er wurde adoptiert.

Karım evlat edinmek istiyor.

Meine Frau will ein Kind adoptieren.

- Sen evlat edinildin.
- Sen evlatlıksın.

Du bist adoptiert.

Biz bir bebeği evlat edindik.

Wir haben ein Kind adoptiert.

Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi.

Sie haben das Waisenkind adoptiert.

Hiç evlat edinmeyi düşündün mü?

Würdet ihr jemals darüber nachdenken, ein Kind zu adoptieren?

Bir erkek çocuk evlat edindik.

- Wir haben einen Jungen adoptiert.
- Wir haben einen Jungen bei uns aufgenommen.

- Buraya gel evlat.
- Gel hele uşağum.

Komm her, Junge!

Bir erkek evlat babasına itaat etmeli.

Ein Sohn muss dem Vater gehorchen.

Tom Mary'nin evlat edinilmiş erkek kardeşi.

Tom ist Marias Adoptivbruder.

Tom ve Mary, John'u evlat edindiler.

Tom und Mary adoptierten John.

Son nefesinde, ona evlat edinildiğini söyledi.

In seinem letzten Atemzug sagte er ihm, dass er adoptiert war.

Çift bir yetimi evlat edinmeye karar verdi.

Das Paar entschied sich, ein Waisenkind zu adoptieren.

Çocuk sahibi olamazsan, her zaman evlat edinebilirsin.

Wenn du keine Kinder kriegen kannst, kannst du immer noch welche adoptieren.

- Nereye gidiyorsun, evlat?
- Nereye gidiyorsun, ey çocuk?

Wohin gehst du, Junge?

Tom ve Mary üç çocuğu evlat edindiler.

- Tom und Mary haben drei Kinder adoptiert.
- Tom und Mary adoptierten drei Kinder.

Evlat edinilen çocuk, yeni ailesiyle mutlu bir yaşam sürdü.

Das adoptierte Kind führte in seiner neuen Familie ein glückliches Leben.

Evlat, birazcık da olsa adam gibi konuşmaya başlıyor gibiyim.

Mann, ich höre mich langsam ein bisschen nach einem Arsch an.

Tom ve Mary, Çinli bir oğlan çocuğunu evlat edindiler.

Tom und Maria haben einen Jungen aus China adoptiert.

- Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu.
- Karım bir çocuk edinmek istiyor.

Meine Frau wollte ein Kind adoptieren.

Onların kendi çocukları olmadığı için bir kız evlat edinmeye karar verdiler.

Da sie selbst keine Kinder hatten, beschlossen sie, ein Mädchen zu adoptieren.

- Tom'u evlat edinmeyin lütfen.
- Tom'u sahiplenmeyin lütfen.
- Tom'u evlatlık almayın lütfen.

Bitte nicht Tom adoptieren!

Tom ve Mary'nin kendi çocukları olamayınca onlar küçük bir kızı evlat edindiler.

Da sie selbst keine Kinder bekommen können, haben Tom und Maria ein kleines Mädchen adoptiert.

Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.

Sie beschlossen, lieber ein Kind zu adoptieren als ein eigenes zu bekommen.

Tom ve Mary ana-babası bir intihar bombacısı tarafından öldürülmüş iki çocuğu evlat edindiler.

Tom und Maria haben zwei Kinder adoptiert, deren Eltern bei einem Selbstmordattentat ums Leben kamen.