Translation of "Hareket" in Korean

0.013 sec.

Examples of using "Hareket" in a sentence and their korean translations:

Hareket edelim! Hareket edelim!

계속 갑시다! 계속 가요!

Pekâlâ, hareket edelim!

자, 계속 움직입시다!

...duyuşuyla hareket eder.

‎청력에 의존하죠

Gizli hareket etmeli.

‎그러려면 은밀해야 하는데

Hayat da hareket demek.

인생은 행동입니다.

Düşünmeden hareket etmek yerine,

생각하지 않을 때와 반대로 행동하게 되며

Kanıtlanmış bir hareket planımız

우리는 증명된 모델을 가지고 있고 실행 계획이 있고,

...hareket edemeyecek kadar kör.

‎눈이 어두워 움직이지 못하죠

Ama geceleri... ...hareket hâlindedirler.

‎하지만 밤이 되면 ‎움직이죠

...başka duyularıyla hareket ediyor.

‎다른 감각에 의존합니다

Size "iki ayaklı hareket" desem

“두 발로 걷는 운동”이라고 말하면

Hareket görmek için okulu bırakıyorlar,

아이들은 조치를 취해달라며 학교에서 나와

Ama çok nazikçe hareket etmeliyiz.

대신 아주 조심스럽게 움직여야 합니다

Tekrar hareket halinde olmak istiyordum,

저는 다시 움직이고 싶었습니다.

Birbiri ardına birçok hızlı hareket yapacağım.

장황하게 저의 기적을 끌어올리기 위해

Yani tüm solunum süresince hareket ediyor,

이 말은 호흡과정내내 폐가 움직인다는 뜻인데요,

öğrencileri matematikte aynı hızla hareket ettiriyoruz.

모든 학생들이 똑같이 수학 진도를 나갑니다.

Şimdi, hakikaten burada kişisel çıkarlı hareket

여기서 순수한 이기적 행동은

Yuvanın en arkasında, pek hareket etmiyor.

‎문어는 굴 한구석에 자리 잡고 ‎거의 움직이지 않았거든요

Fakat hepsi 45 derece hareket yönüne bakıyor.

모두들 자신이 움직이는 방향의 45도쯤을 바라보며 가는 겁니다.

Dinamik hareket etmek mi, statik sağkalım mı?

동적 이동, 아니면 정적 생존?

Ama hareket hâlinde olduğumuzdan, hızlı davranmak zorundayız!

우리는 움직이고 있으니 서둘러야 합니다!

Benim hareket etmemden çok daha hızlı saldırabilirler.

제가 움직이는 것보다 뱀이 공격하는 게 훨씬 빠르죠

Büyük ve ağır nesneleri ayakta hareket ettiriyorum;

크고 무거운 물체들을 단순히 움직이고 세우는 겁니다.

Bu da nemin atmosferde hareket etmesini sağlar.

지상풍은 대기 속으로 수분을 이동시킵니다.

Yerel hareket edebilmek için muazzam fedakârlıklar yaptık

국지적으로 실행에 옮기면서 엄청난 희생을 치러야 했죠.

Yeni bir küresel hareket başlatmasının sebebi bu.

새로운 국제 기구를 시작했습니다.

Bu sadece duygu ve hareket kaybı değil.

그건 단순한 감각과 동작의 상실이 아닙니다.

Ufak yavru kayalarda daha atik hareket ediyor.

‎바위 위에서는 ‎작은 새끼가 더 재빠릅니다

Elimi bırakacağını düşünerek yavaşça yüzeye hareket ettim.

‎문어가 알아서 떨어지겠거니 하고 ‎서서히 수면으로 올라갔죠

Yani hiçbir zaman bir grup hâlinde hareket etmezler.

무리 지어 다니는 경우는 절대 없습니다

Hareket eden tembel hayvanları dikkatle izleyerek saatler geçirdim.

전 움직이는 나무늘보에게 홀려 정말 행복한 시간을 보내고 있어요.

Sonra, alttaki kollardan iki tanesi yavaşça hareket ediyor.

‎그 상태로 두 팔을 밑으로 뻗어 ‎천천히 이동하는 거예요

Çok kötü hareket ediyordu. Yavaşça, çok zayıf şekilde.

‎문어는 힘이 쭉 빠져서는 ‎천천히 겨우겨우 움직였어요

Herhangi bir hareket ya da su sıçraması onları ürkütür.

움직이거나 물을 튀기면 고기가 달아날 거예요

Hızlıca hareket ediyorsun, o küçük kalıpsı plastik sandalyeye çarpıyorsun

재빨리 움직여 곰팡이 핀 작은 플라스틱 의자를 밀어넣고는

Hareket şekli böyle. Aldatmaya yönelik inanılmaz bir yaratıcılığı var.

‎암컷 문어는 이런 식으로 ‎놀라운 창의력을 발휘해 ‎몸을 숨기는 거예요

Bizim de aynı şekilde olumlu şekilde hareket etme becerimiz var,

적극적으로 대처해 긍정적인 변화를 가져올 능력이

Ve hızlı hareket edip zekice seçimler yapmazsak çok fazla dayanamayız.

빠르게 움직이고 현명하게 결정하지 않으면 오래 버틸 수 없습니다

Büyük bir hareket görüp biraz korkuyor, sonra bakıp "Oymuş." diyordu.

‎큰 움직임이 보이면 불안해하다가 ‎저인 걸 확인하고는

Çoğu zaman bu tarantulaları hareket ettirmenin yolu nazikçe üzerine doğru üflemektir.

대개 타란툴라를 움직이게 하는 좋은 방법은 바람을 살살 부는 겁니다

Geçirdiği kazadan uzun yıllar sonra bazı hareket ve duyguları geri döndü.

사고 발생 수년후 어느 정도 운동 능력과 신체 감각을 회복했습니다.

Belki de dalgayla hareket eden alg ya da yosunları taklit etmeye çalışıyor.

‎물결에 흔들리는 다시마나 조류를 ‎흉내 내려고 그러는 것 같아요

Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.

‎커다란 눈으로 빛을 빨아들인 덕에 ‎어둠 속에서 놀라울 만큼 ‎민첩하게 움직입니다