Translation of "Acı" in Korean

Acı.

고통

Ama gerçekten acı!

근데 진짜 써요!

Acı bir ders.

‎뼈아픈 교훈을 얻었습니다

Ailem acı çekiyordu.

‎가족도 힘들어했죠

Acı çekiyor hatta ölüyorlar.

약을 살 형편이 안돼서요.

Adaletsizliği algıladığımızdaysa acı hissediyoruz,

반대로 불공정함을 인지하면 고통을 느끼는데

Acı hakkında da konuşmamızdı.

고통에 대한 이야기도 했다는 측면에서요.

Hiç böyle bir acı hissetmemiştim.

지금까지 겪은 고통 중 최악이었답니다

Acı hissediyoruz ve çekip gidiyoruz.

고통을 느껴 외면하고 떠나 버립니다.

İnsanlar zorluk ve acı çekiyordu,

사람들은 고통에서 벗어나기 위해 발버둥 치고 있었고

Eğer zihnimiz huzursuz ve acı içerisindeyse,

만약 우리의 마음이 평화롭지 못하거나 흥분하면,

Acı verici şekilde apaçık ortada ki

그것은 고통스러울 정도로 명백히 드러나 있습니다.

Yakıcı bir acı hissetti, kıvrandıracak şiddetteydi.

타는 듯한 고통과 강도가 대단했죠

Elim şişer ve acı geri dönerdi.

손이 부어오르면서 통증이 다시 느껴져요

Gerçek ve acı dolu hikayemi anlatmanın

제 모든 진실과 고통을 담은 이야기를 말함으로써 말이죠.

Tüm gezegen önünde sonunda acı çeker.

결국 이 지구 전체가 고통받게 됩니다.

Soğuk ve acı gerçek şu ki:

무서운 현실을 말씀드리자면

O, ısırdığında acı veren korkunç bir katil,

고통스럽게 무는 잔인한 살인마이자

Acı çekmenin hayatın bir parçası olduğunu bilirler.

고통이 삶의 일부임을 잘 알고 있죠.

CEO’ların kendileri yerine acı çekecek çalışanları var.

고용된 사람들이 당하는 일이죠.

Sinirlendiğinde acı ve baharatlı bir Latin misin?

여러분은 화가 나면 톡쏘는 라틴여자인가요?

Yavaş, acı dolu ölümü Napolyon'u derinden üzdü.

그의 느리고 고통스러운 죽음은 나폴레옹을 몹시 언짢게 했다.

Içimizde bu kadar çok acı çekmemize şaşmamak lazım.

우리 모두는 심적으로 고통받고 있어요.

En acı dolu olanları komik bir şeye dönüştürebileceklerini

가장 고통스러운 것도 웃을 수 있는 것으로 바꾸어

Acı içinde ayağa kalktı ve kabinlerden birine girdi.

소녀는 힘겹게 몸을 일으켜 그쪽으로 걸어 갔습니다.

Acı çeken ve savaşan siyahi kitleler olarak görüyoruz.

자유와 존중을 위해 싸우고 있는 자신들을 발견하고 있습니다.

Acı çekmenin büyük gücü hayata bir süre ara vermektir.

고통의 강력한 힘은 삶에 대한 개입이라는 점입니다.

Fakat bu kişinin bir akıl hastalığından acı çektiği çok açıktı.

하지만 그분이 정신과 질환을 앓고 있는 건 분명했어요.

Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.

강력한 하관을 지녔으며 물면 뱀보다 더 큰 고통을 주므로 녀석은 두려운 존재입니다