Translation of "ışığı" in Korean

0.007 sec.

Examples of using "ışığı" in a sentence and their korean translations:

Gözlerindeki ışığı görseniz

두 눈은 반짝이죠.

Yani ışığı farklı yansıtıyorlar.

빛 또한 다르게 반사됩니다.

MB: Bu ışığı açalım.

이쪽 조명을 켜주세요.

Üzerine ışığı tutun ve çekin.

전등을 비춰보고 치워보면

ışığı toplayan holografiyi de anlıyorum.

홀로그래피가 빛의 산란을 되돌리는 것도 알겠고.

çünkü tüm kırmızı ışığı filtreliyoruz.

적색광을 모두 걸러 냈기 때문이지요.

Güneş ışığı yerine yapay LED'ler kullanılır.

자연광이 LED와 같은 인공광으로 대체됩니다.

İlki, basit bir UV ışığı kullanmak.

첫 번째는 자외선 전등을 이용하는 겁니다

Sonra istersek ışığı tekrar beyne odaklayabilir

그런 다음 우리는 뉴런 혹은 뇌의 일부를 자극하기위해

Dolunayın ışığı çitaların avlanmasına yardımcı oluyor.

‎보름달의 빛은 ‎치타의 사냥에 도움이 됩니다

Zemine çok az ay ışığı ulaşır.

‎달빛도 대부분 가로막히죠

Mercanların pigmentleri, zararlı morötesi ışığı emip

‎산호의 색소가 ‎유해한 자외선을 흡수하여

Bu tünelden çıkmak için ışığı takip edeceğiz.

저 빛을 따라 동굴을 빠져나가도록 하죠

Temiz hava ve yüze vuran güneş ışığı.

신선한 공기 얼굴에 닿는 햇볕

Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.

‎햇빛이 없으면 ‎해초는 산소 생산을 멈춥니다

UV ışığı kullanarak akrep avına çıkmak istiyorsunuz demek?

자외선 전등을 이용해서 전갈을 사냥하자고요

Yıldızların ışığı, ay ışığından 200 kat daha sönüktür.

‎별빛은 달빛보다 ‎200배 이상 희미합니다

Gözlerinde bulunan yansıtıcı katman çok az olan ışığı kuvvetlendirir.

‎사자 눈 안의 반사막은 ‎희미한 빛을 증폭시킵니다

Hilalin sönük ışığı avcının müttefiki. Antiloplar uyumaya cüret edemez.

‎이울어가는 빛은 사냥꾼의 편이죠 ‎누들은 감히 잘 수 없습니다

Ay ışığı, iç içe geçmiş ormandan içeri sızmakta zorlanıyor.

‎나무들이 뒤엉켜 있어 ‎달빛이 쉽사리 뚫지 못합니다

Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.

‎퓨마 눈 속의 거울 같은 세포들이 ‎얼마 안 되는 빛을 증폭시킵니다

Ay'dan yansıyan morötesi ışığı absorbe edip florışı şeklinde etrafa yayıyorlar.

‎달에 반사된 자외선을 흡수해서 ‎형광을 내뿜습니다

Yapılacak en iyi şeyin bu ışığı açık bırakmak ve tüm böceklerin

곤충들이 빛을 보고 날아들도록

Ama zifiri karanlık değil. Dolunayın ışığı Güneş'inkinden 400.000 kat daha sönüktür.

‎그러나 완전한 어둠은 아닙니다 ‎보름달의 빛은 ‎태양보다 40만 배 어둡습니다

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

‎수천 개의 작은 렌즈로 이루어진 ‎녀석의 눈은 ‎마지막 남은 빛 한 점까지 ‎전부 모읍니다

Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.

‎커다란 눈으로 빛을 빨아들인 덕에 ‎어둠 속에서 놀라울 만큼 ‎민첩하게 움직입니다

Hatta bu ışığı avlanmakta da kullanıyor olabilirler. Belki de sadece gösterinin tadını çıkarıyorlardır.

‎그 빛을 이용하여 ‎사냥하는 것인지 모릅니다 ‎아니면 ‎그저 즐기는 것인지도 모르죠