Translation of "Üzerine" in Korean

0.008 sec.

Examples of using "Üzerine" in a sentence and their korean translations:

üzerine kurulu.

지도자 자리를 빼앗아 갑니다.

Larvayı üzerine koyacağım.

애벌레를 끼웁니다

Kayalığın üzerine çıktım.

절벽 위에 올랐습니다

Kapağı üzerine kapatalım.

뚜껑을 덮읍시다

Yozlaşmanın üzerine gittik,

우리는 부정 부패를 단속했고

Peki, zihinleri üzerine?

하지만 정신적인 단련은 어떨까요?

Ekonomi üzerine son araştırmalar,

최신의 연구결과를 근간으로

Kendi değerimiz üzerine düşünmeyi

우리들의 가치에 대해 어떻게 생각할지

Çatlakların üzerine inşa ediyoruz.

우리는 파괴의 위에 짓고 있습니다.

Bulutta çalışan hava kalitesi üzerine

오염된 대기속을 분석하는

Sekiz yıldır bunun üzerine düşünüyorum.

저는 이 문제에 대해 8년째 고민을 하고 있습니다.

Üzerine oturmak için ip... ...kullanacağım

로프를 깔고... 앉으면

Üzerine oturmak için... ...ip kullanacağım

로프를 깔고... 앉으면

Üzerine oturmak için... ...ip kullanacağım.

로프를 깔고... 앉으면

Üzerine ışığı tutun ve çekin.

전등을 비춰보고 치워보면

Elektrofizyoloji üzerine bir deney yapacağız,

전기생리학에 관한 실험을 하나 할 건데요.

Sabırlı bir zihin üzerine konsantre oluyoruz.

우리는 인내의 마음에 집중합니다.

Atın eğeri üzerine çıkmaya korkmama rağmen

안장에 앉는 것이 두려웠지만,

Ne olacağını düşünmek üzerine ağırlıklarını koydular.

인공지능이 미래에 어떻게 변할지를 말했습니다.

Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.

높이 있는 가지 중 하나로 로프를 올려야 합니다

Kayalığın üzerine çıktık. Muhteşem bir manzara.

절벽 위에 올랐습니다 경치 끝내주네요!

üçüncü kattaki pencereden betonun üzerine düştüm.

3층 창문에서 콘크리트 바닥으로 추락했거든요.

Ve bu atkıyı kullanıp üzerine işeyeceğim.

이 버프에다가 오줌을 눕니다

Cildin hemen üzerine boşluğa bakteri ekliyorum,

그리고 피부 위의 공기 중에 약간의 박테리아를 겹쳐놓을 텐데

Ve gerçekler üzerine kurulmayan köprüler yıkılacak.

진실에 근거하지 않은 다리는 무너지고 말 겁니다.

Aptal gibi bir dondurma kabının üzerine koymuştum,

멍청하게도 아이스크림 뚜껑 위에 올려놓는 바람에

Tamam, şimdi bunu bir dalın üzerine atacağız.

자, 이제 이걸... 가지 위로 던집니다

Bu teknolojinin potansiyeli üzerine büyük bahis yaptılar

이 기술의 잠재성에 큰 도박을 걸었다고 할 수 있습니다.

Ve bir sinek üzerine konduğunda yaprağın içerisinde

파리지옥의 잎에 파리가 앉았을 때 잎 속에서 어떤 일이 일어나는지

Ama bugün bir bulgu üzerine odaklanmak istiyorum:

하지만 오늘은 아마 이 방대한 연구에서

Derslerimde yaratıcılık üzerine en sevdiğim alıştırmalardan biri,

창의성에 관한 제 수업에서 제가 가장 좋아하는 실습 중 하나는

Tamamen anlamadığım bir şey üzerine çalışmama rağmen

제가 완벽하게 알지 못하는 일을 하고 있음에도 불구하고

Lütfen bugünün etkinliği üzerine sıkı çalışan gönüllülere

그러므로 오늘날을 위해 애쓴 자원봉사자들에게

Bunun üzerine kendime "mutlu feminist" demeye karar verdim.

그래서 저는 제 스스로를 '행복한 페미니스트'로 칭했습니다.

Her şey, tamamen her şey bunun üzerine kurulu.

정말 모든 게 다 그렇게 만들어졌습니다.

Aslında sırt çantası bile olur. Bakın, üzerine yatıyorum.

사실, 배낭도 쓸모 있습니다 배낭 위에 눕는 거죠

ırkçılık üzerine konuşmaları için çok küçük olduklarını düşünebilir

인종차별에 대한 대화를 하기에는 너무 어리다고 생각할지도 모릅니다.

Ve Mark Facebook'u düzeltme konusundaki suçlamaları üzerine alıyor.

마크는 페이스북을 고치는 데 앞장서고 있어요.

Ve bizim bu konu üzerine olacak çalışmalarımızın yalnızca başı.

이것은 이 주제에 대한 우리의 연구의 시작에 불과합니다.

Ya da basitçe "alışma" dediğimiz psikolojik süreç üzerine kurdum.

쉽게 말해, "익숙해지는 것"이었는데

Genellikle, acılarımızın üzerine temiz bir sayfa çekme arzusu duyarız,

우리는 종종 우리의 고통을 백지로 덮고 싶어 하는 경향이 있습니다.

Ertesi sabah General Osten-Sacken'in üzerine yürüdü Montmirail yakın kuvvet.

다음날 아침, 그는 몽미라일 근처에서 오스텐 자켄 장군의 부대를 향해 진군했다.

Sonra, Khumbu Buz Çağlayanı'nın üzerine ahşap bir köprü inşa edildi.

이 나무로 쿰부 아이스폴을 가로지르는 다리를 만들었지요.

Bu projeleri bir harita üzerine yerleştirirseniz, birçoğunun Sincan'dan geçtiğini görerek,

이 프로젝트들을 지도에 그려보면 여러 프로젝트가 신장을 통과하는 걸 볼 수 있죠

Çoğu zaman bu tarantulaları hareket ettirmenin yolu nazikçe üzerine doğru üflemektir.

대개 타란툴라를 움직이게 하는 좋은 방법은 바람을 살살 부는 겁니다

Lateks eldiveni alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

어떻게 해야 하느냐면 라텍스 장갑을 바짝 당겨 통에 씌우고 뱀 머리를 잡아서

Lateks eldivenimizi alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

어떻게 해야 하느냐면 라텍스 장갑을 바짝 당겨 통에 씌우고 뱀 머리를 잡아서

Eğitim, saldırıların önlenmesi ve insanların yaşadığı alanlarda dolaşan kedilerin takibi üzerine çalışıyor.

산자이는 교육과 충돌 방지 그리고 사람의 서식지를 배회하는 표범 추적에 힘쓰고 있죠

Belki 100 tane kabuk ve taşı toplamış, kollarını da savunmasız kafasının üzerine doğru katlıyor.

‎조개껍데기와 돌을 ‎100개쯤 얼른 줍더니 ‎공격에 취약한 머리를 ‎팔을 접어 감싸더군요