Translation of "Kullanmak" in French

0.015 sec.

Examples of using "Kullanmak" in a sentence and their french translations:

Binek hayvanı kullanmak

utiliser un animal de compagnie

Aletleri kullanmak zorundasın.

- Tu dois faire usage d'outils.
- Vous devez employer des outils.
- Vous devez utiliser des outils.

Onu kullanmak istemiyorlar.

- Ils ne veulent pas l'utiliser.
- Elles ne veulent pas l'utiliser.

Merdiveni kullanmak zorundayız.

Nous devons prendre les escaliers.

Sigara kullanmak yasaktır.

Il est défendu de fumer.

Bilgisayarını kullanmak istemiyorum!

Je ne veux pas utiliser ton ordinateur !

Hangi yatağı kullanmak istiyorsun?

Quel lit veux-tu utiliser ?

Benimkini kullanmak ister misin?

- Veux-tu utiliser le mien ?
- Veux-tu utiliser la mienne ?
- Voulez-vous utiliser le mien ?
- Voulez-vous utiliser la mienne ?

Bu ürünü kullanmak eğlenceli.

- Ce produit est marrant à utiliser.
- Ce produit est amusant à utiliser.

Sanırım ofisimi kullanmak istiyorsun.

- Je suppose que vous voulez utiliser mon bureau.
- Je suppose que tu veux utiliser mon bureau.

Oy kullanmak istiyor musun?

Veux-tu voter ?

Tom araba kullanmak istemiyor.

Tom ne veut pas conduire.

Ağacın kabuğunu mu kullanmak istiyorsun?

Vous voulez utiliser l'écorce du bouleau ?

Bakın, onu kullanmak nasıl olur?

Et si on se servait de lui ?

Büyükannenizle aynı fırçayı kullanmak istemezdiniz.

C'est sympa de ne pas devoir partager sa brosse avec mamie.

O yüzden kendisi kullanmak istiyordu

donc il voulait l'utiliser lui-même

- Tuvalete gitmeliyim.
- Tuvaleti kullanmak zorundayım.

Je dois aller aux toilettes.

Onu kullanmak için iznini istiyorum.

- J'aimerais ta permission pour l'employer.
- J'aimerais votre permission pour l'employer.
- J'aimerais ta permission pour l'utiliser.
- J'aimerais votre permission pour l'utiliser.

Araba kullanmak gerçekten çok basit.

Conduire une voiture est vraiment très simple.

Araç kullanmak zorundaysan içki içmemelisin.

Si vous devez conduire, il ne faut pas boire.

Bilgisayar kullanmak için yazmayı öğrenmelisin.

Vous devez apprendre à taper pour utiliser un ordinateur.

Bunu gelecekte kullanmak için saklayacağız.

Je vais le garder pour une utilisation future.

Askerler silahları kullanmak için eğitilirler.

Les soldats sont entraînés à utiliser des armes.

Sözlüğünü defalarca kullanmak zorunda kaldı.

Elle dut utiliser son dictionnaire à de nombreuses reprises.

Her gün Fransızca kullanmak zorundayım.

Je dois me servir du français tous les jours.

O halde programımızı kullanmak için onlara

Donc demandons-leur des frais d'adhésion hebdomadaires

İlki, basit bir UV ışığı kullanmak.

D'abord, on utilise une lampe UV.

kullanmak yerine ya siz de araştırın

au lieu de l'utiliser, vous pouvez enquêter

Oy kullanmak için yeterince yaşlı mısın?

Avez-vous l'âge de voter ?

Bu bilgiyi ticari amaçlı kullanmak yasak.

Il est interdit d'utiliser ces informations à des fins commerciales.

Sahip oldukları parayı kullanmak zorunda kaldılar.

Ils ont dû utiliser tout l'argent dont ils disposaient.

Onu kullanmak için hiç fırsatım olmadı.

Je n'ai jamais eu l'occasion de l'utiliser.

Onu ne için kullanmak istediklerini bilmiyoruz.

- Nous ignorons à quoi ils veulent l'employer.
- Nous ignorons à quoi elles veulent l'employer.
- Nous ignorons à quel usage ils le destinent.
- Nous ignorons à quel usage elles le destinent.

İngilizce kullanmak için az fırsatımız var.

Nous avons peu d'occasions d'utiliser l'anglais.

Onu kullanmak için bir yol bulacağız.

- Nous trouverons un moyen de l'utiliser.
- On trouvera un moyen de l'utiliser.

Toplu taşiıma yerine kendi arabanı kullanmak,

d'utiliser sa propre voiture plutôt que les transports en commun.

Dikkatsiz araba kullanmak kazalara sebebiyet verir.

Conduire nonchalamment provoque des accidents.

Araba kullanmak için yeterince yaşlı değilsin.

- Tu n'es pas assez vieux pour conduire.
- Tu n'es pas assez grande pour conduire.
- Vous n'êtes pas assez âgé pour conduire.
- Vous n'êtes pas assez vieille pour conduire.
- Vous n'êtes pas assez âgées pour conduire.

Bu kitabı kullanmak hiç işe yaramaz.

Utiliser ce livre ne fonctionne absolument pas.

Fakat bu bilgi kartlarında çeviri kullanmak yerine,

Mais au lieu d'utiliser la traduction des mots,

İnternet kullanmak için bir tarayıcıya ihtiyacımız var

Nous avons besoin d'un navigateur pour utiliser Internet

Tom araba kullanmak için hala çok genç.

Tom est trop jeune pour conduire.

Bir bilgisayarı kullanmak için yazmayı öğrenmek zorundasın.

Vous devez apprendre à taper pour utiliser un ordinateur.

Garajı bir atölye olarak kullanmak için uyarladım.

J'ai aménagé le garage pour m'en servir d'atelier.

Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.

Tu n'as pas besoin d'utiliser un dictionnaire quand tu lis ce livre.

"Otizmli Gençler için Minecraft'ı Destekleyici Teknoloji olarak Kullanmak"

« Utiliser Minecraft comme technologie d'aide pour les jeunes autistes. »

Matarayı kullanmak çok daha iyi bir yol olurdu.

La gourde aurait fait un bien meilleur allié.

Ağacın kabuğunu mu kullanmak istiyorsun? Peki, bunu deneyelim.

Vous voulez utiliser l'écorce de bouleau ? Bon, essayons.

Yapmaya çalıştığım şey, bunu can yeleği gibi kullanmak.

J'essaie de fabriquer un gilet de sauvetage.

Aslında akrep ararken UV ışık kullanmak oldukça akıllıcadır.

C'est plutôt malin d'utiliser cette lampe pour chercher les scorpions.

İşte bunu anlayabilmek için beynimizi yoğun kullanmak gerekiyor

Pour comprendre cela, nous devons utiliser notre cerveau intensément.

Şimdi kapatmak zorundayım. Biri telefonu kullanmak için bekliyor.

- Il faut que je raccroche. Quelqu'un attend pour utiliser le téléphone.
- Je dois raccrocher maintenant. Quelqu'un attend pour utiliser le téléphone.

- Motosiklete kasksız binmek tehlikelidir.
- Kasksız motosiklet kullanmak tehlikelidir.

Il est dangereux de rouler sans casque à moto.

Araç kullanmak için 18 yaşın üstünde olmak zorundasın.

Tu dois avoir plus de dix-huit ans pour conduire.

Eski modelle karşılaştırıldığında bunu kullanmak çok daha kolaydır.

Comparé à l'ancien modèle, ceci est bien plus facile à manipuler.

Bu bilgisayarı kullanmak için bir şifreye ihtiyacımız var.

Il faut un mot de passe pour utiliser cet ordinateur.

Gelgitin gücünü kullanmak kıyı topluluklarına çok yardımcı olabilir.

Exploiter la puissance des marées pourrait être très utile aux populations vivant sur le littoral.

Aynı anda telefonda konuşmak ve araç kullanmak tehlikelidir.

Il est dangereux de téléphoner au volant.

Diyelim ki sosyal medya kullanmak profesyonel başarımın merkezi değil.

Les réseaux sociaux ne sont sans doute pas au cœur de ma réussite professionnelle.

Ressam olarak amacım mümkün olan en düşük miktarı kullanmak.

En tant qu'artiste, je cherche à minimiser leur usage.

Biz çok daha fazla zirai ilaç kullanmak zorunda kalacağız

nous devrons utiliser plus de pesticides

- Tuvalete gitmek zorundayım.
- Banyoya gitmem gerekiyor.
- Tuvaleti kullanmak zorundayım.

- Je dois me rendre aux toilettes.
- Je dois aller aux toilettes.
- Il faut que j'aille aux toilettes.

Diğer seçenekse kendi halatımı kullanmak. Onu bağlayıp yamaçtan aşağı inebilirim.

L'autre option, c'est d'utiliser ma corde pour descendre la falaise en rappel.

İşe atla gitmek veya çevirmeli telefon kullanmak gibi bir şey olur.

comme venir au travail en cheval ou avoir un téléphone à cadran rotatif.

Dağı geçmek için o madeni kestirme olarak kullanmak iyi bir karardı.

C'était bien d'utiliser la mine comme raccourci à travers la montagne.

O madeni, dağın altıdan geçmek için kestirme olarak kullanmak iyi bir karardı.

C'était bien d'utiliser la mine comme raccourci à travers la montagne.

O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.

Elle n'avait qu'à user de son regard de chien battu pour que je sois son serviteur dévoué.

Web sitelerini kullanmak için kayıt sırasında insanların sahte kişisel bilgi vermeleri nadir değildir.

Ce n'est pas inhabituel pour les gens de donner de fausses informations quand ils s'inscrivent à des sites web.

Demek karşıya geçmenin en iyi yolunun halatı kullanmak olduğunu düşünüyorsunuz. Tamam, hadi. İşte başlıyoruz.

Vous pensez que le meilleur moyen, c'est d'utiliser cette corde. Okay, c'est parti.

Senin konuşma tarzını kullanmak için, onun seni sevip sevmediğini bilmiyorum; ama onun döneceğini biliyorum.

J’ignore si, pour employer votre expression de jeune fille, il vous aime ; mais je sais qu’il reviendra.

Tek kullanımlık yemek çubuklarını kullanma yerine yemek yemek ve daha sonra yıkamak için plastik yemek çubuklarını kullanmak en iyisi.

Il est préférable d'utiliser des baguettes de table faites en plastique et de les laver plutôt que d'utiliser des baguettes jetables.