Translation of "Yanında" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Yanında" in a sentence and their japanese translations:

Yatağının yanında oturmuş,

私は彼女のベッドの脇に座り

Diğer yanında ise

反対の極にあるのは

Sözlüğü yanında bulundur.

その辞書を手元に置いておきなさい。

Yanında sos istiyorum.

ソースを別にください。

Ailesinin yanında oturuyordu.

彼は家族に囲まれて坐っていた。

Arkadaşını yanında getir.

友達を連れてきなさい。

O onun yanında.

彼は彼女の側にいます。

Dünya'nın dört bir yanında

‎地球のいたる所で‎―

Dünyanın dört bir yanında...

‎地球のいたる所で‎―

Çadırı nehrin yanında kurduk.

川の近くにテントを張った。

İnsanlar sahilin yanında oynuyorlar.

人々が浜辺付近で遊んでいる。

Kraliçe kralın yanında durdu.

王妃は王のかたわらに立っていた。

İhtiyacın olduğunda yanında olacağım.

まさかの時にはあなたを助けてやろう。

Sandalye pencerenin yanında değildir.

その椅子は窓のそばにはありません。

Yanında çok valiz aldı.

- 彼女は手荷物をたくさん持って行った。
- 彼女は手荷物をたくさん持ってきた。
- 彼女は手荷物をたくさん持っていた。

Onun evi parkın yanında.

彼女の家は公園の近くにある。

Evinin yanında göl vardı.

湖が彼の家のそばにあった。

O onun yanında durdu.

彼女は彼のそばに立っていた。

Onlar ateşin yanında oturdular.

彼らはたき火の側に座りました。

Onlar okulun yanında yaşıyorlar.

彼らは学校の近くに住んでいる。

Gölün yanında kamp yaptık.

我々はその湖のほとりでキャンプした。

O, kapının yanında çömeldi.

彼女は門のところにしゃがみこんだ。

Ben onun yanında yürüyorum.

僕は彼女と一緒に歩いている。

Tom Mary'nin yanında oturuyordu.

トムはメアリーの隣に座っていた。

Kaza kavşağın yanında oldu.

事故はあの交差点の近くで起こった。

Bill denizin yanında yaşıyor.

ビルは海の近くに住んでいます。

Erkek kardeşini yanında getir.

君の弟を一緒に連れてきなさい。

Ben onun yanında oturdum.

私は彼女の側に座った。

Dergiler masanın yanında yığılı.

雑誌はテーブルの脇に積んである。

Tom, Mary'nin yanında oturuyordu.

- トムはメアリーのそばに座っていた。
- トムはメアリーの隣に座っていた。

Cep telefonun yanında mı?

今携帯持ってる?

Hepimiz onun yanında gittik.

彼のほかに私たち皆が行った。

Tom Maria'nın yanında oturuyordu.

トムはマリアのそばに座っていた。

Pencere yanında koltuk istiyorum.

窓側の席がいいです。

- Anne bebeğinin yanında yatakta yatıyordu.
- Anne yatakta bebeğinin yanında uzanıyordur.

母親はベッドで赤ちゃんの側で横になった。

- Pencere yanında masanız var mı?
- Pencerenin yanında masanız var mı?

窓側の席がありますか。

- Okyanusun yanında yaşar ama yüzemez.
- Okyanusun yanında yaşar ama yüzmeyi bilmez.

海の近くに住んでいるのが、彼女は泳げない。

Bu tür siyah topların yanında

分かりやすい危険性に加え

İyi otlaklar kasabanın öte yanında.

‎いい餌場は その向こう側だ

Yanında orta yaşlı kızı var

助手席には 中年になる娘さんが 座っています

Birkaç kız kapının yanında duruyor.

数人の少女が門のそばに立っている。

Yanında bozuk para var mı?

小銭の持ち合わせはありますか。

Yurtdışına çıkınca kızını yanında götürdü.

外国へ行く時は必ず娘を連れて行った。

Ne olursa olsun yanında olacağım.

- 何事が起ころうとも、君を応援するよ。
- 何が起ころうとも、私はあなたの味方をする。

Yağmurun yanında şiddetli rüzgarları yaşadık.

- 雨に加えて激しい風にもあった。
- 雨だけでなく、激しい風にもみまわれた。

Evimin yanında bir kilise var.

わが家の近くに教会がある。

Kapının yanında bir köpek var.

ドアの側に犬がいます。

Masanın yanında dört sandalye vardı.

テーブルのそばには椅子が4脚あった。

O, eğitimin yanında temel sorundur.

それは教育に次いで大きな問題だ。

Kanepe masanın yanında ön tarafta.

ソファーは写真前方にあってテーブルの脇にある。

Tartışmada onun yanında yer aldık.

その論争で我々は彼に味方した。

Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.

その事故は彼の家の近くで起こった。

Evin yanında bir nehir var.

その家の側には川がある。

Gözleri kapalı onun yanında oturdu.

彼は目を閉じて彼女のそばに座っていた。

Yanında sadece 100 yeni vardı.

彼は百円しか持ち合わせていなかった。

Ateşin yanında ıslak elbiselerini kuruttu.

彼は濡れた服を火にあぶってかわかした。

Onun yanında az parası var.

彼は今ほとんどお金を持ち合わせていない。

O, erkek kardeşinin yanında duruyordu.

彼は兄のそばに立っていた。

Adam Tom'un sandalyesinin yanında durdu.

男はトムの椅子のそばで立ち止まった。

Kız kardeşinin yanında kısa görünüyor.

彼女は姉のそばでは低く見える。

Haruki'nin yanında çok parası yok.

春樹はあまりお金を持っていない。

Ann'in yanında biraz parası var.

アンはお金を少し持っている。

Git ve babanın yanında otur.

お父さんのそばに座りなさい。

Senin yanında olduğum zaman mutluyum.

君といると幸せだ。

Sadece bu kez yanında olacağım.

今回だけは君の味方をしよう。

Göletin yanında bir adam var.

池のそばに男がいる。

Gölün yanında epeyce otel var.

湖畔にはかなり多くのホテルが有る。

Evimin yanında bir okul vardır.

私の家の近くに学校があります。

Tom Mary'nin hemen yanında duruyor.

トムはメアリーのすぐそばに立っている。

Yanında cep telefonun var mı?

今携帯持ってる?

Yanında ne kadar paran var?

- 所持金はいくらありますか。
- お金はいくら持っていますか。
- いくら持ち合わせがありますか。
- いくらお金をもっていますか。

Ben pencerenin yanında oturmayı severim.

私は窓ぎわにすわるのが好きだ。

Yanında bir şemsiye getirdin mi?

傘を持ってきましたか。

O, kız kardeşini yanında götürdü.

彼は妹を連れて行った。

İki çocuk evin yanında oynadı.

二人の子供が家のそばで遊んでいた。

Biz nehrin yanında çadır kurduk.

川の近くにテントを張った。

Yanında çok paran var mı?

お金の持ち合わせは多いですか。

Yanında hiç paran var mı?

- 今、お金を持っていますか。
- お金の持ちあわせがありますか。

Pencerenin yanında bir masa istiyorum.

窓際の席をお願いします。

Evimin yanında bir park vardır.

私の家の近くに公園がある。

Elçilik, yargıtayın yanında yer almaktadır.

大使館は最高裁判所に隣接している。

Tom'un yanında çok parası yok.

トムはあまり持ち合わせがない。

Evimin yanında birkaç dükkân var.

私の家の近くに何軒か店があります。

- O, kumsalın yanında yaşıyor ama yüzemez.
- O, kumsalın yanında yaşar ama yüzmeyi bilmez.

海の近くに住んでいるのが、彼女は泳げない。

Onlar ülkenin her yanında topluluk kurucuları.

彼らはコミュニティを作る者として 全国あちこちにいるからです

Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.

‎子連れのため ‎裏通りを選んで進む

Tapınağın yanında uzun bir ağaç vardı.

昔はお寺の近くに高い木があった。

Havaalanının yanında bir oteli tercih ederim.

空港の近くのホテルを希望します。

Bankanın yanında eski bir arkadaşa rastladım.

- 銀行の近くで旧友を見つけた。
- 銀行の近くで昔の友達にばったり会った。
- 銀行の近くで昔の友達に偶然会った。

Parkın yanında bir kahve dükkânı vardı.

以前その公園の近くにコーヒーショップがあった。

Eğer yanında bir harita taşısaydı kaybolmazdı.

もしも地図を持っていたならば、彼は道に迷わなかったろうに。

Mary yanında uyuyan bir kediyle okuyordu.

メアリーは読書をしており、1匹の猫がかたわらで眠っていた。

Ne olursa olsun senin yanında olacağım.

どんなことがあっても君の味方をする。

Kapının yanında bir erkek çocuk var.

ドアの近くに少年がいます。

Tartışmada ben onun yanında yer aldım.

その議論で私は彼に味方した。

Onun yanında getirdiği çocuk çok yakışıklıydı.

彼女が連れてきた少年はとてもハンサムだった。

O her gün şemsiyesini yanında taşır.

彼は毎日傘を持っていく。

Öğrencilerinin yanında kötü bir ünü var.

彼は生徒に評判が良くない。