Translation of "Okumayı" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Okumayı" in a sentence and their japanese translations:

Okumayı severim.

私は読書が好きです。

- Kitap okumayı seviyorum.
- Kitap okumayı severim.

- 読書が好きです。
- 私は読書が好きです。
- 私は本を読むのが大好きだ。

- Kitap okumayı seviyorum.
- Ben kitap okumayı severim.
- Ben kitapları okumayı severim.

- 読書が好きです。
- 私は本を読む事が好きです。
- 私は読書が好きです。

- Ben kitabı okumayı bitirdim.
- Kitabı okumayı bitirdim.

その本を読み終えた。

çocuklara okumayı öğretmek?

子供たちを教育するって?

Gazete okumayı bıraktı.

彼は新聞を読むのをやめた。

Okumayı yazmayı öğren.

我々は読み書きをならう。

Çocuk okumayı öğrendi.

その男の子は字を読むことを覚えた。

Çocukken okumayı severdim.

私は子供のころ読書が大好きだった。

O okumayı sever.

彼女は読書が好きだ。

Kitap okumayı seviyorum.

私は本を読むのが大好きだ。

Kitabını okumayı bitirdim.

君の本をちょうど読み終わったとこです。

- Ben kitap okumayı severim.
- Ben kitapları okumayı severim.

- 私は本を読む事が好きです。
- 私は本を読むのが好きです。

Romanı okumayı bitirdin mi?

- 君はその小説を読み終えましたか。
- その小説は読み終えましたか。
- あなたはその小説を読み終えましたか。
- その小説は読み終わったの?

Kitabı okumayı bitirdin mi?

- その本をもう読み終えましたか。
- その本は読み終わったの?

O kitap okumayı seviyor.

彼女は本を読むのが好きだ。

O, kitap okumayı bıraktı.

彼は本を読むのを止めた。

O, kitap okumayı sever.

- 彼は本を読むのが好きだ。
- 彼は読書が好きです。

O kitabı okumayı bitirdim.

その本を読み終えた。

Gazete okumayı bitirdin mi?

もう新聞を読み終わりましたか。

Büyükbabam kitap okumayı sever.

おじいちゃんは本を読むのが好きだ。

O, gazete okumayı sever.

彼は新聞を読むのが好きだ。

Gündüz vakti okumayı severim.

僕は日の光で本を読むことが好き。

- Okumaktan vazgeç.
- Okumayı bırakın.

読むのを止めなさい。

Gizem romanlarını okumayı seviyorum.

- ミステリー小説を読むのが好きです。
- 推理小説を読むのが好きです。

Bilimsel makaleleri okumayı sever.

彼女は科学論文を読むのが好きです。

Önerilen okumayı bitirdin mi?

あなたはもう推薦図書を読み終えましたか。

Kitabı okumayı yeni bitirdim.

- ちょうどその本を読み終わったところだよ。
- 私はちょうどその本を読み終えたところです。
- 私はその本を読み終えたところです。

Okumayı yazmaya tercih ederim.

- 私は物を書くよりも本を読む方が好きだ。
- 私は物を書くことより、読むことの方が好きです。

Ben okumayı çok severim.

- 私は本を読むのが好きです。
- 私は読書が好きです。

El kitaplarını okumayı umursamıyorum.

マニュアルを読むのは、別にどうってことないよ。

O, kitap okumayı sürdürdü.

彼は本を読み続けた。

O, mektubu okumayı bitirdi.

彼女は手紙を読み終えた。

Kitap okumayı henüz bitirmedim.

私はまだその本を読み終えていない。

O, kitabı okumayı bitirdi.

彼はその本を読み終えました。

Meydan okumayı gerçekten seviyorum.

私はこの挑戦をとても楽しんでいる。

Yakında bu romanı okumayı bitireceğim.

- もうすぐこの小説を読み終えます。
- この小説、もうすぐ読み終わるんだよ。

Bu kitabı okumayı önceden bitirdim.

- 私は既にこの本を読み終えました。
- この本はもう読み終わったよ。

Kitabı okumayı bitirince yerine koy.

本を読んだら元あった所に返しなさい。

Çalışırken çizgi roman okumayı bırakın.

仕事中に漫画の本を読むのはやめること。

Jobs'un biyografisini okumayı bitirdin mi?

ジョブズの伝記読み終わったかい?

Jobs'un kitaplarını okumayı bitirdin mi?

ジョブズの伝記読み終わったかい?

Ben hikaye kitapları okumayı severim.

私は物語の本を読むのが好きだ。

O kitabı okumayı bitirdin mi?

- あの本は読み終えましたか。
- その本読み終わったの?

Bu kitabı okumayı henüz bitirdim.

私はもうこの本を読み終えました。

Ben gizem romanları okumayı seviyorum.

私は推理小説を読むのが好きです。

Canım dedektif hikayesi okumayı istedi.

私はその探偵小説を読みたい気がした。

Yorum ekleme kod okumayı kolaylaştırır.

コメントを付けるとコードが読みやすくなります。

Bilim kurgu romanlarını okumayı severim.

SF小説を読むのが大好きなんです。

Kitabı okumayı bitirdiysen kütüphaneye iade et.

その本を読み終えたら図書館に返しなさい。

Okumayı bitirdiğinde lütfen gazeteyi bana ver.

その新聞を読み終えたら私にください。

Yarına kadar o kitabı okumayı bitirmeliyim.

その本を明日までに読み終えなければならないんだ。

Ben dün gece kitabı okumayı bitirdim.

- 私は昨夜その本を読み終えた。
- 私は昨晩その本を読み終えた。
- 昨夜その本全部読み終わったよ。

Bir hafta içinde kitabı okumayı bitireceğim.

私は1週間すればその本を読み終えるつもりだ。

Kitap okumayı televizyon izlemeye tercih ederim.

- 私はテレビを見るより読書するほうが好きです。
- テレビを見るより本を読む方が好きです。

O, öğle yemeğinden sonra okumayı sürdürdü.

彼は昼食後また読書を始めた。

İngiliz edebiyatı okumayı seversin, değil mi?

英文学を読むのが好きですよね。

Sadece okumayı ya da konuştuğumuz dili değil

瞬きのし方を教えてくれただけでなく

Gençken, okuyabildiğim kadar fazla kitap okumayı denedim.

若い時は、私はできるだけ多くの本を読もうとした。

Öğretmen okumayı bitirdiğinde bir öğrenci elini kaldırdı.

教師がそれを読み終えたとき、1人の学生が手を上げた。

Eve gitmektense kütüphanede oturup okumayı tercih ederim.

家に帰るより、図書館で本を読んでいるほうがいいです。

Lütfen onu okumayı bitirdiğinde kitabı iade et.

その本を読み終えたら返してください。

Babam öğle yemeği yemek için okumayı bıraktı.

父は昼食を食べるために読書をやめました。

Okumayı başka her şeyden daha çok sever.

彼女は何よりも読書が好きだ。

Bu mektubu okumayı bitirdikten sonra, onu yak.

この手紙は読み終わったら燃やしてください。

Gelecek yıl Amerika Birleşik Devletleri'nde okumayı düşünüyorum.

来年アメリカに留学しようかと思っています。

Bu kitap çocuklara okumayı öğretmek için tasarlanmıştır.

この本はこどもに読み方を教えるように計画されている。

O her gün gazete okumayı asla kaçırmaz.

彼は毎朝かかさず新聞を読む。

Onu okumayı bitirdikten sonra bu mektubu yak.

この手紙は読み終わったら燃やしてください。

Tom bir gecede o kitabı okumayı bitirdi.

トムは一晩であの本を読み終えた。

- O kitabı okumayı bitirdiğinde onu bana geri ver.
- Bu kitabı okumayı bitirdiğinde, lütfen onu bana geri ver.

その本を読み終えたら私に返してください。

- O kitabı okumayı bitirdiysen onu ödünç almak istiyorum.
- Eğer bu kitabı okumayı bitirdiysen, onu ödünç almak istiyorum.

その本を読み終えたのであれば、私が借りたいのですが。

Onu okumayı bitirdiğinde lütfen kitabı bana ödünç ver.

その本を読み終えたら私に貸して下さい。

O her gün on sayfa okumayı ilke edindi.

- 彼は毎日必ず10ページ読むことにしていた。
- 彼は毎日かならず十ページ読む事にしていた。

Ben cumartesi günü kütüphanede kitaplar okumayı prensip ediniyorum.

土曜の午後は図書館で本を読む事にしています。

Bu yıl okuyabildiğim kadar çok kitap okumayı planlıyorum.

今年はできるだけたくさん本を読むつもりです。

Yatmaya gitmeden önce kitap okumayı kural haline getiririm.

私は寝る前に本を読む事にしている。

O kitabı okumayı bitirmem uzun bir zaman alacak.

- 私がその本を読み終わるには長いことかかるでしょう。
- あの本を読み終えるには、長いことかかりそうだよ。

Şu ana kadar bugünkü gazeteyi okumayı bitirdin mi?

今日の新聞はもう読み終わりましたか。

Yorum eklemek kodu okumayı daha kolay hale getirir.

コメントを付けるとコードが読みやすくなります。

Yorum eklemek şifreyi okumayı daha kolay hale getirir.

コメントを付けるとコードが読みやすくなります。

Geçen gün sana ödünç verdiğim kitabı okumayı bitirdin mi?

先日お貸しした本は読み終わりましたか。

O her gün yüksek sesle okumayı bir prensip edinir.

彼は毎日音読することにしている。

Blogunu güncellemeyi neden bıraktın? Okumayı hep dört gözle beklemiştim.

なんでブログやめちゃったの? いつも楽しみに読んでたのに。

Ben bu kitabı okumayı salı gününe kadar bitirmiş olacağım.

私は火曜日までにこの本を読み終えているだろう。

Yeni bir iş ararken gazetedeki küçük ilanları okumayı unutma.

新しい仕事を探す際に、必ず新聞の求人情報を見なくてはならない。

- Ben okumaya devam ettim.
- Okumaya devam ettim.
- Okumayı sürdürdüm.

読書を続けた。

Ben bir hafta içinde bu kalın kitabı okumayı bitiremem.

この厚い本は1週間では読み終えられない。

Bu kitabı okumayı bitirmek zorunda olduğum için dışarı çıkmıyorum.

この本を読み終わらなければならないので出かけない。

Yine de bu kadın kendi kendine okumayı ve yazmayı öğrenmiş

それでも独学で読み書きを覚えて

Hélène görüp duyamadığı için, ne okumayı ne de yazmayı öğrenebilirdi.

ヘレンは見ることも聞くこともまったくできなかったので、彼女は読むことも話すことも学ぶことができませんでした。

Çocuk okumayı beceriyormuş gibi yapıyordu, ama kitabı baş aşağı tutuyordu.

その少年は本が読めるふりをしたが、本をさかさまにもっていた。

Bu kimin yazdığını fark ettiği kitabı okumayı bitirene kadar değildi.

彼女はその本を読み終わって初めて誰が書いたのか気がついた。

Ben o kitabı okumayı bitirmek istedim ama bunu imkansız buldum.

その本を読破しようとしたが、不可能だとわかった。

Bu gece dışarı çıkmaktansa evde bir kitap okumayı tercih ederim.

今晩外出するくらいなら家で本を読んでいた方がよい。