Translation of "Yüzme" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Yüzme" in a sentence and their japanese translations:

Nehirde yüzme.

その川で泳いではいけません。

Yüzme kolaydır.

- 泳ぐことはやさしい。
- 泳ぐのなんて簡単だよ。

- Yüzebilirim.
- Yüzme biliyorum.

- 私は泳げます。
- 私は泳ぐことが出来ます。

Yüzme benim hobim.

水泳は私の趣味です。

Yüzme ile ilgileniyorum.

- 私は泳ぐことに興味があります。
- 私は水泳に興味があります。

Yüzme bacaklarını güçlendirir.

水泳は足を強くする。

Yüzme kaslarımızı geliştirir.

水泳は筋肉を発達させる。

Yüzme iyi egzersizdir.

水泳はよい運動だ。

John yüzme kulübündedir.

- ジョンは水泳部員です。
- ジョンは水泳部に所属している。

- Yüzemiyorum.
- Yüzme bilmiyorum.

私は泳げません。

Yüzme karşılaşmalarına gireceğim.

私は水泳大会に参加するつもりです。

Yüzme havuzuna daldı.

彼女はプールに飛び込んだ。

- Yüzme havuzuna taş atma.
- Yüzme havuzuna taş atmayın.

プールに石を投げるな。

Yüzme etkinliği iptal edildi.

水泳大会が中止になった。

Yüzme benim için eğlenceli.

泳ぐことは私にとっておもしろいです。

Otelin yüzme havuzunu kullanabilirsiniz.

ホテルのプールが利用できる。

Bir yüzme kulübüne üyeyim.

水泳クラブに属する。

O, yüzme havuzundan uzaktaydı.

彼はプールから離れていた。

Yüzme hoşlandığım bir şeydir.

水泳が私の楽しみの1つです。

Tom yüzme havuzuna daldı.

トムはプールに飛び込んだ。

Yüzme, benim için kolaydır.

泳ぐことは私にとっては簡単である。

Bir yüzme havuzumuz yok.

プールはありません。

Tom yüzme havuzuna düştü.

- トムはプールにおちた。
- トムはプールに落ちた。

Tom yüzme havuzuna atladı.

トムはプールに飛び込んだ。

Yüzme havuzu halka açık.

- この水泳プールは一般に公開されている。
- このプールは一般開放されている。

Yüzme sağlığınız için iyidir.

水泳は健康によい。

Yüzme kulübünün bir üyesiyim.

- 私は水泳部の一員だ。
- 私は水泳部の部員です。
- 私はスイミングクラブの会員です。

Ben yüzme kulübüne üyeyim.

- 僕は水泳部に入っています。
- 私は水泳部に入っています。

- Sen yüzebiliyor musun?
- Yüzebilir misin?
- Yüzme biliyor musun?
- Yüzme biliyor musunuz?

- 君は泳げますか。
- 泳げますか。
- あなたは泳ぐ事が出来ますか。

Yüzme, çok faydalı bir beceridir.

水泳は大変役に立つ技術である。

Yüzme için bize katılacak mısın?

一緒に泳ぎませんか。

O yüzme şampiyonluğunu kazanacağından emin.

彼はきっと競泳選手権に勝つだろう。

O, kediyi yüzme havuzuna itti.

彼はその猫をプールに突き落とした。

John yüzme kulübünün bir üyesidir.

ジョンは水泳部員です。

Yüzme birçok farklı kasları geliştirecektir.

水泳は体のいろいろな筋肉を発達させる。

Tom'un bir yüzme havuzu var.

トムはプールを持っています。

- Tom yüzemez.
- Tom yüzme bilmez.

トムは泳げない。

Mike yüzme kulübünün bir üyesi midir?

マイクは水泳部の部員ですか。

Okul güzel bir yüzme havuzuyla övünür.

その学校には立派なプールがある。

John yüzme yarışmasında sınıfını temsil etti.

ジョンは水泳の試合でクラスを代表した。

- Yüzemezsin, değil mi?
- Yüzme bilmiyorsun, değil mi?

- 君は泳げないのですね。
- お前、泳げないんだよな?

Her gün halka açık yüzme havuzuna giderim.

毎日市営プールに行きます。

Bu yüzme okulunun aylık ücreti ne kadar?

このスイミングスクールの毎月の月謝はいくらですか。

Sanırım hangi yüzme kulübüne katılacağım fark etmez.

私はどちらの水泳クラブに入っても少しも違わないと思う。

- Tom'un yüzebildiğini biliyorum.
- Tom'un yüzme bildiğini biliyorum.

- トムが泳げるの知ってるよ。
- トムが泳げることは知っています。

O yüzme havuzunda yüzerken kilitli dolabının anahtarını kaybetti.

プールで泳いでいる間に、彼女はロッカーの鍵をなくした。

Otelin yüzme havuzu, tenis kortları ve benzerleri vardır.

そのホテルにはプールやテニスコート等がある。

Büyük bir otelde kalırsanız, onların yüzme havuzu kullanabilirsiniz.

大きなホテルに泊まれば、ホテルのプールが利用出来る。

O yüzme havuzunda yüzerken soyunma odası anahtarını kaybetti.

プールで泳いでいる間に、彼女はロッカーの鍵をなくした。

Onun boş zamanlarında, o yüzme ve tenisin tadını çıkarır.

休みの時に彼女は泳いだりテニスをしたりする。

Bu otelin bir spor salonu ve bir yüzme havuzu vardır.

- このホテルには体育館とプールが備わっている。
- このホテルにはジムとプールがあるんだ。

On üç yaşın altındaki çocuklar bu yüzme havuzuna kabul edilmemektedir.

このプールは13歳未満の子供の入場は許可されていない。

Kız kardeşim yüzme için içeriye girerken ben tenis için içeriye girerim.

私はテニスをするが、姉は水泳をやる。

O, müzisyenlik ve dansçılık dersleri alıyor; yüzme ve tenis derslerini saymıyorum.

彼女は水泳やテニスの授業はいうまでもなく歌やダンスの授業もうけている。

- Yüzme vücudun bütünü için iyi bir egzersizdir.
- Yüzmek, tüm vücut için iyi bir egzersizdir.

水泳はいい全身運動だ。

Yüzücü, Cindy Nicholas, yorucu bir yüzmenin sonunda zorlukla Daver'de kıyıya vardı fakat Kanal Yüzme Derneğinden bir sözcü onun çok iyi bir durumda olduğunu duyurdu.

泳者のシンディ・ニコラスは、へとへとになって泳ぎ切った後、ドーバーでかろうじて陸に上がってきたが、海峡水泳教会のスポークスマンは彼女がとても元気であると発表した。