Translation of "çözmek" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "çözmek" in a sentence and their japanese translations:

- Problemi çözmek zor.
- Bu problemi çözmek zor.

この問題を解決するのは困難だ。

Problemi çözmek zor.

その問題を解くのは難しい。

Sorunu çözmek kolaydır.

その問題を解くのはやさしい。

Sorunu çözmek kolay değildir.

その問題を解くのは簡単ではない。

Bu sorunu çözmek zordur.

- その問題は解くのが難しい。
- この問題を解くのは難しい。
- この問題は解くのが難しい。

Bu çatışmayı çözmek imkansız.

その紛争を解決するのは不可能だ。

Problemi çözmek için sezginizi katarsınız.

解決するための本質を見い出します

Bu bulmacayı çözmek zaman gerektirmedi.

そのパズルを解くのに時間はかからなかった。

Bu problemi çözmek kolay değildi.

この問題を解決するのは簡単ではなかった。

- Bu sorunu çözmek 10 dakika sürer.
- Bu sorunu çözmek 10 dakika alır.

この問題を解くために10分かかる。

Bu sorunu çözmek senin için kolaydır.

君がこの問題を解くのはたやすい。

Grup, sosyal sorunları çözmek için çalıştı.

その団体は社会問題を解決しようとした。

Onu çözmek için kendi tarzım var.

私にはそれを解決する独自の方法がある。

Uluslararası anlaşmazlıkları çözmek için silahlara başvurmamalıyız.

国際紛争解決のために武力に訴えてはならない。

Çocuk bulmacayı çözmek için yeterince zekiydi.

少年はパズルが解けるほど賢かった。

John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.

- ジョンはその問題を解こうと努力したが無理だった。
- ジョンはその問題を解こうとしたが無駄だった。

Bunu çözmek için bir yol olmalı.

これを解く何らかの方法があるはずだ。

Bu sorunu çözmek birkaç saatimi aldı.

この問題を解くのに2時間もかかった。

Bu sorunu çözmek imkansız değildir, zordur.

この問題を解くことは、たとえ不可能ではないにしても、むずかしいことだ。

çünkü beraberinde problemi çözmek için içgörü getirir.

問題解決のための本質が呈示されるからです

Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.

ディックはその問題を解こうとしたがだめだった。

Biz bu sorunu çözmek için beynimizi yendik.

この問題を解決するのに大変頭を悩ませました。

Dünyadaki açlık sorununu çözmek benim işim değil.

世界の飢餓問題の解決は私の仕事ではない。

- Bu sorunu halletmek zor.
- Bu problemi çözmek zor.

この問題を解決するのは困難だ。

O, sorunu çözmek için çalıştı, ama şansı yoktu.

彼は問題の解決策を考え出そうとしたけど、無理でした。

Hükümet konut sorununu çözmek için elinden geleni yapmıyor.

住宅問題を解決するために、政府が最善を尽くしているとは思えない。

Bir problemi çözmek ve değişim yaratmak için motive oluyoruz.

私たちは問題を掘り下げて 変化を起こす気にさせられるのです

Biz sorunları çözmek ve bilgiyi düzenlemek için bilgisayarlar kullanırız.

我々は問題解決と情報整理のためにコンピューターを使う。

Ofis çalışanları problemi çözmek için hızlı ve etkili çalıştılar.

事務所の職員は迅速かつ効率的に働いて、その問題を解決した。

Birçok pars, meseleleri kendileri çözmek isteyen öfkeli çeteler tarafından öldürülüyor.

多くのヒョウが 怒った群衆に殺されています

- Problemi çözmek on dakikasını aldı.
- Problemi çözmesi on dakika sürdü.

彼はその問題を解くのに10分かかった。

Bu problemi çözmek zor bu yüzden şununla başlasan iyi olur.

この問題は難しくて解けない。だから、あなたはあの問題から始めた方がよい。

- Benim sorunu çözmem mümkün değildir.
- Problemi çözmek benim için imkansızdır.

私がその問題を解くのは不可能です。

Bir sorunu çözmek için en basit yol çoğunlukla en iyi yoldur.

問題を解決する最も簡便な方法は、往々にして最も良い方法である。

- Bu sorunu çözmek hemen hemen imkânsız.
- Bu sorunu halletmek neredeyse imkânsız.

この問題を解くのはほとんど不可能である。

Daha küçük roketlere fırlatıp Dünya'nın çevresinde yörüngeye yerleştirerek bu sorunu çözmek istedi

乗って宇宙船をバラバラに 打ち上げ、地球の周りの軌道に組み立てることで、

William Keeton adlı bir Amerikalı bilimci bu gizemi çözmek için çok ilginç bir deney yaptı.

あるアメリカの科学者ウィリアム・キートンはこの謎を説くために非常に面白い実験をしました。

- Bir sorunu çözmek için en iyi yol bazen en basittir.
- Bir şeyi halletmek için en iyi metot bazen en basitidir.

問題を解決する最も簡便な方法は、往々にして最も良い方法である。