Translation of "Oynamak" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Oynamak" in a sentence and their japanese translations:

Oynamak istemiyorum.

遊びたくないんだけど。

- Tenis oynamak eğlenceli.
- Tenis oynamak eğlencelidir.

- テニスをするのは楽しい。
- テニスをするのはおもしろい。

Basketbol oynamak ilginçtir.

バスケットボールをするのはおもしろい。

Kart oynamak eğlencelidir.

トランプをするのは面白い。

Tenis oynamak kolaydır.

テニスをすることはやさしい。

Beyzbol oynamak eğlencelidir.

- 野球をするのは楽しい。
- 野球をするのはおもしろい。
- 野球をすることが楽しみです。

Basketbol oynamak eğlencelidir.

バスケットボールをするのはおもしろい。

Tom oynamak istiyor.

トムが遊びたがっている。

Sokakta oynamak tehlikeli!

- 道で遊ぶのは危険です。
- 道路で遊ぶと危ないよ。

Tenis oynamak istiyorum.

テニスがしたいのですが。

Ateşle oynamak tehlikelidir.

火遊びは危ないよ。

Parkta oynamak eğlenceliydi.

公園で遊ぶのはおもしろかった。

Tenis oynamak eğlenceli.

- テニスをするのは面白い。
- テニスをすることは面白い。
- テニスをするのは楽しい。
- テニスをするのはおもしろい。

Tenis oynamak sağlıklıdır.

テニスをする事は健康によい。

Futbol oynamak ilginçtir.

サッカーをするのは楽しい。

Caddede oynamak tehlikelidir.

- 通りで遊ぶと危険です。
- 道で遊ぶのは危険です。

Satranç oynamak istemiyorum.

僕はチェスをしたくない。

Golf oynamak istedim.

ゴルフをしたかった。

- Saklambaç oynamak ister misiniz?
- Saklambaç oynamak ister misin?

- かくれんぼしようか?
- かくれんぼしたい?

Ateş etrafında oynamak tehlikelidir.

火の近くで遊ぶのは危険だ。

Tenis oynamak çok eğlencelidir.

- テニスをするのはとても面白い。
- テニスをするのはたいへん楽しい。

Seninle tenis oynamak istiyorum.

テニスで君に対戦したい。

Oynamak için parka gittim.

私は遊ぶために公園へ行きました。

Kart oynamak çok ilginçtir.

トランプで遊ぶのはとても面白い。

Erkek kardeşimle oynamak istiyorum.

私はよく兄にいたずらをしたものだ。

Go oynamak tek eğlencem.

- 碁を打つのが私の唯一の娯楽だ。
- 碁を打つことが私の唯一の楽しみだ。

Badminton oynamak çok eğlencelidir.

バドミントンって、すごく楽しいね。

Futbol oynamak hoşuma gidiyor.

私はサッカーをするのが好きだ。

Ben kart oynamak istiyorum.

- 私はカードゲームがしたい。
- トランプがやりたいな。

Tenis oynamak onun hobisidir.

テニスをするのが彼の趣味です。

Golf oynamak çok eğlenceli.

ゴルフをするのはとても楽しい。

Bizimle oynamak ister misiniz?

私たちと一緒にやらない?

Elektrikle oynamak çok tehlikelidir.

電気をいい加減に扱うのは危険だ。

Ben kovalamaca oynamak istedim.

鬼ごっこがしたかったな。

Sadece beyzbol oynamak istedim.

ちょっと野球がやりたかっただけだよ。

Kovalamaca oynamak ister misin?

鬼ごっこがしたい?

Tom bilardo oynamak istemiyor.

トムはビリヤードをやりたがらないんだよ。

Kart oynamak popüler bir eğlencedir.

トランプは人気のある娯楽だ。

Tenis oynamak benim için kolay.

テニスをすることは私にはやさしい。

Okuldan sonra futbol oynamak eğlencelidir.

放課後にフットボールをするのは楽しい。

Canları daha fazla oynamak istemedi.

彼らはもうそれ以上遊ぶ気がしなかった。

Dışarıda oynamak için çok kalabalık.

- 暗すぎて外では遊べないよ。
- 暗すぎて、外では遊べない。

Dışarıda oynamak için çok karanlık.

暗すぎて、外では遊べない。

Kart oynamak için zamanı yok.

彼はトランプをするときがない。

Artık onların canı oynamak istemiyordu.

彼らはそれ以上遊ぶ気がしなかった。

Bizimle futbol oynamak ister misin?

僕たちと一緒にフットボールをやらないか。

Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.

子供がこの通りで遊ぶことは危険だ。

Japon satrancı oynamak ister misin?

将棋でもやる?

Tenis oynamak için parka gittim.

私はテニスをしに公園にきました。

Beyzbol oynamak için parka gittik.

私たちは野球をしに公園へ行った。

Canım bugün beyzbol oynamak istemiyor.

今日は野球をやる気がしない。

Judy ile tenis oynamak istiyorum.

私はジュディさんとテニスがしたい。

Bir golf oyunu oynamak istiyorum.

ゴルフをしたいと思っています。

Biz oynamak için parka gittik.

- 私達は遊ぶために公園へ行った。
- 私達は公園に遊びに行きました。

Çocuklar oynamak için dışarı çıktılar.

子供達は外に遊びに行った。

- O, Juliet rolünü oynamak için uygun.
- O, Juliet rolünü oynamak için biçilmiş kaftan.

彼女はジュリエットの役を演じるのに適任だ。

Tanrım, bu yerinden oynamak istemiyor. Tanrım!

動(うご)いてくれないぞ おっと

Ben oynamak için dışarı çıkabilir miyim?

外に遊びに行ってもいいですか。

Oynamak için dışarı çıkabilir miyim, baba?

パパ遊びに行ってもいい?

İskambil oynamak kendi içinde zararlı değildir.

トランプをすることはそれ自体に害はない。

Oda oynamak için çok fazla küçük.

その部屋は小さいので、中では遊べない。

Pazar günleri tenis oynamak ister misiniz?

毎週日曜日にテニスをしませんか。

Her pazar tenis oynamak ister misin?

毎週日曜日にテニスをしませんか。

Bir satranç oyunu oynamak isteyebileceğini düşündüm.

あなたはチェスがしたいのかもしれないと思ってました。

"Canım iskambil oynamak istiyor." "Benim de."

- 「トランプしたいなあ。」「私も。」
- 「トランプしたいなあ」「私も」
- 「トランプやりたい」「俺も俺も!」

Beyzbol oynamak onu izlemekten daha eğlencelidir.

野球は見るよりやる方が面白い。

Sanırım havuzda oynamak çocuklar için tehlikelidir.

子供が池で遊ぶのは危険だと思う。

Tenis oynamak için iyi havadan yararlandık.

私たちは好天を利用してテニスを楽しんだ。

Bir gün seninle tenis oynamak istiyorum.

- 私はいつかあなたとテニスをしたい。
- いつかあなたとテニスをしてみたいです。

Kızımızla oynamak için zaman bulabilir misin?

うちの娘と遊ぶ時間はありますか。

Oynamak için yalnızca bir rolün var.

あなたは役割を果たしさえすればよい。

Pazar günü tenis oynamak ister misin?

日曜日にテニスをしませんか。

Tenis oynamak için güzel havadan yararlandık.

- 天気がよいのでこれは幸いとばかりテニスをした。
- 私たちは天気の良い日を利用してテニスをしました。

Yumi tenis oynamak için parka gider.

由美はテニスをしに公園へ行きます。

Tom oyunlar oynamak için çok yaşlı.

トムはもうゲームするような年齢じゃないよ。

Kendi hayatının merkezinde olan insanları oynamak istiyordum.

人生という舞台の 中心にいるような人

Bir köpek yavrusu ile oynamak çok eğlenceli.

小犬と遊ぶのはとても楽しい。

Kazansak da kaybetsek de, adil oynamak zorundayız.

我々は、勝とうが負けようがフェアに戦わなければならない。

O başka oyun oynamak için ısrar ediyor.

その子は別のゲームをすると言って聞かない。

Bir arkadaş, yarın evimizde oynamak için geliyor.

友達が明日家に遊びに来る。

Onun oynamak için gizli bir arzusu vardır.

彼は密かに遊びたいと思っている。

O, bu öğleden sonra futbol oynamak istiyor.

彼は今日の午後サッカーをしたいと思っている。

O çocuk oynamak için bazı arkadaşlar istiyor.

その子は遊び友達を欲しがっている。

- Caddede oynamak tehlikelidir.
- Caddede oynama-bu tehlikeli.

道路で遊ぶと危ないよ。

Geçen gün beyzbol oynamak için parka gittim.

私は先日野球をするために公園に行った。

Bu göletin yanında oynamak çocuklar için tehlikelidir.

子供がこの池の近くで遊ぶのは危険です。

Tom beyzbol oynamak için çok genç mi?

野球をやるにはトムはまだ小さいかな?

Ve üniversitede futbol oynamak için bir burs aldım.

大学でアメフトの選手になって 奨学金を得ました

Ken ve Joe tenis oynamak için parka gittiler.

健とジョーはテニスをしに公園へ行ったわよ。

Şu çocuk birlikte oynamak için bir arkadaş istiyor.

- その子は遊び友達を欲しがっている。
- あの子は一緒に遊ぶ友達が欲しいんだよ。

Çocuklar her zaman okuldan sonra futbol oynamak isterler.

男の子達はみんな放課後フットボールをしたがる。

Bu kitabı okuduğumda oynamak için dışarı gidebilir miyim?

この本を読んでしまったら遊びに行っていい?