Translation of "Kalan" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Kalan" in a sentence and their japanese translations:

Geriye kalan tek şey

そこで 残るものは

kalan ise ısıya dönüştürülüyor,

残りは熱になり

Kalan hiç süt yok.

- ミルクは一つものこっていません。
- 牛乳は全く残ってないよ。

Hayatta kalan var mı?

生存者はいますか?

Kalan tuz var mı?

塩が残っていますか。

Kalan biraz şarap var.

ワインはほとんど残っていない。

Pantanal'ın Brezilya'da kalan bölgesinde akşamüstü.

‎ブラジルの大湿地帯 ‎パンタナール

Oldukça çok kalan su var.

水はかなり多く残っている。

Geri kalan her şey iyi.

ほかはすべてすばらしい。

Cüzdanımda kalan hiç para yoktu.

財布にはお金が少しも残っていなかった。

Kazada hayatta kalan tek kişiydi.

彼女はその墜落事故の唯一の生存者であった。

Kalan varsa, bana biraz ver.

残っていたら、少しください。

Mary evde kalan bir annedir.

メアリーは、専業主婦です。

Hiç hayatta kalan var mıydı?

生存者はいたんですか?

Ama atmosferde kalan karbondioksit yoğunluğu yalnızca

しかし大気中に存在する二酸化炭素は

Kalan kabukları bıraktı ve hızlıca uzaklaştı.

‎貝をふりほどいて ‎泳ぎ去った

Yalnız kalan küçük çocukla dışarı çıkmamalısın.

小さな子供を一人残しておいたまま、外出すべきではありません。

Partiden arta kalan birçok yemek vardı.

パーティーの食べ物がたくさん残った。

O yangından hayatta kalan tek kişiydi.

その火事で生き残ったのは、彼だけだった。

Çocukluğundan kalan en eski anın ne?

子供の頃の一番最初の記憶はなんですか。

Sonsuzluk için iyi huylu kalan bir iklim.

永久に良好な気候が続くのは

Bir kaç yıl içinde kalan karbon bütçemizin

私たちは気温上昇を 1.5℃以内に抑えるための

Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.

教室には生徒はほとんど残っていなかった。

Tek başına kalan çocuk ne yapacağını bilmiyordu.

ひとりぼっちにされて少年はどうしてよいかわからなかった。

Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.

凶器に残された指紋は容疑者のものと一致する。

Lütfen kalan beş üniteyi hemen gönderir misiniz?

残りの5個を至急お送りください。

Sınavdan önce kalan sadece bir hafta var.

試験まで、たった一週間しか残っていない。

İnsan embesil olmaya maruz kalan tek hayvandır.

ヒトは、バカになってしまう唯一の対象種です。

El arabası sisteminden geriye kalan tek şey bu.

トロリーのシステムで 残(のこ)ったのは― これだけだ

Anlam, her şey soyup çıkarıldığında geriye kalan şeydir."

全てを剥ぎ取り 残ったものの中に意義があるのです」

- çaresizce ihtiyaç duyduğu, ancak yetersiz kalan bir nitelik.

。 彼は必死に必要な品質を、しかし、供給不足で見つかった

Bugün tırmanış ekibinden hayatta kalan tek kişi benim.

その遠征隊のシェルパの 最後の1人が私です

Ben on dakika geç kalan 10.30 trenine bindim.

私は10時30分の列車に乗ったが、それは10分遅れた。

Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.

瓶には、少しだけ牛乳が残っていた。

- Kalan işi çabucak bitirelim ve birkaç içki için dışarı gidelim.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.

さあ、残りの仕事をさくっと片づけて飲みに行こうぜ。

Dışarıda bırakılan ve geride kalan kişiler ve yerler var.

世界中にあります

Aynı zamanda okulda büyük ihtimalle zorbalığa maruz kalan çocuklar.

大抵 学校でいじめられやすい集団に 属しています

Okula geç kalan öğrencilerin sayısı beklediğimden çok daha azdı.

学校に遅れた生徒の数は思っていたよりずっと少なかった。

Tom hayatının geriye kalan kısmında Boston'da kalmaya niyeti yok.

トムさんは一生ボストンに住むつもりはありません。

Hayatın geriye kalan kısmını ideallerimin peşinde koşarak geçirmek istiyorum.

余生は自分の理想の追求に費やしたい。

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

自然保護活動家たちは サイを救おうと必死です

Büyükbabam hayatının geriye kalan kısmını sakin bir şekilde yaşamak istiyor.

祖父は静かな余生を送りたいと思っている。

Bugün ise sağ kalan altı türü var ve iki gruba ayrılıyorlar.

現生種は6種いて 2つのグループに分かれます

Hatta belki de okyanusun kalan kısmındaki tüm canlıların toplamından daha fazla.

他の海域全体を合わせた量より 多いかもしれません

Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.

‎大きな大人のオスは ‎身軽には動けない

Bay Mitchel geri kalan parayı hafta sonuna kadar ödememi talep etti.

ミッチェル氏は私に週末までに残額を支払うようにと求めた。

. Kalan dört oy, listede çarpı işareti ile A partisinden adaylara gidiyor, ancak

候補者に送られます 。残りの4票は、リストに十字が付いたパーティA の候補者に送られますが、候補

Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.

夜通しの豪雨は、被災したフェリーからの生存者の救出を妨げた。

Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.

アジア唯一の大型類人猿は 彼らに枝を投げ始めました