Translation of "Hafif" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Hafif" in a sentence and their japanese translations:

Tom hafif.

- トムはお酒に弱いのよ。
- トムってね、下戸なのよ。

Ve hafif olabilirdi.

かもしれません 。

Kahvemi hafif istiyorum.

コーヒーは薄いのが好きです。

Bu sandalye hafif.

- この椅子は軽い。
- このいすは軽い。
- この椅子は軽いです。

Bu laptop hafif.

このノートパソコン軽いなぁ。

Hafif ayakkabıları severim.

私は軽い靴が好きだ。

Hafif bir ateşin olabilir.

少し熱が出るかもしれません。

Hafif bir rüzgar esiyor.

そよ風が吹いている。

Hafif bir şey istiyorum.

何か軽いものがいいですか。

Ben hafif soğuk almışım.

- 少し風邪を引いています。
- 私は風邪気味です。

Hafif üşütmüşüm gibi görünüyor.

私は風邪気味のようです。

Ekonomi hafif bir krizde.

経済はやや不景気だ。

O hafif aksanla konuştu.

彼女は穏やかな口調で話した。

Bunun yerine hafif süvari alayına

代わりにハッサー連隊に

Hafif bir düşünce farkımız vardı.

我々にはわずかな意見の相違があった。

Hiç hafif biran var mı?

ライトビールはありますか。

Havada hafif bir soğuk vardı.

ちょっと肌寒かった。

Benim hafif bir ateşim var.

- 微熱があります。
- 私は少し熱がある。
- ちょっと熱があるんです。
- 少し熱が、あります。

Bir trafik kazasında hafif yaralandı.

彼は交通事故で軽傷を負った。

Bugün hafif bir soğuk almışım.

今日は風邪気味だ。

Hafif bir öğle yemeği yedim.

- 私は軽い昼食をとった。
- 軽い昼食をとりました。

Dün hafif bir yağmur vardı.

- 昨日は小雨だった。
- 昨日は小雨が降った。
- 昨日の雨は小雨だった。
- 昨日は小雨が降っていました。
- 昨日は小雨が降りました。

On kişi kazada hafif yaralandı.

その事故で10人が軽いけがをした。

Bugün hafif bir ateşim var.

今日は少し熱がある。

Bana bir hafif yemek ısmarla.

お菓子買ってよ。

Hafif bir baş ağrım var.

少し頭痛がします。

Bu çok hafif bir kahve.

これはとてもまろやかなコーヒーだ。

Bu kutu taşınacak kadar hafif.

この箱は持ち運べるほど軽い。

Burada iklim İngiltere'ninkinden daha hafif.

- 当地の気候はイングランドよりも暖かい。
- 当地の気候はイングランドの気候よりも穏やかだ。
- ここの気候はイギリスの気候より穏やかです。

Burada hafif bir ağrım var.

ここにちょっとした痛みがあります。

Genellikle hafif bir kahvaltı yaparım.

朝食はたいてい軽くとります。

- Depremi çok sayıda hafif şoklar izledi.
- Depremin ardından birkaç hafif şiddetli artçı oldu.

地震のあと小さなゆれが何回かあった。

Dolayısıyla, çok hafif olmasını sağlamak lazım.

なのでとても軽量にしなくてはいけません

13 Ekim'de ilk kar hafif yağdı.

10月13日 初雪が降った

Hafif ateşim olduğu için, yatakta kaldım.

- 少し熱があったので私は寝ていました。
- 微熱があったから、ベッドに横になってたの。

Hafif ekşi çikolataları seversin, değil mi?

チョコレートは少し酸味があるものが好きですね。

Ben hafif bir öğle yemeği yedim.

- 私は軽い昼食をとった。
- 軽い昼食をとりました。

Bugün hafif bir soğuk algınlığım var.

今日は風邪気味だ。

Bugün hafif bir şey yemek istiyorum.

- 今日は何かあっさりした食べ物が食べたいな。
- 今日はあっさりしたものが食べたい。
- 今日は軽いものが食べたいな。

Bu kutu onun taşıyabileceği kadar hafif.

この箱は彼に運べるほど軽い。

Benim paltom hafif ama sıcak tutar.

私のコートは軽いが暖かい。

Bu yıl hafif bir kış var.

今年の冬は気候がおだやかだ。

Yan tarafımda hafif bir ağrı var.

脇腹が少し痛い。

Hafif müzik genelde uyumaya yardımcı olur.

静かな音楽を聞くと眠れることがよくある。

Bu dizüstü bilgisayar ince ve hafif.

このノートパソコンは薄くて軽いです。

Ben her sabah hafif koşu yaparım.

- 毎朝、ジョギングするよ。
- 毎朝、走ってるよ。

Bugün hafif bir baş ağrım var.

- 今日は少し頭痛がする。
- 今日はちょっと頭が痛いの。

Şimdi hafif bir baş ağrım var.

私は今軽い頭痛がする。

Hafif egzersizler kendimizi iyi hissetmemizi sağlar.

適度な運動をすると我々は快適に感じる。

Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.

人と初めて会う場合、会話を軽いものにしておきなさい。

Hafif dikkatsizlik büyük bir felakete sebep olabilir.

僅かな不注意が大惨事に繋がる恐れがある。

Boğazım ağrıyor ve hafif bir ateşim var.

- 喉がひりひりして、ちょっと熱があるんです。
- 喉が痛くて微熱があるんです。

Nepal'de yürüyüş yaparken hafif bir kaza geçirdim.

ネパールを旅行中、ちょっとした事故にあった。

Kutu bir çocuğun taşıması için yeterince hafif.

その箱は子供が持てるほど軽い。

Yemek pişirirken elinde hafif bir yanık oluştu.

- 彼女は料理をしていて手にやけどをした。
- 彼女は調理中、手にちょっと火傷した。

Hafif soğuk ailemle birlikte Ibusuki'ye gidişimi engelledi.

- 軽い風邪をひいていたので、家族と指宿へ行くことはできなかった。
- わたしは風邪気味であったために、家族と指宿へ行かれなかった。
- 風邪気味だったので、家族と指宿には行けなかった。

Bu sabahtan beri hafif bir ateşim var.

今朝から少し熱があるんだ。

Bu şimdiye kadar yaşadığımız en hafif kış.

私たちはこんなに暖かい冬を経験したことがない。

Bu kutu onun taşıması için yeterince hafif.

この箱は彼に運べるほど軽い。

Dün gece hafif bir baş ağrım vardı.

- 夕べ、ちょっと頭痛がしたの。
- 昨日の夜、少し頭痛があったんだ。

- Dün geceden bu yana hafif bir baş ağrım var.
- Dün geceden beri hafif bir baş ağrım var.

夕べから軽い頭痛が続いている。

Bu nesne su üzerinde yüzmek için yeterince hafif.

その物質は水に浮かぶほど軽い。

Hafif bir yemek yiyebileceğim bir kafe var mı?

軽食の出来るカフェがありますか。

Çinli otomotiv ithalat pazarı hafif büyüme sinyalleri gösteriyor.

中国輸入自動車市場に、緩やかな成長の兆しが現れている。

Trafik hafif olduğu sahile giden yolu hızla katettik.

交通量が少なかったので、海へのドライブではスピードが出せた。

Bir sinir hücresi hafif bir uyarıcıya yanıt verir.

神経細胞は弱い刺激に反応する。

Sonuçta bunların da kompakt olması lazım, katlanabilir ve hafif.

軽量であることが 建築システムに求められ

Hafif bir baş ağrım olduğu için erken yatmaya gittim.

少し頭痛がしたので、私は早く寝た。

Hafif bir baş ağrım vardı bu yüzden erken yatmaya gittim.

少し頭痛がしたので、私は早く寝た。

- Tatlı kokular yumuşak esintilerle taşınır.
- Hoş kokular hafif rüzgârlarla yayılır.

甘い香りがそよ風に乗ってくる。

- Mumun alevi yumuşak esintide titriyor.
- Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.

ろうそくの火がそよ風に瞬いている。

Japonca kelime "mofumofu" kabarık ve hafif hayvanları tanımlamak için kullanılır.

「もふもふ」はもこもこふわふわした動物を表すのに使います。

Hafif bir ikindi güneşi, dalların arasından süzülüp pencereden içeri giriyordu.

窓からは午後の優しい木漏れ日が差し込んでいた。

Hafif bir suçluluk duygusu olsa da o kendini gülmekten alamadı.

少し悪いと思いながらも、彼は笑うのを抑えることはできなかった。

Kahvaltı yapmazsanız ve öğle yemeğini hafif tutarsanız, sonra akşamleyin ne isterseniz yiyebilirsiniz.

朝を抜き、昼を軽くしたら、夜は何を食べてもよろしい。

Bu hafif bir hatanın ciddi yaralanmalara yol açabileceği çok tehlikeli bir spor.

少し間違うと大怪我につながる大変危険なスポーツです。

Bu sabahtan beri hafif boğaz ağrısı yaşıyorum. Ben bir soğuk algınlığına yakalanıp yakalanmadığımı merak ediyorum.

朝から喉がいがらっぽいんだ。風邪でも引いたかな。

- Biz ılıman bir kış geçiriyoruz.
- Hafif bir kış yaşıyoruz.
- Bu yıl yumuşak bir kış geçirdik.

この冬は暖かい。

Yapraklar hafif bir rüzgarla öyle salınıyordu ki parlak ışık huzmeleri gökyüzünden yere doğru adeta göz kırparak düşüyordu

やさしいそよ風が木の葉を揺らし まばゆい木漏れ日がこぼれ落ちる