Translation of "Gitmekten" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Gitmekten" in a sentence and their japanese translations:

Onun gitmekten alıkoyacağım.

私は彼が行くのを止めさせるつもりだ。

O, yurtdışına gitmekten vazgeçti.

彼は海外旅行をあきらめた。

Seninle gitmekten mutlu olurdum.

- 喜んでお供します。
- 喜んでお供いたします。

Eve gitmekten korkuyor musun?

家に帰るのが怖いの?

Gitmekten başka seçeneğim yoktu.

- 私は行くより仕方なかった。
- 行くしかなかったんだよ。

Gitmekten başka seçeneğimiz yok.

- 私たちは行かざるを得ない。
- 行くより他に仕方がないんだ。

Beyzbol izlemeye gitmekten hoşlanırım.

- 野球を見に行くのは好きです。
- 野球を見に行くのが好きです。

- Oraya gitmekten başka yolumuz yoktu.
- Oraya gitmekten başka seçeneğimiz yoktu.

私たちはそこへ行くよりほかなかった。

Seninle gitmekten çok memnun olurum.

わたしはほんとうにごいっしょに行きたいと思います。

Korku filmlerine gitmekten zevk alır.

彼女はホラー映画を見るのを楽しみにしている。

Tom okula gitmekten nefret ediyor.

トムは学校に行くのが嫌いです。

Bu kış İspanya'ya gitmekten bahsediyor.

彼はこの冬はスペインへでも行こうかと言っている。

- Gitmemeye karar verdim.
- Gitmekten vazgeçtim.

行くまいと決めた。

Onların gitmekten başka seçenekleri yoktu.

彼らは立ち去る以外どうしようもなかった。

Hayır, fakat beyzbol izlemeye gitmekten hoşlanıyorum.

いや、でも野球を見に行くのは好きだけどね。

Onu yurt dışına gitmekten caydırmaya çalıştım.

私は彼に海外へ行くのをやめさせようとした。

Benim oraya gitmekten başka seçeneğim yoktu.

私はやむを得ずそこへ行った。

Sık sık sinemaya gitmekten keyif aldık.

私たちはよく映画に行って楽しんだものだ。

Okul zorunlu olmasa, oraya gitmekten vazgeçerim.

学校へ行くことが義務でなければ、行くのを止めるのだが。

Muhtemelen yağmur yağacağı için onu yüzmeye gitmekten vazgeçirdim.

雨になりそうだったので、私は彼が泳ぎに行くのを思いとどまらせた。

Mary okula gitmekten kaçınmak için hasta gibi davrandı.

- メアリーは学校へいかずにすむようにと、病気のふりをした。
- メアリーは学校に行くのを免れようと、仮病を使った。

Eğitim okula gitmekten daha fazla bir şey demektir.

教育とはただ学校に行くだけではなくそれ以上のことを意味する。

Yalnız seyahat etmek bir grupla gitmekten daha ilginçtir.

団体旅行より、一人旅のほうがおもしろい。

Gemi ile gitmek arabayla gitmekten daha uzun sürüyor.

- 船で旅行するのは車で旅行するよりも時間がかかる。
- 船での旅行は車でよりも時間がかかる。

Babasının ani ölümü nedeniyle, eğitim için yurtdışına gitmekten vazgeçti.

彼は父の急死のために留学するのをあきらめた。

O hastalandı, ve bu yüzden yurt dışına gitmekten vazgeçti.

彼は病気になった。それ故外国行きをあきらめた。

Yağmur yağacak gibi göründüğü için onu yüzmeye gitmekten vazgeçirdim.

雨になりそうだったので、私は彼が泳ぎに行くのを思いとどまらせた。

O hasta oldu. Bu nedenle yurt dışına gitmekten vazgeçti.

彼は病気になった。それ故外国行きをあきらめた。

Ben kızların doğum günü partilerine gitmekten nefret ediyorum; Onlara ne alınır hiç bilmiyorum.

女の子の誕生日パーティーに行くのは嫌だね。何をプレゼントすればいいか分からないから。