Translation of "Göndermek" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Göndermek" in a sentence and their japanese translations:

Bunları Japonya'ya göndermek istiyorum.

この荷物を日本まで送りたいのですが。

Bunu taahhütlü mektupla göndermek istiyorum.

これを書留で送りたいのですが。

Tom bir mesaj göndermek istedi.

トムはメッセージを送りたかったんだ。

Japonya'ya bir koli göndermek istiyorum.

日本に小包を送りたいのですが。

Bu kartpostalı Japonya'ya göndermek istiyorum.

このはがきを日本に送りたいのですが。

Bu paketi hemen göndermek istiyorum.

この小包をすぐ送りたい。

Bu mektubu taahhütlü göndermek istiyorum.

- この手紙を書留にしたい。
- この手紙を書留にしてほしいんです。

Bu paketi Japonya'ya göndermek istiyorum.

この荷物を船便で日本に送りたいのですが。

Elbisemi bir kuru temizleyiciye göndermek istiyorum.

ドレスをクリーニングに出したいのですが。

Arkadaşım Tom'a bir mesaj göndermek istiyorum.

友達のトムにメッセージを送りたいんだ。

Ben bu mektubu Japonya'ya göndermek istiyorum.

日本にこの手紙を出したいんですが。

Bunu taahhütlü posta ile göndermek istiyorum.

- これを書留でお願いします。
- これを書留で送りたいのですが。

Yas elbiselerini temizlikçiye göndermek mümkün mü?

喪服をクリーニングに出せますか?

Anne'ye göndermek için hangi kitabı seçtin?

アンに送る本はどちらにしたんだい。

- Kameramı tamir için göndermek zorunda kalacağım.
- Kameramı tamire göndermem lazım.
- Kameramı tamire göndermek zorundayım.

カメラを修理に出さねばならない。

Bu koliyi deniz yoluyla Japonya'ya göndermek istiyorum.

日本へ小包を船便で送りたいのですが。

Ben sadece bir paket göndermek için postanedeydim.

小包を出しに郵便局へ行って来たところだ。

Sensörleri derin okyanusa göndermek için gerekli olan enerji.

つまり 深海までセンサーを 配備するために使うエネルギーです

Bana kamerayı geri göndermek için hiç zaman kaybetmedi.

彼はすぐにカメラを私に送り返してくれた。

Doğum günü için ona bir hediye göndermek istiyorum.

彼の誕生日にプレゼントを贈りたいんです。

Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.

- バレンタインデーにキリスト教徒でない人がチョコレートを送ることはばかげた習慣である。
- キリスト教徒でもない人がバレンタインデーにチョコレートを送るのはくだらない習慣だ。

- Mektubu göndermek için postaneye gitti.
- Mektubu postalamak için postaneye gitti.

彼は手紙を投函するため郵便局にいった。

Nihayi ürünün bir kopyasını göndermek şartıyla bizim yazılımı dahil etmeniz için iznimiz var.

完成した本のコピーを1部送っていただくという条件で、私どものソフトウエアを収録することを許可します。

Senin adına birini göndermek yerine, sen gitsen ve şahsen konuşsan daha iyi olur.

誰かを代理にやらず、あなた自身で行って話すほうが良いでしょう。

- Doktoru onu bir uzmana sevk etmek istiyor.
- Doktoru, onu bir uzmana göndermek istiyor.

彼女の主治医は彼女を専門家のほうに行かせた。

Nisan 1968'de bir CIA raporu, Sovyetler Birliği'nin Ay'a Kozmonotlar göndermek üzere olduğunu öne sürdü

1968年4月、CIAの報告は、ソビエト連邦が宇宙飛行士