Translation of "Duran" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Duran" in a sentence and their japanese translations:

Yamaçta duran bina okulumuzdur.

丘の中腹に建っている建物は私たちの学校です。

Kapıda duran kız kim?

ドアのところに立っている少女は誰ですか。

Orada duran kadın kimdir?

あそこに立ってる女の人はだれですか。

Orada duran çocuğu tanıyorum.

- 私はむこうにたっている少年をしっています。
- あそこに立ってる男の子、知ってる子なんだ。

Kapıda duran biri var.

ドアのところに人が立っている。

Orada duran kız kimdir?

向こうに立っている女の子は誰ですか。

Orada ayakta duran kız Mary'dir.

むこうに立っている女の子はメアリーです。

Kapıda duran o çocuk kimdir.

ドアのところに立っているあの男の子はだれですか。

Orada duran adam benim arkadaşım.

あそこに立っている男は私の友人です。

Orada duran adam benim babamdır.

あそこに立っている人は私の父です。

Orada duran adam dükkanının sahibidir.

- あそこに立っている人が店の主人です。
- 向こうに立っている男性がその店のオーナーです。

Orada duran çocuk benim oğlumdur.

あそこに立っている少年は私の息子です。

Boş duran eller şeytanın aletidir.

怠惰は悪徳のもと。

Orada duran adam Bay Smith.

あそこに立っている人はスミスさんです。

Etrafta duran insanlar tamamen yabancıydı.

周りに立っていた人たちは皆知らない人だった。

Tepede duran ev çok eski.

丘の上に建っている家はとても古い。

Köprüde duran adamı tanıyor musunuz?

橋の上に立っている人を知っていますか。

Kapıda duran bir yabancı gördüm.

私は見知らぬ人が戸口に立っているのを見た。

Orada duran adam benim babam.

向こうに立っている人は私の父です。

Binanın önünde duran adam kim?

あの建物の前に立っている人は誰ですか。

- Yolda duran tuhaf bir nesne buldum.
- Yolda duran garip bir cisim buldum.

私は奇妙な物体が道路に落ちているのに気づいた。

Gün doğumunda alçakta duran sis gibi

夜明けに低く立ちこめた霧を

Tepenin üzerinde duran şu kuleye bak.

丘の上に立っているあの塔を見なさい。

Tepenin üstünde duran ev çok eski.

丘の上に建っている家はとても古い。

Yanında duran kadına bazı sorular sordu.

彼は隣に立っている婦人にいくつか質問をした。

Pencerenin yanında duran kızı tanıyor musun?

窓のところに立っている少女を知っていますか。

Burada, yan yana duran iki evrene bakıyoruz.

ここで2種類の宇宙を並べて見てみましょう

Kapının yanında duran genç benim erkek kardeşimdir.

ドアのそばの立っている少年は私の弟です。

Orada duran uzun boylu güzel kıza bak.

あそこに立っている背の高くて可愛い女の子を見てごらん。

Orada duran erkek çocuğunun adını biliyor musun?

あそこに立っている男の子の名前をしっていますか。

Kapının yanında duran bayan ünlü bir şarkıcıdır.

門のそばに立っている女の人は有名な歌手だ。

Dünya sadece uzayda asılı duran bir küredir.

地球は宇宙空間に漂う球体にすぎない。

Şelalenin altında çıplak duran bir adam gördüm.

男が1人滝に打たれていた。

Orada ayakta duran kız kız kardeşim Sue'dur.

向こうに立っているあの女の子が妹のスーです。

Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.

私はあの木の下に立っているひとりの女の子が見えます。

Masanın üzerinde açık duran bir kitap var.

机の上に本が開いて置いてあります。

Başkalarının hayatının arka planında duran kartonumsu figürleri değil.

誰かの背景に置かれた飾り みたいな存在ではありません

Evlerin üzerinde asılı duran gümüş bir disk görmüştük.

特徴のない銀色の円盤が 住宅の上に浮かんでいました

- Şurada duran kadın kim?
- Şurada dikilen kadın kim?

あそこに立ってる女の人はだれですか。

Çevrede duran insanlar eğlendi ve cesur küçük köpeğe güldüler.

周りに立っていた人々は勇敢な小犬を面白がって笑っていました。

Tom bana heykelin önünde duran adamın kim olduğunu sordu.

トムは私に、その像の前に立っている男性が誰なのかと尋ねた。

Kapıyı açtım ve yan yana duran iki erkek çocuk gördüm.

- ドアを開けると2人の少年が並んで立っているのが見えた。
- ドアを開けると、男の子が2人並んで立っていた。