Translation of "Basit" in Japanese

0.081 sec.

Examples of using "Basit" in a sentence and their japanese translations:

- Bu basit.
- Basit.

これは簡単です。

Basit!

単純さ

Oldukça basit.

とても簡単です

Basit sorular.

簡単な質問です

Çok basit.

それはとても単純です。

Basit yaşamalıyız, böylece diğerleri de basit yaşayabilir.

私達がシンプルに生きなきゃ 他の人もシンプルに生きられないのです

Bu kadar basit.

簡単なことなのです

Problemi basit buldum.

- その問題はやってみたら易しいことが分かった。
- その問題はやってみたらやさしいこと分かった。
- その問題はやさしいことがわかった。
- その問題が簡単なことに気づいた。

Bunu kullanmak basit.

- 使いやすいよ。
- 使うの簡単だよ。

Unutuyoruz. Kulağa basit geliyor.

簡単なのに 忘れがちです

Basit bir gerçek var:

全くの真実なのです

Bu basit bir çözüm.

以下は シンプルな解決法です

Basit bir sopa alıln.

ただの棒を使う

önemsemediğimiz basit, gündelik araçlar,

みんなが当たり前に思っている 日常的なデバイスによって

Bu basit bir soru

シンプルな問いですね

Basit bir yaşamdan hoşnuttur.

彼は粗衣をまとっていた。

Bu sorun çok basit.

この問題は単純すぎる。

Sade, basit açıklamalar yapar.

- 彼はわかりやすい簡潔な説明をする。
- 彼は単純明快に説明する。

Bazen herkes basit düşüncelidir.

時々、皆さんは単細胞だ。

Onu anlamak basit değil.

それを理解するのは簡単ではない。

O kadar basit değil.

- それほど簡単ではない。
- 口で言うほど簡単じゃない。

- Bu kolay.
- Bu basit.

これは簡単です。

Çözüm basit: duvara doğru git,

解決法は 壁の前に立って

Eskiden basit olan kararlar bile

レストランを選んだり 日々の買い物をしたりすることさえ

Bakteri gibi basit, mikroskopik yaşam.

バクテリアのような微生物のことです

Basit araçlar ve çıplak elleriyle,

単純な道具と素手で―

Basit! Her zaman kolay değil.

単純さ 困難はつきもの

Ki kulağa basit gelebilir -- kaçınılmazdı.

どれも避けられないものではありません

basit şeyleri yaparak detaylardan kurtulabiliriz.

厄介な考えすぎから 意識を逸らすのに有効です

Yaşam basit hücrelerden öteye gidemiyor.

生命体が単細胞のまま 留まる運命にあるのかもしれません

Bu aslında basit bir blok

これは 簡素なブロックですが

Ve cevabın basit olduğunu bulduk:

答えはシンプルでした

O, basit İngilizce ile yazılmıştır.

簡単な英語で書かれている。

Yöntem basit ama çok etkiliydi.

その方法は粗雑なものであったが効果的だった。

Onlar basit bir yaşamdan memnun.

彼らは簡素な生活で満足している。

O basit bir hayat sürdü.

彼は質素に暮らした。

O, basit aritmetiği bile yapamadı.

彼は簡単な算数すらできなかった。

Araba kullanmak gerçekten çok basit.

- 車を運転することは本当は簡単なことである。
- 車を運転することは、本当はとても簡単なことである。

Bunun basit olacağını hiç söylemedim.

私は簡単だといったことがない。

Burası dışında, çok basit değil.

だけど、ここではそんなに簡単ではないんです。

Daha basit bir çözüm arıyorum.

- もっとシンプルな解決策がないか検討している。
- より簡単な解決策を模索している。

Bu basit sandalye oldukça rahattır.

この安楽いすは非常に快適だ。

Yapacağım şey, basit bir kazık bağı.

あとは 巻き結びさ

İlki, basit bir UV ışığı kullanmak.

1つ目は単純に 小さなUVライトを使う

Ve bu sadece basit bir gülümsemeydi

ただ微笑むか

Basit bir şey söylemek için buradayım --

私が主張したいのは単純なことです

Ve bu sadece basit bir tanesi.

これはシンプルな一例です

Başarı için basit bir yol yoktur.

成功への楽な道はない。

İnsanlar basit deneyimlerle birçok hatadan kaçınabilirlerdi.

簡単な実験をすれば、多くの誤りが避けられたであろう。

Kaza basit bir hatadan ortaya çıktı.

その事故は単なる過失から起こった。

Mike kütüklerden basit bir masa yaptı.

マイクは、丸太から粗末なテーブルを作った。

Sırrımı bilmek ister misin? Çok basit...

私の秘密を知りたい? 単純な話しさ・・・

Bunun o kadar basit olduğunu sanmıyorum.

そんなに簡単じゃないと思う。

Bu kitap basit İngilizce ile yazılmış.

この本はやさしい英語で書かれている。

Politikada ise tek bir basit anlatı var

政治においては あるひとつのプロットが

Yani müzikal armoninin sırrı aslında basit oranlar:

音の協和の秘密は 簡単な比率にあったんですね

Lütfen onu daha basit kelimelerle söyler misiniz?

どうかそれをもっと簡単なことばで説明してくださいませんか。

O basit bir melodiyse, onu hazırlıksız okuyabilirim.

簡単な曲なら初見で歌えます。

Daha basit bir şekilde izah edebilir misiniz?

もっと分かりやすく説明してよ。

Tom Himalayalarda uzakta basit bir hayat yaşıyor.

トムはヒマラヤの奥地で質素な暮らしをしている。

Belki de bu o kadar basit değil.

多分、そんな簡単なことじゃないよ。

Ne yazık ki, o kadar basit değil.

残念ながら、そんな簡単なことじゃないんだな。

Bu sorulara oldukça basit şekilde cevap verilebilir.

- これらの問題はきわめて簡単に答えられる。
- それらの質問にはとてもシンプルな答えを返すことができる。

Bu, basit İngilizce ile yazılmış bir hikaye.

これは平易な英語で書かれた物語です。

Bu ders kitabı basit İngilizce ile yazılmıştır.

- このテキストは易しい英語で書かれている。
- この教科書は簡単な英語で書かれた。

Pekâlâ, şu çengelli iğneden basit bir kanca yapacağım.

つり針を作るよ 安全ピンだ

Bu sıradaki sayı dizisi gibi basit de olabilir -

それは 1、3、5、7といった

Büyük olasılıkla basit bir kazaydı, ancak bazıları kendini

それはおそらく単純な事故でしたが、彼 が罪悪感や絶望 から自殺し

Sorun ilk bakışta göründüğü gibi kadar basit değildir.

その問題は一見単純そうに見えますが、それほど単純ではない。

Basit İngilizce'yle yazıldığından o kitabı sen bile okuyabilirsin.

易しい英語でかかれているので、その本は君でも読める。

Şimdi ona söyleyemem. Artık o kadar basit değil.

もう彼女には言えないよ。そんなに単純なことではなくなってきたからね。

Basit İngilizceyle yazıldığı için bu kitabı okumak kolay.

簡単な英語で書かれているので、この本は読みやすい。

Genellikle basit mesajları iletmek için el hareketlerini kullanırız.

- 私達は簡単な内容を伝えるのにしばしば身振りを伝える。
- 私たちは簡単な内容を伝えるのにしばしば身振りを用いる。

Bunun fazla basit bir soru olduğunu söylemem gerekir.

これは単純すぎる質問でしょうね。

Basit İngilizceyle yazılmış olan bu kitabın okunulması kolaydır.

この本は簡単な英語で書かれているので、読むのは容易だ。

Bu tür kılavuzlarun basit bir dilde yazılmaları gerekir.

こういう手引書はもっと分かりやすく書くべきだ。

Bu gezegenlerin yörüngeleri arasında pek çok basit oran var.

これらの惑星の軌道周期が とても簡単な比率であると分かりますね

Ve avlanmayı basit bir refleks haline getirdiği ile alakalı.

狩りを単純な反射運動に 変えていることにあります

Ama toprak sadece basit bir karbon deposu da değil.

しかし土壌は単なる炭素の 貯蔵庫ではありません

İş oldukça basit görünüyordu, ama benim bir haftamı aldı.

その仕事は容易に考えていたが一週間かかってしまった。

Veri açığının üstesinden gelmek için, basit bir yöntem geliştirdim.

データギャップを打開するように簡単な方法論を開発した。

O basit bir müzik parçası ise onu hazırlıksız okuyabilirim.

簡単な曲なら初見で歌えます。

Her şeyden önce, lütfen basit bir kendini tanıtım yap.

まずは簡単に自己紹介させていただきます。

Bu sorun çok basit, bu yüzden neredeyse tartışmaya değmez.

この問題は簡単すぎるので議論する価値がほとんどない。

Bu İngilizce roman, bir haftada okunacak kadar basit değil.

この英語の小説は、君が一週間で読めるほどやさしくない。

Erdemli bir kız için yeni bir erkek bulmak çok basit.

だらしない女性は、かんたんに男から男へと移ってゆく。

Bu kitap basit bir İngilizceyle yazılmış. Bu nedenle okuması kolaydır.

- 簡単な英語で書かれているので、この本は読みやすい。
- やさしい英語で書かれているので、この本は読みやすい。

Bir sorunu çözmek için en basit yol çoğunlukla en iyi yoldur.

問題を解決する最も簡便な方法は、往々にして最も良い方法である。

Hiçbir şey zor bir şeyi basit şekilde açıklamak kadar zor değildir.

難しいことを簡単に説明することほど難しいことはない。

- Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değildir.
- Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak basit değildir.

- 悪習を取り除くのは容易ではない。
- 悪い習慣を取り除くのは容易ではない。

Matematik aşk gibidir - basit bir fikir fakat o içinden çıkılmaz hale getirilebilir.

数学は恋のようだ。単純だけど複雑にもなりうる。

Basit gelecek zaman denilen şey İngilizce sınavında kabul edilse bile, o mevcut değildir.

「未来形」というのは存在しない、ということは受験英語でも一般的になりつつあります。

Hiçbir şey zor bir şey için basit bir açıklama bulmak kadar zor değildir.

難しいことを簡単に説明することほど難しいことはない。

Bu dramada bir şey eksik.O gerçek derinliği olmayan basit ikaz edici bir masal.

このドラマは単純な勧善懲悪もので、今一つ深みに欠けて物足りない。

"Basit bir özel benden daha mutludur," diye şikayet etti Berthier, "Tüm bu iş yüzünden ölüyorum."

「単純なプライベートは私よりも幸せです。私はこのすべての仕事によって殺されています」とベルティエは不平を言いました。