Translation of "Ateş" in Japanese

0.044 sec.

Examples of using "Ateş" in a sentence and their japanese translations:

- Ateş!
- Yangın!
- Ateş et!

- 火事だ!
- 火事!
- 撃て!

- Ateş!
- Ateş et!
- Vur!

- 撃つぞ。
- 撃て!

Ateş böcekleri.

‎ホタルだ

Ateş söndü.

火が消えた。

Ateş serbest!

撃て!

Ateş azaldı.

- 熱が下がった。
- 熱が引いた。
- 熱はおさまった。

Ateş etmeyin!

- 撃たないでください!
- 撃たないで!

Ateş etme.

撃たないで!

Ateş yanar.

火は燃える。

"Askerler, ateş emri verdiğimde yüreğime ateş" dedi.

「兵士たち、私が発砲するように命じたとき、心から発砲する」と彼は銃殺隊に語った。

Birinci önceliğimiz, ateş.

まずは火だ

Ateş hastalık gösterir.

熱があるのは病気のしるしである。

Bekle, ateş etme!

待て、撃つな!

Askerler ateş açtı.

兵士たちは攻撃を開始した。

Ateş düştü mü?

熱は下がりましたか。

Perde ateş aldı.

- カーテンに火が点いた。
- カーテンに火がついた。
- カーテンに火が燃え移った。

Bekle! Ateş etme!

待て!まだ撃つな!

Belki bir ateş yakabiliriz

火を起こせるかも

Ateş iyi bir karardı.

いい決断だぞ

Ateş topu gibi fırlıyor,

広がる様子を示しています

Ateş her zaman tehlikelidir.

火は常に危険だ。

Ateş etrafında oynamak tehlikelidir.

火の近くで遊ぶのは危険だ。

Ateş yanarken kendinizi ısıtın.

火が燃えている間に暖まれ。

Avcı kuşa ateş etti.

ハンターは鳥をねらって撃った。

Tom ateş yüzünden yatakta.

トムは熱を出して寝ています。

Silah kazara ateş aldı.

- 銃が暴発してしまった。
- その銃は暴発した。

O bana ateş etti.

あいつ僕をめがけて撃ったんだよ。

Derhal bir ateş yaktım.

私はすぐに火を起こした。

Sana ateş edildi mi?

撃たれたの?

Hemen bir ateş yaktım.

私はすぐに火を起こした。

Ben kimseye ateş etmedim.

誰かを撃ったことなんて、一度もないよ。

- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Dumanın olduğu yerde ateş vardır.

煙のある所には火がある。

- Keçi yavrusunun altına bir ateş yakmalısın.
- Oğlağın altına bir ateş yakmalısın.

- お子さんに少し発破を掛けろ。
- お子さんに少し、発破をかけた方がいいですよ。

Yoksa durup ateş mi yakayım?

それとも とどまって 火を起こす?

Ateş parlak bir şekilde yanıyordu.

火は赤々と燃えていた。

Ateş parlak bir şekilde yandı.

火はぱっと明るく燃え上がった。

Ateş maşasıyla işaret parmağımı yaktım.

火ばさみで人差し指をやけどした。

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

- 火のないところに煙は立たず。
- 火のない所には煙はたたぬ。
- 火のないところに煙は立たぬ。

Avcı bir geyiğe ateş etti.

ハンターは鹿を狙って撃った。

Biz ateş etrafında dans ettik.

- 僕たちはたき火の周りを踊って回った。
- 私たちはたき火の周囲を踊って回った。

O, ateş etti ama ıskaladı.

彼は発砲したが当たらなかった。

O, nasıl ateş yakacağını açıkladı.

彼は火の起こしかたを説明しました。

Ateş, vücudun savunma mekanizmalarından biridir.

発熱は体の防御反応の一つだ。

Kuşa ateş etti fakat ıskaladı.

彼は鳥をめがけて撃ったが、はずしてしまった。

Kaptan adamlarının ateş etmesini emretti.

隊長は部下に撃てと命令した。

Avcı bir ayıya ateş etti.

- 猟師は熊を撃った。
- ハンターは熊を撃った。

- Onu vuracağım.
- Ona ateş edeceğim.

- こらしめてやる。
- 俺は彼を射殺してやる。
- あいつを撃つ。

Tom bir ayıya ateş etti.

トムが熊を撃ったんだ。

Oda çok soğuk. Ateş söndü.

部屋はとても寒い。火が消えてしまった。

O üç el ateş etti.

彼は3発撃った。

- Önceden buralarda bir sürü ateş böceği olurdu.
- Buralarda bir sürü ateş böcekleri vardı.

以前この辺にたくさんのホタルがいたものだった。

Ve daha az ateş basması yaşıyorlar.

ホットフラッシュの回数も少なめです

Bu ateş büyük bir fark yaratıyor.

この火でかなり違うよ

Kıvılcım çıkartmak için ateş çeliği kullanacağım.

火打ち石で火花を起こす

Çoğu ateş böceği ışığını açıp kapatır.

‎大抵のホタルは点滅する

Ateş söndü ve bu oda soğuk.

火が消えてしまって、この部屋は寒い。

Asker, tüfeğiyle düşmana ateş açmayı reddetti.

その兵士は敵に向けてライフル銃を発射する事を拒否した。

Ben kibrit olmadan ateş yakmayı öğrendi.

ベンはマッチなしで火を起こすことを学んだ。

Polis memuru kuru sıkı ateş etti.

警察は空砲を撃った。

Hava soğuktu, bu yüzden ateş yaktık.

寒かったので、私たちは火を焚きました。

Daha önce hiç ateş ettin mi?

今までに銃を撃ったことある?

Hormon tedavisinin, ateş basması gibi bazı semptomları

ホルモン療法は ホットフラッシュといった

Pekâlâ, durup ateş yakmayı denememizi istediniz demek?

ここにとどまって― 火を起こすべきだと?

Ateş sönüyor; biraz odun ilave eder misin?

- 火が消えかかっています。木を加えて下さい。
- 火が消えかかっています。木を加えてくれますか。

O kadar soğuktu ki bir ateş yaktık.

- とても寒かったので火をたいた。
- すごく寒かったから、僕たち火をおこしたんだ。

Ateş ve sürekli öksürme yaşlı kadını zayıflattı.

その老婆は熱と絶え間ない咳で弱っていた。

Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti.

その兵士は丸腰の兵士を撃つことを潔しとしなかった。

Hastalığın ilk belirtileri ateş ve boğaz ağrısı.

その病気の初期症状は高熱とのどの痛みです。

Hava soğuk olduğu için bir ateş yaktık.

寒かったので、私たちは火を焚きました。

Yüksek ateş, bu hastalığın önemli bir belirtisidir.

高熱がこの病気の顕著な症状だ。

Şimdiye kadar hiç ateş böceği gördün mü?

蛍を見たことある?

Bu hem ateş hem de ısı kaynağı olacak

これで火が起きるよ

İlk yapacağımız bu. Sonra küçük bir ateş yakacağız.

これが最初だ 次に火を起こす

Ateş yakmak her zaman iyidir. Avcıları uzak tutar.

火を起こせば 食肉動物が寄ってこない

Japonlar, ateş böceği mürekkep balığını çok lezzetli bulur.

‎日本ではホタルイカは ‎大切なごちそうだ

Büyük bir ateş bütün kasabayı kül haline getirdi.

大火事のために町全体が灰になってしまった。

Ben maymuna ateş etmemesi için polisi ikna ettim.

私はその猿を撃たないように警官に説き伏せた。

- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Hiçlik, hiçlikten gelir.

火のない所には煙はたたぬ。

Ama büyük bir ateş yakarsak bunu caydırıcı olarak kullanabiliriz.

でも火を起こせば 追い払(はら)えるだろう

Ateş yakmak her zaman güzeldir, avcıları bizden uzak tutar.

火で食肉動物を避けられる

Onun yapacağını söylediğin gibi o ateş ederek ortaya çıktı.

君の予言どおりやつはうってきた。

Ateş yakma imkanı olmadığı için, balığı çiğ çiğ yedi.

火が起こせなかったので彼は魚を生で食べた。

Koalisyon güçleri Bağdat'daki kontrol noktasında onun arabasına ateş ettiler.

同盟軍はバグダッドの検問所で彼女の車を襲撃した。

Kaplana nişan aldım ve ateş ettim fakat onu ıskaladım.

私は虎を狙って発砲したが、撃ち損なった。

Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.

巨大で屈強で 燃えるような赤毛 アジアの象徴 オランウータンです

Ama sanırım büyük bir ateş yakarsak onu caydrıcı olarak kullanabiliriz.

でも火を起こせば 追い払(はら)えるだろう

Bakın, ateş de ona göre hareketlendi. Kesinlikle bir hava akımı var.

炎もちらついてる 風が吹いてるんだ

Birim, 1793'te Prusyalılara karşı harekete geçti: vahşi bir ateş vaftizinde,

部隊は1793年にプルーセンに対して行動を起こしました。残忍な火の洗礼で

Muhtemelen insanların ona kötü davranmasına, ateş etmelerine şaşırdı, o yüzden hemen kaçmadı.

こんなひどいことを人間が するとは信じられず― すぐ逃げなかったんだ

Ateş böceği mürekkep balığı, fotofor adı verilen özel hücreleriyle kendi ışığını üretir.

‎ホタルイカは発光器を使い ‎自ら発光している

Düşmanın avcılarının bazıları geldi ... Bana boş yere ateş ettiler ve beni özlediler,

「敵軽歩兵がやってきて私に撃ってきたが外れた

- Yangın yayıldı ve komşu evi yaladı.
- Ateş yandaki evin duvarlarına kadar yayılmıştı.

火がめらめらと隣家に燃え移っていった。

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

‎このメスのホタルイカは‎― ‎深海から数百メートル ‎浮上してきた