Translation of "üzerine" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "üzerine" in a sentence and their japanese translations:

Larvayı üzerine koyacağım.

幼虫を付ける

Kayalığın üzerine çıktım.

がけの頂上だ

Kapağı üzerine kapatalım.

フタをする

Peki, zihinleri üzerine?

メンタル面はどうでしょう?

Bunun üzerine oturmayın.

その上に座るな。

Ekonomi üzerine son araştırmalar,

洗練されつつあります

Kendi değerimiz üzerine düşünmeyi

自分の価値をどう考えるか

Çatlakların üzerine inşa ediyoruz.

私たちは壊されたものの上に 建てているわけです

Haberi üzerine geri çekildi .

ニュース を 受け取ることを やめました。

İncil üzerine yardım etmelisin.

君は聖書に手をのせて誓うべきだ。

Arı, çiçek üzerine indi.

ミツバチが花にとまった。

Kitabı masanın üzerine koyun.

その本を机の上に置いてくれ。

Silahı masanın üzerine koy.

その銃を机の上に置け。

Öğrenci, konusu üzerine yoğunlaştı.

その学生は自分の課題に専念した。

Kayalık yolun üzerine yuvarlanır.

その崖は道路の上に突き出ている。

Tokyo'nun üzerine sis çöktü.

スモッグが東京上空にたれこめた。

Tereyağını ekmeğin üzerine yaydı.

彼女はパンにバターを塗った。

Kazağını başının üzerine çekti.

彼女はセーターを頭からかぶって着た。

Onlar haberler üzerine heyecanlandılar.

彼らはそのニュースを聞いて興奮した。

O çitin üzerine oturuyor.

彼はどっちつかずだ。

O, dizlerinin üzerine çöktü.

彼はがっくりとなりひざをついた。

Üzerine düştüğümde bileğimi kırdım.

転んだ時、手首を折った。

Alacakaranlık çöl üzerine düştü.

夕闇が砂漠をつつんだ。

Mermi dizin üzerine girdi.

弾丸はひざの上に入った。

O, çitin üzerine tırmandı.

彼は塀を乗り越えた。

Tom divanın üzerine oturdu.

トムは長椅子に座った。

Ordu düşmanın üzerine ilerledi.

軍隊は敵に向かって進撃した。

Tavsiyeniz üzerine hareket edeceğim.

- 君の忠告に従って行動します。
- ご忠告に従います。
- ご忠告に従って行動します。

O, yatağın üzerine oturdu.

彼はベッドに腰掛けた。

O, çocuğun üzerine eğildi.

彼女はその子の上に身をかがめた。

Kitaplarınızı masanın üzerine koymayın.

テーブルの上に本を置くな。

Ceketimi masanın üzerine koydum.

上着を机の上に置いた。

Kağıtları masanın üzerine koydu.

彼女は新聞をテーブルの上に広げた。

Oğlunun ölümü üzerine ağladı.

彼女は息子の死に泣いた。

Tom masanın üzerine oturdu.

- トムはテーブルに座った。
- トムはテーブルについた。

Bulutta çalışan hava kalitesi üzerine

大気質に関する 意思決定支援システムを

Sekiz yıldır bunun üzerine düşünüyorum.

もう8年も考え続けているんですよ

Üzerine oturmak için ip... ...kullanacağım

このロープに― 座るんだ

Üzerine oturmak için... ...ip kullanacağım

このロープに 座るんだ

Üzerine oturmak için... ...ip kullanacağım.

このロープに― 座るんだ

Üzerine ışığı tutun ve çekin.

光を当ててそらす

Nehrin üzerine bir köprü yapıyorlar.

川に橋が架けられています。

Nehrin üzerine bir köprü yapıldı.

川に橋がかけられた。

Onun tavsiyesi üzerine hareket etmeliydin.

君は彼女の忠告に従って行動すべきだったのに(しなかった)。

Başkanın isteği üzerine toplantıya katıldı.

議長の依頼により彼女はその会合に出席した。

Masanın üzerine şapka Chama'a ait.

机の上の帽子は、茶魔のです。

Tutar 20,000 yenin üzerine çıktı.

額は2万円以上に達した。

Yaralı adamı çimin üzerine koyduk.

我々は傷ついた人を草の上に横たえた。

Biz onunla plan üzerine konuştuk.

我々はその計画について彼と話し合った。

Doktor hasta çocuğun üzerine eğildi.

医者は病気の子供の上に身をかがめた。

Kutunun üzerine bir şey koymayın.

その箱の上に、何も置かないで下さい。

Köpek bir yabancının üzerine atladı.

その犬は見知らぬ人に飛びついた。

Bilimci atom enerjisi üzerine çalışıyor.

その科学者は原子力の仕事に従事している。

"Dostluk" üzerine bir deneme yaz.

「友情」という題で作文を書きなさい。

Ben edebiyat üzerine ders vereceğim.

文学の講義をする。

Bahçecilik üzerine bir kitapçık okuyor.

彼女は園芸の入門書を読んでいる。

Sendika üzerine yaptırımlar uygulanması uygunsuz.

組合に制裁を加えることは妥当ではない。

Akşam yemeği masanın üzerine konuldu.

夕食がテーブルに並べられた。

Onun tavsiyesi üzerine hareket ettim.

私は彼の忠告どおりに行動した。

Bayraklar evlerin saçakları üzerine çekilmişti.

家々の軒先には旗が掲げられていた。

Kendi üzerine soğuk su döktü.

彼は冷たい水を浴びた。

İstek üzerine bir harita mevcuttur.

ご要望により地図を送ります。

Uçak şehrin üzerine bombalar bıraktı.

飛行機はその町に爆弾を落とした。

Kazağın üzerine ne giymem gerekir?

セーターの上に何を着ようかな?

Babasının emekliliği üzerine işi devraldı.

父親が引退すると彼は商売を継いだ。

Onun isteği üzerine böyle yaptım.

私は彼の依頼でそうしたのです。

O, ekmeğin üzerine tereyağ sürdü.

彼はパンにバターを塗った。

Etinin üzerine biraz tuz koy.

- 肉に塩を少々かけなさい。
- お肉に少し塩を振って。
- 肉に塩を少しふりかけます。

O çarşafları yatağın üzerine koydu.

彼女は自分のベッドにシーツを引いた。

Biz çay üzerine sohbet ediyorduk.

私たちはお茶を飲みながら喋っていた。

Sonbaharda, fanlar üzerine kapaklar konur.

秋には列車の扇風機にカバーがかけられる。

- Bankın üzerine otur.
- Banka otur.

ベンチに座りなさい。

Tom neredeyse uçurumun üzerine düşüyordu.

トムは危うく崖から落ちるところだったんだ。

Birçok zorlukların üzerine gitmek zorundasın.

あなたは多くの困難に絶え抜かねばならない。

Zarfın üzerine bir pul yapıştırın.

封筒に切手を貼りなさい。

Ben kendimi çimenlerin üzerine attım.

私は草の上に寝た。

Kağıdın üzerine bir çizgi çizin.

紙に線を1本引きなさい。

Pencerenin üzerine bir perde astı.

彼女は窓にカーテンをつけた。

Ağabeyim felsefesi üzerine bir otoritedir.

私の兄は哲学の権威者である。

Tom anahtarı masanın üzerine koydu.

トムは机の上に鍵を置いた。

- Oyun, siyasi dünya üzerine bir taşlamadır.
- Oyun, siyasi dünya üzerine bir hicivdir.

その劇は政界を風刺したものだ。

Sabırlı bir zihin üzerine konsantre oluyoruz.

心をゆったりと鎮めます

Ne olacağını düşünmek üzerine ağırlıklarını koydular.

来るべき未来の人工知能技術に 力を注いできました

Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.

このロープを 上の枝に結びつけなくちゃね

Kayalığın üzerine çıktık. Muhteşem bir manzara.

がけの頂上だ すごい眺めだぞ

üçüncü kattaki pencereden betonun üzerine düştüm.

私は3階の窓から転落し コンクリートに叩きつけられました

Ve bu atkıyı kullanıp üzerine işeyeceğim.

この牛革の中に― 小便する

Cildin hemen üzerine boşluğa bakteri ekliyorum,

皮膚上部の空気中に バクテリアを浮遊させて

Ve gerçekler üzerine kurulmayan köprüler yıkılacak.

真実を土台にしていない橋は 崩れてしまうでしょう

Profesör, Fransa tarihi üzerine konferans verdi.

教授はフランスの歴史について講義した。

Yapı, çelik iskelet üzerine betondan yapılacaktır.

その建物は鋼鉄の骨組みにコンクリートで作られる事になっている。

Sonuç sağlam bir temel üzerine oturmaktadır.

その結論はしっかりした根拠に基づいている。

O kayanın üzerine basma. O düşecek.

その岩を踏んではいけない。落ちそうだ。

O, onun üzerine bir battaniye koydu.

彼女は彼に毛布をかけてやった。

- Büyükannesinin üstüne titrer.
- Anneannesinin üzerine titrer.

彼女はおばあちゃんをたいそう大事にする。

Ben onun üzerine bir battaniye serdim.

彼女に毛布をかけてやった。

O, dakikliği üzerine kendisiyle gurur duydu.

彼は時間厳守を自慢にしていた。

O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı.

彼は運動の大切さを強調した。