Translation of "üniversiteden" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "üniversiteden" in a sentence and their japanese translations:

Öğretmen üniversiteden yeni mezun.

その先生は大学を出たばかりだ。

O, üniversiteden yeni mezundur.

彼は大学を出たてのほやほやだ。

Öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun.

私たちの先生は大学をでたばかりです。

İlk yıl üniversiteden ayrıldı.

彼は1年目で大学を辞めた。

Tom'un üniversiteden ayrıldığını duydum.

トムが大学を辞めたって聞いたんだけど。

Üniversiteden mezun olduğum zaman,

大学を卒業した時

Geçen yıl üniversiteden mezun oldu.

彼は昨年大学を卒業した。

22 yaşında üniversiteden mezun oldu.

彼は22歳のとき、大学を卒業した。

Üniversiteden mezun olduğunda, o evlendi.

大学を卒業するとすぐに彼女は結婚した。

Üniversiteden geçen yıl mezun oldum.

私は去年大学を卒業した。

Kısa süre önce üniversiteden mezun olmuştum

私はその頃大学を卒業して

Gelecek bahar üniversiteden mezun olayı umuyorum.

私は来春大学を卒業したいです。

Üniversiteden mezun olduktan sonra kameraman oldu.

彼は大学卒業後カメラマンになった。

Üniversiteden mezun olduktan sonra ne yapacaksın?

大学を卒業した後何をしますか。

Üniversiteden mezun olduğum beş yıl önceydi.

大学を卒業して5年になる。

O üniversiteden yeni mezun bir İngilizce öğretmenidir.

彼女は大学を出たばかりの英語の先生だ。

O, üniversiteden mezun olduktan sonra Japon'yaya döndü.

- 彼は大学を卒業したあと日本に帰ってきた。
- 彼は大学卒業後日本に戻った。

Hangi üniversiteden mezun olduğun çok önemli değil.

- どの大学を卒業したかは大した問題ではない。
- どこの大学を出たかなんて、さほど重要なことじゃない。

Okumadan üniversiteden mezun olmak zaferdir, değil mi?

大学なんて勉強していなくたって出たもん勝ちでしょ。

Kardeşim gelecek sene üniversiteden mezun olmayı umuyor.

- 私の妹は、来年、大学を卒業する予定でいる。
- 姉は来年大学を卒業するつもりです。

O, üniversiteden mezun olduktan hemen sonra evlendi.

彼女は大学卒業後まもなく結婚した。

Linda, babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.

リンダ父親の急病で大学から呼び出された。

Üniversiteden mezun olduktan sonra iki yıl İngilizce öğretti.

彼は大学を卒業してから2年間英語の教師をしていた。

Üniversiteden mezun olduktan sonra, o bir öğretmen oldu.

大学を卒業した後、彼女は教師になった。

Üniversiteden mezun olduktan sonra ihracat işiyle ilgilenmeyi umuyorum.

大学を卒業したら、輸出業に従事したいと思っています。

Linda babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.

リンダ父親の急病で大学から呼び出された。

Ben senin babanla aynı yılda üniversiteden mezun oldum.

私はあなたのお父さんと同じ年に大学を卒業した。

- O, üniversiteden mezun olduktan sonra, iki yıl boyunca İngilizce öğretti.
- Üniversiteden mezun olduktan sonra iki yıl İngilizce öğretti.

彼は大学を卒業してから2年間英語の教師をしていた。

O üniversiteden yeni mezundur, bu yüzden hiç deneyimi yok.

彼女は大学を出たてで、まったく経験がない。

Hangi üniversiteden mezun olduğunuz o kadar çok önemli değil.

- どの大学を卒業したかは大した問題ではない。
- どこの大学を出たかなんて、さほど重要なことじゃない。

Sen Amerika'dan dönmeden önce, ben üniversiteden mezun olmuş olacağım.

- アメリカから帰る前に私は卒業してしまってるでしょう。
- あなたがアメリカから帰るまでに私は大学を卒業してしまっているでしょう。

Üniversiteden mezun olduktan sonra, babamın şirketinde bir iş aldım.

大学を出た後、父の会社に職を得た。

Üniversiteden mezun olduktan sonra, dünyayı gezerek iki yıl geçirdim.

大学を卒業した後、2年間世界中を旅して回った。

Tom, 24 yaşını doldurmadan önce üniversiteden mezun olmak istiyor.

トムは二十四歳になる前に大学から卒業したい。

Tom ve Mary üniversiteden mezun olur olmaz evlenmeyi planlıyorlar.

トムとメアリーは大学を卒業したらすぐに結婚する予定だ。

Hawking, 1962 yılında üniversiteden mezun olduğunda, fizikte doktora yapmaya başladı.

ホーキングは1962年に大学を卒業すると、物理学の博士号を取得するために研究を始めた。

Onun bu yıl üniversiteden mezun olamaması gülünecek bir şey değil.

彼が今年大学を卒業できなかったのは笑い事ではない。

O üniversiteden mezun olduğundan beri atom enerjisi çalışmasına tahsis edildi.

彼は大学を出てからずっと原子力の研究に没頭している。

Kız kardeşim üniversiteden mezun olduğunda on yıldır İngilizce okuyor olacak.

私の姉は大学を卒業するときには10年英語を勉強したことになります。

Onu icat eden profesör, üniversiteden makul bir ücret hakkına sahip

それを発明した教授は大学から相当の対価を受ける権利がある。

Üniversiteden mezun olduğumda ne olmaya niyet ettiğim bana amcam tarafından soruldu.

大学を卒業したら何になるつもりかと私は伯父に聞かれた。

Önemli olan hangi üniversiteden mezun olduğun değil fakat oradayken ne öğrendiğindir.

大切なのはどの大学を出たかではなくて、大学で何を学んだかである。

Önemli olan hangi üniversiteden mezun olduğun değil fakat üniversitede ne öğrendiğindir.

大切なのはどの大学を出たかではなくて、大学で何を学んだかである。

Üniversiteden mezun olduktan sonra, eve geri taşındım ve ebeveynlerimle birlikte üç yıl yaşadım.

大学を卒業した後、私はふるさとに帰って3年間両親と一緒に住んだ。

- Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine pachinko oynayarak tüm vaktini harcıyor.
- Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.

うちのバカ息子ときたら、大学を卒業しても就職しないでパチンコばかりしている。