Translation of "öğretmen" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "öğretmen" in a sentence and their japanese translations:

- Öğretmen değilim.
- Ben bir öğretmen değilim.
- Ben öğretmen değilim.

私は先生ではありません。

Öğretmen öğretiyor.

先生が教える。

- Yumi öğretmen olacak.
- Yumi bir öğretmen olacak.

由美は先生になるでしょう。

Öğretmen kağıtları topladı.

先生は答案用紙を集めた。

Öğretmen kağıtlara baktı.

先生は答案に目を通した。

Öğretmen sürekli konuştu.

先生はどんどん話しつづけた。

Öğretmen sandalyeye oturdu.

先生はいすにすわった。

Öğretmen birlikte geliyor.

先生がやって来る。

Öğretmen ilgimizi artırdı.

その教師は我々の興味をかき立てた。

Oğlunu öğretmen yaptı.

- 彼は息子を先生にした。
- 彼は息子を先生とした。

Öğretmen yoklama yaptı.

先生は出欠を取った。

Neden öğretmen oldun?

なぜ教師になったの?

Öğretmen olmak istiyorum.

教師になりたいです。

O bir öğretmen.

彼は教師です。

Öğretmen kesinlikle kızacak.

きっと先生は怒るぞ!

Öğretmen testleri dağıttı.

先生はテスト用紙を配った。

Öğretmen kitapçıkları dağıttı.

先生はチラシを配布した。

Öğretmen zili çaldı.

主人は呼び鈴を鳴らした。

Öğretmen tarafından azarlandım.

- 私は先生に怒られた。
- 私は先生に叱られた。

Öğretmen bayağı üşütmüştü.

先生がひどい風邪をひいた。

Siz öğretmen misiniz?

皆さんは教員なんですか?

- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- Senin bir öğretmen olduğunu biliyorum.
- Senin öğretmen olduğunu biliyorum.

- あなたが先生だということを知っています。
- 先生だってこと知ってるよ。

- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- Senin öğretmen olduğunu biliyorum.

- あなたが先生だということを知っています。
- 先生だってこと知ってるよ。

Öğretmen sınav kağıtlarını dağıttı.

先生は問題を配った。

Öğretmen Shakespeare okumamı önerdi.

先生は僕にシェイクスピアを読むよう勧めてくれた。

Öğretmen onun planını onayladı.

先生は彼の計画に賛成した。

Öğretmen çocuğu eve gönderdi.

先生は少年を帰宅させた。

Öğretmen sırtıma hafifçe vurdu.

先生は私の背中をぽんとたたいた。

Öğretmen bizim adlarımızı karıştırdı.

先生は私たちの名前をとり間違えた。

Öğretmen bize kelimeyi tekrarlattı.

先生は私たちにその単語を繰り返して言わせた。

Öğretmen öğrencileri tarafından çevriliydi.

先生は学生たちに囲まれた。

Öğretmen merdivenlerden yukarı koştu.

先生は階段をかけ上がった。

Öğretmen testlerimizi incelemekle meşgul.

先生はわれわれの答案調べに忙しい。

Öğretmen tekrar oldukça iyileşti.

先生はまたすっかり元気になった。

Öğretmen anlayabileceğimizden hızlı konuştu.

先生はあまりに速く話したので私達は理解できなかった。

Öneriniz öğretmen tarafından reddedilecektir.

君の提案は先生に拒否されるだろう。

Ne tembel bir öğretmen!

- 何と怠惰な先生なのだ!
- 随分と怠慢な教師だな!

Bay Brown öğretmen mi?

ブラウンさんは先生ですか。

Öğretmen kolayca not verir.

その先生は点が甘い。

Öğretmen üniversiteden yeni mezun.

その先生は大学を出たばかりだ。

Öğretmen öğrencilerine karşı otoriter.

その先生は生徒に厳しい。

Öğretmen eğitimin önemini vurguladı.

その先生は教育の重要性を強調した。

Öğretmen salonda öğrencileri topladı.

その教師は講堂に学生を集めた。

Öğretmen soru yağmuruna tutuldu.

その教師には質問が殺到した。

Bizim öğretmen yakında yaşıyor.

先生はすぐ近くに住んでいます。

Bir öğretmen olduğuma pişmanım.

私は教員になったことを後悔している。

Yeni öğretmen nasıl biridir?

新任の先生はどんな人ですか。

Öğretmen Mary'ye konuşmamasını söyledi.

先生はメアリーに黙ってなさいといった。

Öğretmen açıklamamı dikkatle dinledi.

先生は私の説明を注意深く聞いてくれた。

Öğretmen kağıtları işaretlemekle meşgul.

先生は答案の採点に忙しい。

Öğretmen sınıfın önünde durdu.

先生はクラスの前に立っていた。

Öğretmen bile problemi çözemedi.

先生でさえその問題は解けなかった。

Sen yeni öğretmen misin?

新しい先生ですか?

Öğretmen, metinleri öğrencilere dağıttı.

先生は生徒たちにプリントを配布した。

Öğretmen tahtaya işaret etti.

先生は黒板のほうを指さしました。

Onlar öğretmen tarafından azarlandılar.

彼らは先生にしかられた。

Öğretmen tahtaya adını yazdı.

先生は自分の名前を黒板に書いた。

Öğretmen bize ödev verdi.

先生は私たちに宿題を出した。

Öğretmen ayağa kalkmamı söyledi.

先生は私に、立つように言った。

O bir öğretmen mi?

彼は先生ですか。

Tom hâlâ bir öğretmen.

トムはまだ先生です。

Senden iyi öğretmen olur.

あなたなら良い先生になるでしょう。

Bir öğretmen olmak istiyorum.

先生になりたいんだ。

Rüyam bir öğretmen olmaktır.

私の夢は先生になることです。

Ben artık öğretmen değilim.

もう先生じゃないんだ。

Onun amacı öğretmen olmaktır.

彼女の目標は教師になることだ。

Ben bir öğretmen değilim.

私は教師ではない。

Öğretmen kopya çektiğimi düşündü.

先生は僕がカンニングをしていると思った。

Öğretmen tarafından övüldün mü?

あなたは先生にほめられましたか。

Oğlum bir öğretmen olacak.

- 私の息子は先生になるつもりです。
- うちの息子は学校の先生になるのよ。

Öğretmen bana cümleyi tekrarlattı.

先生は私にその文を繰り返させた。

Öğretmen sessiz olmamızı söyledi.

先生は私たちに静かにするように言った。

Bizim alıştırmaları öğretmen düzeltir.

先生は私たちの課題を添削します。

O bir öğretmen olacak.

彼女は教師になるだろう。

- Öğretmen öğrencilerin talebine karşı koyamadı.
- Öğretmen öğrencilerin talebini kabul etti.

教師は学生達の要求に屈した。

- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- Senin bir öğretmen olduğunu biliyorum.

あなたが先生だということを知っています。

- Tom'dan öğretmen olmaz.
- Tom bir öğretmen olmak için uygun değil.

トムは教師には向いていない。

- Bir öğretmen olmaya karar verdi.
- Bir öğretmen olmak için kararını verdi.

- 彼は先生になろうと決心した。
- 彼は教師になろうと心に決めている。

Öğretmen hata için onu suçladı.

先生は彼女が間違ったことを咎めた。

Öğretmen sınav kağıtlarını incelemekle meşgul.

先生は答案を調べるのに忙しい。

Öğretmen bütün öğrencilere adil davrandı.

先生は生徒全員を公平にあつかった。

Öğretmen suçsuz yere öğrenciyi azarladı.

先生は生徒を意味も無く叱った。

Öğretmen beni sınavdan muaf tuttu.

先生は私の試験を免除してくれた。

Öğretmen çocukların oyunlarında yer aldı.

先生は子供たちの遊びに加わった。

Öğretmen resimleri kullanarak teorisini açıkladı

先生は絵を用いて彼の理論を説明した。

Öğretmen Tanaka'yı övgü için ayırdı.

先生はとくに田中を選び出して誉めた。

Öğretmen John'a bir ödül verdi.

先生はジョンに賞品を与えた。

Öğretmen onun nasıl yapılacağını gösterecek.

先生がそのやり方を説明するだろう。

Bir öğretmen olmaya niyet ettim.

教師になるつもりだったのだがならなかった。

Grup öğretmen ve öğrencilerden oluşuyordu.

その団体は教師と学生から成り立っていた。

Öğretmen sorduğumuz her soruyu cevaplar.

その先生は僕らが尋ねるとどんな質問にも答えてくれる。

Öğretmen sınav kağıtlarını gözden geçirdi.

その先生は答案を調べた。

Öğretmen öğrencileri ciddi olarak azarladı.

その先生は厳しく生徒を叱った。

Öğretmen, öğrenci konseyi kararını onayladı.

その教師は学生自治委員会の決定を支持した。

Öğretmen, "Bugünlük bu kadar" dedi.

「今日はこれまで」と先生が言った。

Onun babası bir öğretmen mi?

彼女の父は先生ですか。

Öğretmen çocuğa gürültü yapmamasını söyledi.

騒ぐなと先生はその少年に言った。