Translation of "çocukların" in Japanese

0.017 sec.

Examples of using "çocukların" in a sentence and their japanese translations:

- Senin çocukların sevimli.
- Senin çocukların sevimliler.

君の子どもはかわいいね。

Çocukların var mı?

貴方には子供がいますか?

Çocukların sağlıklı görünüyorlar.

お宅のお子さんは丈夫ですね。

- Çocukların ulaşamayacağı yerde saklayınız!
- Çocukların ulaşamayacağı yerde muhafaza ediniz!

子供の手の届かないところに保管してください。

Çocukların üzgün minik suratları

子供たちの哀しげな顔には

Yetimhaneden aldığımız çocukların çoğu

孤児院から救い出した 子供たちの多くは

Çocukların hepsi aynı yaşta.

少年たちはみんな同じ年齢だ。

Çocukların alamayacağı yere koyun.

それを子供たちの手の届かない所に置きなさい。

Rahip çocukların oyunlarına katıldı.

その僧は子供達の遊びに仲間入りした。

Rahip çocukların oyununa katıldı.

その僧は子供たちの遊びに参加した。

O, çocukların oyunlarına katıldı.

彼女は子供たちの遊びに加わった。

Çocukların hepsi ona gülmedi.

その少年たちがみんな彼を見て笑ったわけではなかった。

O, çocukların yüzüşünü izledi.

彼は子供たちが泳いでいるのを見守った。

Çocukların Fransızca bilir mi?

あなたの子供たちは、フランス語を知っていますか。

Hiç çocukların var mı?

- お子さんがおありですか。
- お子さんはいらっしゃいますか?

Tüm çocukların en uzunuyum.

私は全ての少年の中で一番背が高い。

Çocukların otobüse bindiğini gördük.

私たちはその子どもがバスに乗るのを見た。

Çocukların sorun yaratması yaygındır.

子供たちが迷惑をかけるのは当たり前だ。

Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.

- 子供は、人に愛されることが必要なのです。
- 子供には愛が必要だ。

Çocukların odaya girdiğini gördük.

私たちは、子供たちがその部屋に入るのを見た。

Çocukların mutlu seslerini duydum.

子供たちの楽しそうな声が聞こえた。

Çocukların dördünün bahaneleri yoktu.

4人の少年たち皆にアリバイがなかった。

Çocukların sevgiye ihtiyacı var.

- 子供には愛情が必要です。
- 子供には愛が必要だ。

Dünyanın çocukların geleceği heyecanla bekledikleri

どんな世界になるかを想像してみて

Öğretmen çocukların oyunlarında yer aldı.

先生は子供たちの遊びに加わった。

Yangın çocukların kibritlerle oynamasından kaynaklandı.

その火事は子供のマッチでの火遊びが原因で起こった。

Ama çocukların velayeti bir sorundu.

問題は子供の引き取り権だった。

Çocukların çok uykuya ihtiyacı vardır.

子供たちは多くの睡眠が必要である。

O, çocukların havuzda yüzüşünü izledi.

彼女は子供たちが池で泳ぐのをみました。

Çocukların beraberce şarkı söylediklerini duydum.

- 私は子供たちが一緒に歌っているのを聞いた。
- 子どもたちがそろって歌っている声が聞こえた。

Çocukların büyük çoğunluğu dondurmayı seviyor.

大多数の子供はアイスが大好きだ。

Çocukların ne yaptığını görmeye gideceğim.

子供達が何をやっているか見てこよう。

Çocukların genellikle ailelerine inancı var.

子供はふつう両親を信頼している。

İlacı çocukların ulaşamayacağı yere koy.

薬は子供の手の届かない所に置いてください。

Çocukların caddede oynamalarına izin verme.

子供たちを道で遊ばせないでください。

Erkek çocukların çoğunluğu babalarına benzer.

たいていの男の子は父親に似る。

Çocukların burada oynamasına izin vermemelisin.

子供たちをここであそばせてはいけない。

Bu, çocukların yatağa gittiği zaman.

- もう子供達は寝てもよい時間だ。
- 子どもはもう寝る時間でしょ。

Çocukların caddede oynaması çok tehlikelidir.

子供が通りで遊ぶのはとても危険だ。

Çocukların çok uykuya ihtiyaçları vardır.

子供たちは多くの睡眠が必要である。

Küçük çocukların hayatları korku dolu.

小さな子供達の生活は恐れに満ちている。

Çocukların televizyonu tekellerine almalarına müsaade etme.

子供たちにテレビを独占させるな。

Çocukların daha çok uykuya ihtiyacı vardır.

子供たちは多くの睡眠が必要である。

Çocukların fazla tatlı yemelerine izin vermemelisin.

甘いものを子供に食べさせすぎてはいけません。

O çocukların kendilerine bakacak kimsesi yok.

それらの子供たちは世話をしてくれる人が誰もいない。

Çocukların keskin bir işitme duyusu var.

その子の聴覚は鋭い。

Çocukların her birine iki elma verdi.

彼女はめいめい2個ずつやった。

Çocukların o nehirde yüzmesine izin vermemeliler.

彼らは子供たちにあの川で泳がせるべきでない。

Onun kocası da çocukların velayetini istedi.

旦那も子供の引き取り権を望んでいた。

Benim çocukların okulda iyi davrandığına bakın.

私の子供たちが学校で行儀よくするよう気をつけてくれ。

Bence çocukların bu havuzda yüzmeleri tehlikeli.

私は子供がこの湖で泳ぐのは危険だと思う。

Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.

私は少年たちが歌っているのを聞いた。

Sanırım çocukların bu gölde yüzmesi tehlikeli.

私は子供がこの湖で泳ぐのは危険だと思う。

Çocukların başına buyruk olmalarına izin vermeyin.

子供を好きかってにさせておくな。

Çocukların mutfak bıçağıyla oynamasına izin vermemelisin.

- 子供に包丁をいたずらさせてはダメだよ。
- 子どもに包丁で遊ばせちゃ駄目だよ。

Çocukların hepsi iyiydi ve mutlu görünüyordu.

子供たちはみんな元気で幸せそうでした。

Çocukların yatma zamanı geldi de geçiyor.

- 子供達はもう寝るべき時間だ。
- もう子どもは寝てもよい時間だ。

Çocukların iyi sofra adabını öğrenmesi önemlidir.

子供達にとって良いテーブルマナーを身につけることは重要です。

Yaşam için çocukların kitaplarını sergilemek istiyorum.

子供の本の絵を書く仕事がしたい。

Bu nehir çocukların yüzmesi için tehlikeli.

この川は子供が泳ぐには危険だ。

- Çocukların var mı?
- Çocuğunuz var mı?

お子さんがおありですか。

Lütfen çocukların bıçaklarla oynamasına izin vermeyin.

子どもをナイフで遊ばせないようにしてください。

Lütfen çocukların havuza yaklaşmadıklarından emin olun.

- 子供が池に近づかないように気をつけてください。
- 子どもが池に近寄らないよう気をつけてください。

Çocukların vücut sıcaklığı yetişkinlenlerden daha yüksektir.

子供は一般に大人よりも体温が高い。

çocukların üçte biri 50. doğum günlerini göremiyordu.

死亡リスクが百分の1に 低下する前のことです

Ve bunun çocukların kendi tercihleri olmadığını varsaydım.

彼らの意思で参加することを選んだ わけではないとも憶測しました

Onlar çocukların bakım ve yetiştirilmesinde birbirleriyle farklıydı.

- 彼らは子供の育てかたと躾けかたではお互いに意見が合わなかった。
- 彼らは子供の育て方としつけ方でお互いの意見が合わなかった。

Komşusu, o uzakta iken çocukların bakımını üslenecek.

彼の隣人が彼女の留守の間子供たちの世話をするだろう。

Sahil, çocukların oynaması için ideal bir yerdir.

海辺は子供たちが遊ぶのに理想的な場所だ。

Çocukların mutlu bir ev ortamına ihtiyacı var.

子供には幸福な家庭環境が必要だ。

Çocukların gece tek başına dışarı çıkmaları tehlikelidir.

- 子供が夜1人で外出するのは危険だ。
- 夜に子供が一人で出かけるのは危ない。

Çocukların hepsi hava kararmadan önce uyumaya gitti.

- 子供達は暗くなる前に寝入った。
- 子供たちはみんな暗くなる前に眠ってしまった。

Lütfen bunu çocukların ulaşamayacağı bir yere koy.

- 子供の手の届かないところの置いてください。
- これは子供の手が届かない場所に置いてください。

Çocukların asi olma gibi bir eğilimleri var.

子供は反抗期になる傾向がある。

Bu, çocukların okuması için iyi bir kitaptır.

これは子供が読むのには良い本です。

Bu ilacı çocukların alamayacağı bir yere koy.

この薬は子供の手の届かないところに置いて下さい。

Bu ilacı çocukların ulaşamayacağı bir yerde tutun.

この薬は子供たちの手の届かないところに置いておきなさい。

Bu kitap çocukların okuması için yeterince kolay.

- この本は子供でも読めるほどやさしい。
- この本はやさしいので子供でも読める。

Bu çocukların her birine üç parça verin.

この子供たちにそれぞれ3個ずつあげなさい。

Çocukların dumanlı restoranlarda yemek yemesi güvenli midir?

タバコの煙が充満したレストランで子供が食事することは安全でしょうか?

Ve şimdi bu açıktır ki bu dezavantajlı çocukların

こういった恵まれない子供達は

Deniz kenarı, çocukların oynamaları için ideal bir noktadır.

海辺は子供たちが遊ぶのに理想的な場所だ。

Yağmur, çocukların okul bahçesinde beyzbol oynamalarına engel oldu.

雨のため、少年たちはグランドで野球ができなかった。

Altı yaş ve üstü çocukların okula gitmeleri gerekir.

6歳以上の子供は学校に通わなければならない。

Çocukların televizyon yüzünden yazmayı ihmal etme eğilimi var.

テレビのおかげで子供達は本を読むことを怠りがちである。

Bu civardaki çocukların yüzmek için çok fırsatları yok.

この辺の子どもたちは泳ぐチャンスがあんまりないんです。

Çocukların bu kadar çok televizyon seyretmesine izin vermemelisin.

子供にそんなテレビを見させておくべきじゃないと思うよ。

Çocukların, çiftliği ziyaret etmeyi sevmeleri hiç şaşırtıcı değil.

子供たちが農場に行くのが大好きなのは当たり前のことだ。

Çocukların okuması için hiç iyi kitaplarınız var mı?

子供たちが読むのによい本はありませんか。

O, onu çocukların evcil hayvanlarını giydirdikleri gibi giydirdi.

子供が自分のペットに服を着せるように、子猫に服を着せました。

Çizgi roman okuma genellikle çocukların eğlencesi olarak görülüyor.

漫画を読むことはたいてい子供の気晴らしと見られている。

Bu çocukların her zaman ebeveynleri ile başı derde girer.

その子供たちはいつも親ともめる。

Çoğu insan, çocukların tüm zamanlarını televizyon seyrederek geçirdiğini düşünüyor.

多くの人が、子供たちはテレビを見てばかりいると思っている。

Çocukların, genellikle yetişkinlerden daha yüksek bir vücut sıcaklığı vardır.

子供は一般に大人よりも体温が高い。

Ben onu diğer çocukların herhangi birinden daha çok seviyorum.

私は他のどの少年よりも彼が好きだ。

Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.

公園に子供が遊ぶのにちょうどよい滑り台がある。

Birçok insan çocukların dışarıda oynayacak yeterli zamanı harcamadıklarını düşünüyorlar.

多くの人が、子供の屋外での遊び時間が不足していると思っている。