Translation of "Yaşta" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Yaşta" in a sentence and their japanese translations:

Onlar aynı yaşta.

- 彼らは同じ年齢です。
- 彼らは同い年だ。

Benimle aynı yaşta.

彼は私と同い年です。

Hepsi aynı yaşta.

彼らはみな同い年です。

Çocukların hepsi aynı yaşta.

少年たちはみんな同じ年齢だ。

Ressam genç yaşta öldü.

その画家は若くして死んだ。

Hangi yaşta evlenmek istersin?

何歳で結婚したい?

Hangi yaşta evlenmek istiyorsun?

何歳で結婚したい?

Tom benimle aynı yaşta.

トムは私と同じ年齢だ。

Ve genç yaşta öleceğimi açıkladı.

早死にすることを教えてくれました

Çocuk erkek kardeşimle aynı yaşta.

その少年は私の弟と同じ年です。

Yazık, o genç yaşta öldü.

ああ、彼女は若くして逝ってしまった。

Oldukça genç yaşta kelleşmeye başladı.

彼はとても若くして頭がはげ始めた。

Tom ve Mary aynı yaşta.

トムとメアリーは同い年だ。

Jane genç yaşta bir hostesti.

ジェーンは若い頃スチュワーデスだった。

Bu ağaç, öbürüyle aynı yaşta.

この木はあの木と同じ樹齢だ。

- Hangi yaşta evlenmek istiyorsun?
- Hangi yaşta evlenmek istiyorsunuz?
- Kaç yaşında evlenmek istiyorsunuz?

何歳までに結婚したい?

O yaşta kendisi daha iyi bilir.

彼女の年齢ではもっと分別がなくてはならない。

Benim dersane öğretmenim annemle aynı yaşta.

担任の先生は私のお母さんと同じ年だ。

Tom Mary ile aynı yaşta değil.

トムはメアリーと同い年じゃないよ。

Tom tam olarak benimle aynı yaşta.

トムはちょうど私と同い年だ。

Savaşta pek çok insan genç yaşta öldü.

その戦争で多くの人が若くして死んだ。

Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü.

その歌手がそんなに若くして死んだのはおかしいことだ。

O, yaklaşık olarak kız kardeşimle aynı yaşta.

彼女は私の姉と同じくらいの年齢だ。

Seninle aynı yaşta olan bir ağabeyim var.

- 私にはあなたと同じ年の兄がいる。
- あなたと同い年の兄がいます。

O günlerde âdet olduğu üzere, genç yaşta evlendi.

当時の習慣では会ったが、彼は早婚だった。

O, yaklaşık olarak büyük kız kardeşimle aynı yaşta.

彼女は私の姉と同じくらいの年齢だ。

Seninle aynı yaşta olan bir erkek kardeşim var.

私にはあなたと同じ年の兄がいる。

Kız kardeşimle hemen hemen aynı yaşta gösterdiğimi söylerler.

私は妹と同じくらいに見えると言われます。

- Tom benimle aynı yaşta.
- Tom tam benim yaşımda.

トムはちょうど私と同い年だ。

- Aşağı yukarı benimle aynı yaşta.
- Yaklaşık benim yaşımda.

- 彼女は私と同じくらいの年齢です。
- 彼女は私くらいの年齢だ。
- 彼女はだいたい私と同じ年頃だ。

- O yaklaşık benim yaşımda.
- Aşağı yukarı benimle aynı yaşta.

- 彼女は私と同じくらいの年齢です。
- 彼女は私くらいの年齢だ。
- 彼女はだいたい私と同じ年頃だ。
- 彼女はだいたい私と同じ年だ。

Aslında psikolojik olarak yıpranma ve daha erken yaşta ölme olasılığı

普通の人が営業職に就くより 燃え尽きて 早死にしやすいということが

Herhangi bir yaşta Allah'a tapmak ve ebeveynlere saygı duymak daha önemlidir.

神を敬い父や母を敬う事はいつの時代でも大切な事だ。

Çok küçük bir yaşta bir kâşif olmanın ne demek olduğunu bana gösterdi.

探検家である事の意味を 幼い私に示してくれたのです

Benim oğlum şimdi bir asi yaşta görünüyor ve pervasızca bize karşı çıkıyor.

息子はこの頃反抗期みたいで、やたらと私たちに反発するの。

Eğer geçmişte bir kez daha hayata yeniden başlamak için dönebilseydin, hangi yaşta dönmek isterdin?

もし過去に戻ってもう一度人生をやり直せるとしたら、幾つの時に戻りたい?

- Sürücü ehliyeti almak için yeterli yaşta değilsin.
- Sürücü ehliyeti almak için yaşınız yeterli değil.
- Sürücü belgesi almak için yaşın yeterli değil.

君はまだ運転免許がとれるほどの年齢になっていない。