Translation of "Acı" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Acı" in a sentence and their japanese translations:

Acı.

痛み

O acı acı ağladı

彼女はひどく泣いた。

Ne acı.

かわいそうに!

Ama acı çeken, tek başına acı çeken

社会で行き場を失い

- Bu ilaç acı.
- Bu ilacın tadı acı.

- この薬は苦い。
- この薬はにがい味がする。

Ama gerçekten acı!

かなり苦い

Acı bir ders.

‎痛い教訓だ

Ailem acı çekiyordu.

‎家族も苦しんだ

Yaşamak, acı çekmektir.

生きることは苦しむこと。

İlacın tadı acı.

その薬は苦い味がする。

Ne kadar acı.

納得いかないなあ。

O acı içindeydi.

彼は痛がって苦しんでいた。

Acı biraz azaldı.

- 痛みが少し減りました。
- 痛みが少し治まりました。

O, acı içindeydi.

彼は苦しみ悶えていた。

Çok acı vericiydi.

とても痛かった。

Ağlamak, acı belirtisidir.

泣く事は悲しみの表現だ。

Tutku acı yaratır.

情熱は苦悩を生む。

Yıllar boyunca acı çekmişlerdi.

痛みを抱えていた年月が長過ぎたので

Acı çekiyor hatta ölüyorlar.

薬を買えないがためにです

Adaletsizliği algıladığımızdaysa acı hissediyoruz,

一方で 不公平さを認識すると 苦痛を感じるのです

Acı hakkında da konuşmamızdı.

痛みも語られたからです

Adam acı içinde inledi.

- その男は苦痛でわめいた。
- その男は苦痛でうめいた。

O acı gözyaşları döktü.

彼女はつらくて涙を流した。

Bu çay çok acı.

このお茶、苦すぎるよ。

O, acı içinde bağırdı.

- 彼は痛くて大声を上げた。
- 彼は苦痛のあまり声を上げた。

Artık acı çekmiyor musun?

もう痛みはないですか?

Kakao çok acı olabilir.

カカオはとても苦いことがある。

Ölüm acı verir mi?

死ぬというのは痛いのかしら。

Acı şimdi hafiflemeye başladı.

痛みは今は和らぎ始めている。

Ağrı, acı, defol git.

- 痛いの痛いの飛んで行け!
- 痛いの痛いの飛んでいけ!

Tom acı içinde mi?

トムはどこか痛いの?

Tom acı içinde inledi.

トムは痛みのあまり呻いた。

Bu biranın tadı acı.

このビールは苦い。

Bu kahvenin tadı acı.

このコーヒーは苦い味がする。

Bu kahve çok acı.

このコーヒーは苦すぎるよ。

Bu köri çok acı.

このカレーは辛すぎる。

O, acı sona katlandı.

彼女は最後まで耐えた。

Asker acı ile inledi.

兵士は苦痛でうめいた。

Anılar, duygular, acı, sevgi, keder...

記憶、感情、痛み、愛情、苦悩など

Toplumumuz acı çekenlere önem göstermiyor.

彼らは — 私たちの社会は 苦しむことの価値を認めません

Acı çekmek güçsüzlük olarak görülüyor.

苦しみは弱さだとみなされます

Hiç böyle bir acı hissetmemiştim.

私の人生で最大の苦痛よ

Acı hissediyoruz ve çekip gidiyoruz.

苦痛を感じ 匙を投げてしまいます

Acı şekilde ağladığını duymaya katlanamam.

君がそんなに悲しそうに泣くのは聞いていられない。

Ayakkabım zarar gördü. Acı içindeyim.

靴が痛くてとてもつらい。

Acı çekmek insanın kaderinde var.

苦しむことは人間の定めである。

Acı manzara bizi gözyaşlarına boğdu.

気の毒な光景は私たちの涙をさそった。

Asker yatakta acı içinde uzanıyordu.

その兵士はベッドに横たわってもだえ苦しんでいた。

Haber ona çok acı verdi.

その知らせに彼女はたいへん心を痛めた。

Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.

黙って悩んでいることはありませんよ。

O, sürekli nevraljiden acı çekmektedir.

彼女は絶えず神経痛に悩まされている。

O, acı içinde çığlık attı.

彼女は苦しみのあまり叫び声をあげた。

O, keskin bir acı hissetti.

彼は鋭い痛みを意識していた。

O, acı verecek şekilde zayıftı.

彼は痛ましいほどやせていた。

Tuhaf gelebilir, hiç acı hissetmedim.

妙な話だが、私は何の痛みも感じなかった。

Onun acı bir deneyimi oldu.

彼は苦い経験を味わった。

Tom acı içinde çığlık attı.

トムは痛みのあまり悲鳴を上げた。

Eşim zatürreden dolayı acı çekiyor.

妻は今、肺炎にかかっています。

Tom kanserden dolayı acı çekiyor.

トムは癌を患っている。

İyi ilacın tadı acı olur.

良薬は口に苦し。

Bütün bunlardan sonra acı gitti.

やっと苦痛がなくなった。

Aşkın tadının acı olduğu söylenir.

恋の味は苦いと言われている。

Bu yüzden sessizce acı çekmeyi öğrenmişti.

苦しみを黙ってしのぐように なったことを思い出しました

Eğer zihnimiz huzursuz ve acı içerisindeyse,

心が穏やかでなく 動揺していれば

Acı verici şekilde apaçık ortada ki

分かったことは― 新自由主義経済学の根幹を成す前提が

Yakıcı bir acı hissetti, kıvrandıracak şiddetteydi.

焼けるような 強烈な痛みでした

Elim şişer ve acı geri dönerdi.

手が腫れ 痛みが再発する

Gerçek ve acı dolu hikayemi anlatmanın

真実と痛みをそのままに 自分の話をすることで

Tüm gezegen önünde sonunda acı çeker.

地球全体が やがて苦しむ事になるのです

Soğuk ve acı gerçek şu ki:

受け入れがたいですが 真実は非情なものです

Birkaç içkiden sonra adam acı hissetmiyordu.

何杯か飲むと、その男は酔って気持ちよくなった。

Doktor gelinceye kadar acı içinde yattı.

医者が来るまで彼は激しい苦痛で横になっていた。

Karnında herhangi bir acı hissediyor musun?

胃が痛みますか。

O, ağır bir hastalıktan acı çekiyor.

彼は病気をこじらせてしまった。

Ciddi bir hastalıktan ötürü acı çekiyor.

彼は重病にかかっている。

O aşırı çalışmanın etkilerinden acı çekiyor.

彼は過労の結果病気になっている。

O, mide ağrılarından dolayı acı çekerdi.

彼は胃痛に悩まされたものだった。

Senin sessizce acı çekmene gerek yok.

黙って悩んでいることはありませんよ。

O her öksürdüğünde çok acı hissetti.

彼女は咳をするたびに、とても苦しんだ。

Yaşam bazen zor ve acı doludur.

時には人生が辛くて難しい。

Hayat niçin o kadar acı dolu?

何で人生はこんなに苦悩でいっぱいなんだ?

Başka biri acı çektiğinde neden seviniyorsun?

誰かが苦しんでいると嬉しくなるのはなぜ?

Annemin çok fazla acı çektiğini görebiliyordum.

お母さんがとても痛がっているのが分かった。

Acı ve üzüntü savaşa eşlik eder.

戦争には悲惨と悲しみが伴う。

Bitkilerin acı hissetmesinin olası olmadığını düşünüyorum.

植物が痛みを感じるなんてあり得ないと思う。

O, ısırdığında acı veren korkunç bir katil,

毒で苦痛を与える 邪悪な殺し屋で

Acı çekmenin hayatın bir parçası olduğunu bilirler.

苦難は人生の一部であることを わかっています

CEO’ların kendileri yerine acı çekecek çalışanları var.

CEOは従業員に 押しつけています

Yavaş, acı dolu ölümü Napolyon'u derinden üzdü.

苦しみながらゆっくりと死んだその姿に ナポレオンは悲しんだ

O, insanlara kendi dinlerinden dolayı acı çektirdi.

- 彼は人々を宗教により迫害しました。
- 彼は人々を宗教的に迫害した。

Belki de hayatımın en acı tecrübesiydi denebilir.

一生で一番辛い経験といえるでしょう。

Güneş ışığı bu zaman aralığında acı vericidir.

この時間帯の日差しは痛いね。

Savaş sırasında pek çok acı deneyimlerimiz oldu.

戦争中は私たちは多くの辛い思いをした。

Içimizde bu kadar çok acı çekmemize şaşmamak lazım.

誰もが 心の中でもがき苦しんでいるのも 無理もありません