Translation of "Hatta" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Hatta" in a sentence and their japanese translations:

- Lütfen hatta kalın.
- Lütfen hatta kalınız.

電話を切らずにおいてください。

Hatta Hollywood filmlerini.

そしてハリウッド映画も

hatta İsrailli askerler

イスラエル軍が

Hatta var olmayabilirsiniz."

住民は存在しないも同然だ」と

Hatta kalın, lütfen.

- 電話を切らずにお待ち下さい。
- 切らずにそのままお待ち下さい。

Yanlış hatta bindim.

乗りまちがえました。

Acı çekiyor hatta ölüyorlar.

薬を買えないがためにです

Hatta hâlâ yaşıyor, bakın.

まだ生きてるな

Ve hatta hayat kurtarabilir.

命すら救うことがあるのです

Hatta şunu da söyleyebiliriz,

実際 ここまで言っても いいかもしれません

hatta kuru bez yok,

まだ拭かれて乾かされておらず

hatta bazen açıkça yapıyorum.

時には 公衆の面前であったとしてもです

Hatta bazen silahlanıyorlar bile.

武器を取ることもあります

O diğer bir hatta.

彼は他の電話に出ています。

O tutumlu hatta pintidir.

彼はけちとは言わないまでも倹約家だ。

Hatta sebebini bile bilmiyorlar.

彼らはなぜなのかさえ知らない。

Hatta gerçek insanlara konser verdik.

本物の聴衆の前で演奏もしました

Uyuyorlar, besleniyorlar hatta doğum yapıyorlar.

眠り 食べ 出産までします

Hatta bunu biraz daha açalım,

具体的な状況に当てはめると

Ve hatta Alzheimer riskinizin artması

高まると聞いても

hatta gerçek vücut çeşitliliğini destekleyen,

自分でポルノの撮影まで やってみたりして

hatta daha çok yaklaşmalarını istiyorum.

さらに近づいてもらうと

Hatta George Washington Carver tarafından

ジョージ・ワシントン・カーヴァーが

hatta en zorlu rakiplerimle bile.

仲良くなれるほどです

hatta bazen dişlerini parmaklarıyla fırçalıyorlar.

指を使って歯を磨く人々もいます

hatta yeni endüstrilerin doğduğu yerdir.

新たな産業さえ生み出します

Hatta o, karısından daha yaşlıdır.

彼は妻よりもずっと年上である。

Hatta birkaç kız onunla konuşabilir.

彼に話しかけられる女の子はほとんどいない。

Bu, haftalar hatta aylar sürebilir.

数週間か数ヶ月かかかるだろう。

hatta bazen şiddete sebep oluyor.

時には暴力に発展します

Hatta babama karşı onu destekledim.

私は父に反対してまで彼女の味方になった。

Hatta bir defasında kaçırmaya bile kalkıştılar.

誘拐されそうになったことさえあります

hatta yapay ışık kullanımını azaltmak amacıyla

そして 日中の太陽光を 屋内垂直農場に直接届けて

hatta büyükbabası da krem peynir yaparmış.

その前には お祖父さんが クリームチーズを作っていました

Boyama yapamam, çizemem, yontamam hatta dikemem.

絵を描くのも 彫刻も 手芸さえも上手くないし

hatta üç kere bakmak zorunda kaldım.

どうして この絵が心に深く響くのか 知りたかったのです

Acısı koşuyu bıraktıracak derecede çoğalmıştı hatta.

ジョギングを止めざるを 得ないほどでした

Hatta kendi işlerini kurma imkanı bulabiliyorlar.

起業するチャンスになるかもしれません

Şu an hatta bir arkadaşım var.

ちょうど今電話で話し中なんだ。

Hat şimdi meşgul. Lütfen hatta kalın.

ただいま話し中ですので、電話を切らずにお待ち下さい。

Hatta John beklenenden daha iyisini yaptı.

ジョンは期待以上によくやった。

Hatta düzenli olarak ayarlamaları kendim yapıyorum." dedim.

実際に 私自身で定期的に ブレーキを調整しています」

hatta yeni bir sporda mükemmelleşmeye çalışıyor olun,

新しいスポーツを マスターしたりするなら

Hatta aileler de resimlerdeki renk eksikliklerine bakarak

さらに親御さんたちも 絵画に色彩が無いことに気づくことで

Ve hatta tele satışlar ve müşteri hizmetleri

電話セールスや カスタマーサービスの仕事―

Kişilik, kültür hatta anlık duygu durumuna göre

その人の人格や文化や

Başkan Bush, Obama, hatta Trump bile eğitimi

ブッシュ、オバマそして トランプ大統領でさえ

Hatta, Rasmussen'ın yıl içinde yayınladığı ankete göre

年初に発表された大統領選挙の ラスムッセン投票調査の結果だと

Tom evli ve hatta bir oğlu var.

トムは結婚していて、息子も一人います。

Hatta bu sözler bir gün ortadan kaybolacaktır.

これらの言葉ですらいつか消えてしまいます。

Ve hatta bazı sosyal sorunlarımızın çözümünde onu kullanmıyoruz?

この国の社会問題を解決するのに 公教育を使うのはどうでしょうか

hatta kararlaştırılmış bir ada bile sahip olmasa da

正式な名称すらもありませんが

Hatta, bu hisse o kadar çok alışmıştım ki,

実際 それに慣れきってしまい

Ve hatta mülteci krizlerine yol açan politik krizleri...

ひいては 難民危機まで起こしている 政治的危機

Geniş kıyafetlerden kesilen, dikilen ve hatta bazen yapıştırılan

変更のプロセスはシンプルで 切って縫うという

hatta yeni ve güzel bir sahil yolunu bile.

海岸線に沿った美しい歩道まで作りました

Hatta iklim biliminin kendisinden şüphe etmek bile isteyebilirim.

気候科学そのものを 疑うことだってできます

"Bay Smith ile konuşabilir miyim?" "Hatta kalır mısınız?"

「スミスさんをお願いしたいのですが」「そのまま切らずにお待ちください」

Bekleyenler arasında sıranızı kaybetmemeniz için lüften hatta kalın.

獲得した優先権を無駄にしないために、そのまま切らずにお待ちください。

O Fransızca konuşabilir ve hatta İngilizcede daha iyi.

- 彼女はフランス語を話せる。まして英語はなおさらだ。
- 彼女はフランス語が話せるし、それに英語はもっと得意なんだよ。

Ancak 12, hatta 14 güne kadar da sürebilir.

長くて二週間かかります。

Riskle ilişkilendirilen olumsuz duyguları körelterek ve hatta yok ederek

恐れや罪悪感など リスクへの否定的感情を

hatta daha sonra eşcinsel olduğunu anlayan çocuklar tarafından bile.

私のように 後に自分がゲイと気づく 子どもにまで いじめられます

, yukarıdan aşağıya ikinci veya hatta üçüncü bir oy alacaklardır .

、上から下に2番目または 3番目の投票 を再び受け取り ます。

Yıldızları çıplak gözle, hatta daha da iyisi teleskopla görebilirsin.

それらの星は肉眼で見える、まして望遠鏡ならなおさらである。

Hatta politikayı pek çok yönden bir aitlik arayışı olarak görebilirsiniz.

実際 政治とは多くの局面で 帰属を探し求める過程と見なせます

- hatta kral ona kendi korumasında bir onur rütbesi bile verdi.

復元されたブルボン君主制は、 ベルティエに 称号と名誉を

Hastalığı kapmış ve birkaç gündür hatta 2 haftadır yayıyor olabilirsiniz,

自分が感染していると知らずに数日から数週間行動し、

Hatta belki de okyanusun kalan kısmındaki tüm canlıların toplamından daha fazla.

他の海域全体を合わせた量より 多いかもしれません

Zararlı böceklerle ve hatta zehirli akreplerle besleniyor. Ama özrü kabahatinden büyük mü?

有害な虫や昆虫から 毒サソリまで食べます でも負の側面に 勝るでしょうか?

Bu sert oyunlarda oyuncular sıklıkla ciddi olarak yaralanır ve hatta bazen ölürdü.

だから、この荒々しい試合では選手がひどいけがを負っていたし、ときには死ぬこともあったのです。

Hatta bu ışığı avlanmakta da kullanıyor olabilirler. Belki de sadece gösterinin tadını çıkarıyorlardır.

‎この光を 狩りに ‎利用している可能性もある ‎もしくは楽しんでいるだけ ‎かもしれない

Ayrıca Grande Armée ve İmparatorluk Muhafızlarının üniformaları ve bayrakları… ve hatta bir Maréchal sopası.

大陸軍や護衛兵の制服や旗、さらにはマレシャルのバトンなどがあります。

Zekâ seviyesi, bir kedi ya da bir köpekle, hatta nemli burunlu primatlardan biriyle karşılaştırılabilir.

‎知能は非常に高く ‎イヌやネコ ‎下等霊長類にも匹敵する

Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.

我々は彼らの店は失敗だと思っていたが、今や窮地を脱して、商売を拡張するまでになっている。

İyi bir gazete muhabiri herhangi bir kaynaktan öğrendiklerinden, hatta "küçük kuş ona öyle söyledi" türü kaynaktan bile yararlanır.

良い新聞記者は、どんなニュース源からも、つまり、出所不明型のニュース源からも、学びとれるものはなんでも利用する。

Onunla her ne zaman her nereye gitsem, oradaki insanlar onun kız kardeşim olduğunu düşündü. Hatta bazıları onun kızım olduğunu düşündü.

彼女と一緒に旅行する度に、ゆくさきざきで人は彼女を私の妹と思ったり、娘とさえ思ったりした。

Napolyon'un genelkurmay başkanı Mareşal Berthier ve hatta belki de İmparatorun kendisi de dahil olmak üzere , onun bir veya iki kazık attığını görmeye hevesliydi .

、多くの人が彼が1つか2つのペグを降ろすのを見た がっていました。