Translation of "Ödül" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Ödül" in a sentence and their japanese translations:

Ödül ona verilmeyecek.

その賞は彼女には与えられないだろう。

Ödül ona gitti.

賞は彼の手に。

Siz bir ödül alacaksınız.

- 私は君にほうびをやろう。
- 君にごほうびをあげよう。

Bir ödül hatası yaptım.

とてつもない間違いをしたものだ。

Ödül parasını bankaya yatırdı.

彼は賞金を銀行に預金した。

Ödül için birbirimizle yarıştık.

私達はお互いにその賞を競った。

Onlar ödül için yarışıyorlar.

彼らは賞を目指して争っている。

Ödül almaya hak kazandı.

彼はその報酬を受ける資格がある。

O, ödül kazanmaya eğilimlidir.

彼女が賞を取りそうだ。

Öğretmen John'a bir ödül verdi.

先生はジョンに賞品を与えた。

On takım ödül için yarıştı.

10チームが賞を得ようと争った。

Onlar ödül için birbiriyle yarıştılar.

- 彼らは賞を取ろうとしてお互いに競い合った。
- 彼らは賞を取ろうとして互いに競い合った。

O, geçen hafta ödül kazandı.

先週彼はその賞を得た。

Büyük ödül prensesten bir öpücüktü.

一等賞は王女からのキスです。

Birkaç takım ödül için yarışıyor.

いくつかのチームがその賞を勝ち取ろうと競い合っています。

Bill özel bir ödül için seçildi.

ビルが特別賞に選ばれた。

Büyük bilimci onuruna bir ödül verildi.

その偉大な科学者に敬意を表して賞が贈られた。

O bir ödül kazanacak gibi görünüyor.

彼女が賞を取りそうだ。

O, ödül almak için çok çalıştı.

彼はその賞を得ようと一生懸命に働いた。

- Ödül ona gitti.
- O, ödülü aldı.

- 彼女が受賞したんだ。
- 彼女はその賞をもらいました。
- 彼女がその賞を受賞しました。

Onların her birine bir ödül verildi.

彼らはそれぞれ賞をもらった。

Ödül parası dünya gezisine gitmeme olanak sağladı.

その賞金で私は世界一周の航海をすることが出来た。

Her iki çocuk da bir ödül kazandı.

- その子供達はそれぞれ賞を獲得した。
- その子供達2人が賞を獲得した。

Mimar prestijli bir ödül almış olduğuyla övündü.

その建築家は権威ある賞を受賞したことを自慢した。

Üç kızdan her biri bir ödül aldı.

その3人の女の子は、それぞれ賞を獲得した。

Herhangi bir ödül kabul edemeyecek kadar gururluydu.

報酬を受け取るのを彼のプライドが許さなかった。

Bir ödül kazanmak için yeterince yükseğe zıplamadı.

彼は賞がもらえるほどに高く飛べなかった。

Köpeğimi bulan kişiyi burada bir ödül bekliyor.

私のイヌを見つけた人には報酬が出ます。

Üç çocuktan her biri bir ödül aldı.

3人の少年たちはめいめい賞を得た。

Becerikli genç buluşu için bir ödül kazandı.

利口なその少年は自分の発明品で賞を得た。

Aynı zamanda ödül kazanan bir araştırma makalesinin konusuyduk.

また私たちを取り上げた論文は 賞を取っています

Bir kızı boğulmaktan kurtardığı için ona ödül verildi.

彼は女の子がおぼれているのを助けたので謝礼を受けた。

Ödül almak için elinden gelen her şeyi yaptı.

- 彼はその賞を得られるようになんでもやった。
- 彼はその賞をとられるように何でもやった。
- 彼はその賞を手に入れるために何でもした。

Tom şirketindeki en yüksek satış için ödül aldı.

トムは、社内で一番の売り上げ成績で賞をもらった。

Aslına bakarsanız Hawaii gezisini bir ödül olarak kazandım.

実はさ、ハワイ旅行が懸賞で当たったんだ。

Ona bir ödül olarak altın bir saat verildi.

彼は報酬として金の時計をもらった。

Mary "Gizli aşk" adlı kompozisyonu için bir ödül aldı.

「秘めた恋」という題の作文で、メアリーは賞をもらった。

Resmi yılan yakalayıcısı, riskli bir ödül için her gün avlanıyor.

賞金のために ヘビを狩っています