Translation of "Eğilimlidir" in English

Sinirlenmeye eğilimlidir.

She is apt to lose her temper.

Çok konuşmaya eğilimlidir.

She tends to talk too much.

O, kızmaya eğilimlidir.

He is inclined to get mad.

O heyecanlanmaya eğilimlidir.

He is prone to getting excited.

O, unutmaya eğilimlidir.

He is apt to forget.

Tom abartmaya eğilimlidir.

Tom does tend to exaggerate.

Bebekler hastalıklara karşı eğilimlidir.

Infants are subject to diseases.

O, hata yapmaya eğilimlidir.

She is apt to fail.

İnsanların isimlerini unutmaya eğilimlidir.

He is apt to forget people's names.

Toplantılara geç kalmaya eğilimlidir.

He tends to be late for meetings.

O, öfke nöbetlerine eğilimlidir.

He is subject to fits of anger.

Ona katılmazsan, kızmaya eğilimlidir.

If you disagree with him, he is liable to get angry.

O, hızlı konuşmaya eğilimlidir.

She tends to speak rapidly.

O, sözünü unutmaya eğilimlidir.

He is apt to forget his promise.

Tom çok konuşmaya eğilimlidir.

Tom tends to talk too much.

O, ödül kazanmaya eğilimlidir.

She is apt to win the prize.

Tom aşırılara gitmeye eğilimlidir.

Tom is apt to go to extremes.

Tom unutkan olmaya eğilimlidir.

Tom is apt to be forgetful.

Tom onu yapmaya eğilimlidir.

Tom is apt to do that.

Genç insanlar şeytana uymaya eğilimlidir.

Young men are prone to fall into temptation.

Genç insanlar öyle düşünmeye eğilimlidir.

Young people tend to think so.

Zenginler insanları küçük görmeye eğilimlidir.

The rich are apt to look down on people.

Öğrenciler aynı hataları yapmaya eğilimlidir.

The students are apt to make the same mistakes.

O hislerini açığa vurmaya eğilimlidir.

He is apt to give vent to his feelings.

Yol göle doğru hafifçe eğilimlidir.

The road curves gently toward the lake.

O, okula geç kalmaya eğilimlidir.

She tends to be late for school.

Genç insanlar günah işlemeye eğilimlidir.

Young people are prone to fall into temptation.

Tom oldukça hızlı konuşmaya eğilimlidir.

Tom tends to speak quite fast.

Genç insanlar boşa zaman harcamaya eğilimlidir.

Young people are apt to waste time.

Genç insanlar o şekilde davranmaya eğilimlidir.

Young people are apt to behave that way.

Dünya 23.4 derecelik bir açıyla eğilimlidir.

The Earth is tilted at an angle of 23.4 degrees.

Dikkatsiz bir insan hata yapmaya eğilimlidir.

A careless person is apt to make mistakes.

Yeni doğmuş bir bebek hasta olmaya eğilimlidir.

A newborn baby is liable to fall ill.

- Tom abartmaya eğilimlidir.
- Tom mübalağa etmeye meyillidir.

- Tom tends to exaggerate.
- Tom's prone to exaggeration.

Bu yol yağmurdan sonra çamur olmaya eğilimlidir.

That path is apt to be muddy after rain.

İğrenç şeyler söylemeye ve yakınmalarını abartmaya eğilimlidir.

He is apt to say atrocious things and to exaggerate his grievances.

Irkçı bir toplum, diğer toplumları şeytanlaştırmaya eğilimlidir.

A racist society tends to demonize other societies.

Genç insanlar her şey hakkında şikâyet etmeye eğilimlidir.

Young people tend to complain about everything.

Ben yavaş konuştuğum için insanlar sözümü kesmeye eğilimlidir.

People tend to interrupt me because I speak too slowly.

İnsanlar onunla aynı fikirde değilken Tom kızgın olmaya eğilimlidir.

Tom tends to get angry when people don't agree with him.

- Tom şeyler kaybetmeye eğilimlidir.
- Tom bir şeyler kaybetmeye yatkındır.

Tom is apt to lose things.