Translation of "Yılda" in Italian

0.010 sec.

Examples of using "Yılda" in a sentence and their italian translations:

Sadece on yılda!

in 10 anni!

Hangi yılda doğdun?

In che anno sei nato?

Kırk yılda bir çalışırım.

- Studio una volta ogni morte di papa.
- Io studio una volta ogni morte di papa.

Köprü iki yılda yapıldı.

- Il ponte è stato costruito in due anni.
- Il ponte fu costruito in due anni.
- Il ponte venne costruito in due anni.

Yılda kaç gün yüzüyorsun?

- Quanti giorni all'anno nuoti?
- Quanti giorni all'anno nuota?
- Quanti giorni all'anno nuotate?

- Tom yılda bir Boston'a gidiyor.
- Tom yılda bir kez Boston'a gider.

Tom va a Boston una volta all'anno.

Son 30 yılda yalnızca ABD'de

negli ultimi 30 anni, e parlo dei soli Stati Uniti,

Bir yılda dört mevsim vardır.

In un anno ci sono quattro stagioni.

O, kırk yılda bir haklı.

- Ha ragione una volta ogni morte di papa.
- Lui ha ragione una volta ogni morte di papa.

Yılda kaç kez plaja gidersiniz?

- Quante volte all'anno vai in spiaggia?
- Quante volte all'anno va in spiaggia?
- Quante volte all'anno andate in spiaggia?

Bunu yılda bir kez yaparım.

- Lo faccio una volta all'anno.
- Io lo faccio una volta all'anno.

- Bir artık yılda kaç gün var?
- Bir artık yılda kaç gün vardır?

Quanti giorni ci sono in un anno bisestile?

Bence son 30 yılda ilişkilerin doğası

Io credo che la natura delle relazioni sia cambiata radicalmente

Son on yılda ciddi anlamda yavaşladı.

è rallentato molto nell'ultimo decennio.

Yalnızca Hindistan'da yılda 5.000 ölümden sorumlu.

circa 5000 all'anno nella sola India.

Burada görüyoruz ki son 50 yılda

Abbiamo visto che negli ultimi 50 anni,

Boston son on yılda hızlı büyüdü.

Boston è cresciuta rapidamente negli ultimi dieci anni.

O, yılda bir kez Tokyo'ya gelir.

Viene a Tokyo una volta all'anno.

Bir yılda kaç tane ay var?

Quanti mesi ci sono in un anno?

Bir yılda on iki ay vardır.

Un anno ha dodici mesi.

Bir yılda on iki ay var.

Ci sono dodici mesi in un anno.

Noel ancak yılda bir kez gelir.

- Il Natale viene solo una volta all'anno.
- Il Natale viene soltanto una volta all'anno.
- Il Natale viene solamente una volta all'anno.

Tom bir yılda milyonlarca dolar kazanır.

Tom guadagna milioni di dollari all'anno.

Tony yılda bir iki kez koşar.

Tony va a correre una o due volte l'anno.

Bir on yılda on yıl var.

Ci sono dieci anni in un decennio.

Kırk yılda bir Tatoeba'da cümleler yazarım.

- Scrivo frasi su Tatoeba una volta ogni morte di papa.
- Scrivo sentenze su Tatoeba una volta ogni morte di papa.

Ben yılda üç kez Boston'a gelirim.

- Vengo a Boston tre volte all'anno.
- Io vengo a Boston tre volte all'anno.

Son otuz yılda dünya çok değişti.

Il Mondo è cambiato molto negli ultimi trent'anni.

Bu ilk yılda birkaç şey fark ettim.

In quel primo anno iniziai a realizzare alcune cose.

Son on yılda fiyatlar yüzde elli arttı.

- I prezzi sono aumentati del 50 percento negli ultimi dieci anni.
- I prezzi sono aumentati del cinquanta percento negli ultimi dieci anni.

Randevularına nadiren, kırk yılda bir, geç kalır.

È raramente, se non mai, in ritardo agli appuntamenti.

Olimpiyat oyunları her dört yılda bir yapılır.

Le Olimpiadi si svolgono ogni quattro anni.

Çoğu çalışan yılda bir kez zam istiyor.

- La maggior parte degli impiegati si aspettano un aumento di stipendio all'anno.
- La maggior parte dei dipendenti si aspettano un aumento di stipendio all'anno.

Ben yılda bir kez fizik muayene olurum.

- Faccio un esame fisico una volta all'anno.
- Io faccio un esame fisico una volta all'anno.

Ben kırk yılda bir kez kiliseye giderim.

Vado in chiesa una volta ogni morte di papa.

Ben kırk yılda bir kez restorana giderim.

Vado a un ristorante una volta ogni morte di papa.

Tom kırk yılda bir Tanrı'ya dua eder.

Tom prega Dio una volta ogni morte di papa.

Tom yılda iki kez bizi ziyaret eder.

Tom viene a trovarci due volte l'anno.

Yılanların yılda tahmini olarak 46.000 kişiyi öldürdüğü Hindistan'da,

In India, dove i morsi dei serpenti uccidono circa 46,000 persone l'anno,

Her ağaç yılda sadece birkaç gün meyve verir.

Ogni albero produce frutti solo pochi giorni l'anno.

Sadece on yılda, İtalya altı farklı başbakan değişirdi.

In solo 10 anni lItalia ha avuto 6 differenti capi di governo,

Babam iş için yılda iki kez Sydney'e gider.

Mio padre va a Sydney due volte all'anno per affari.

Avrupalılar yılda ortalama 12.5 litre saf alkol içerler.

Gli europei bevono in media 12,5 litri di alcol puro per anno.

Erkek kardeşim nadiren, kırk yılda bir, kiliseye gider.

- Mio fratello va raramente, se ci va, in chiesa.
- Mio fratello va raramente, quando ci va, in chiesa.

Ve beş yılda bu oran yüzde 28'e çıktı.

e il 28% in più a cinque anni.

İnternette tanışma son 17 yılda çok değişmiş olsa da

Così, mentre il dating online è cambiato molto negli ultimi 17 anni,

Yılda yüzde 15'den fazla başarısızlık oranına rağmen güveniyor?

quando hanno un tasso di insuccesso di più del 15% annuo?

2 ya da 3 yılda Fransızcada uzmanlaşmak oldukça zordur.

- È abbastanza difficile padroneggiare il francese in 2 o 3 anni.
- È abbastanza difficile padroneggiare il francese in due o tre anni.

Basitçe demek oluyor ki eğer siz yılda 50.000 dolar kazanıyorken

In pratica, se tu guadagni 50.000 dollari l'anno,

Bir yılda yüzde beş daha fazla koroner plak rahatsızlığı yaşadılar

avevano il 5% in più di arteriosclerosi a un anno

Ve bu vade genellikle her 20 - 30 yılda bir gelir.

È una scadenza che si ripete ogni 20-30 anni.

Bunun son on yılda yaşadığımız en soğuk kış olduğunu duydum.

Ho sentito che questo è l'inverno più freddo degli ultimi dieci anni.

Amerika Birleşik Devletleri'nde her on yılda bir nüfus sayımı vardır.

Negli Stati Uniti c'è un censimento ogni dieci anni.

Tom bir yılda iki ya da üç kez parti verir.

Tom tiene una festa due o tre volte all'anno.

Ve son yedi yılda parslar tarafından yaralanan kişi sayısı 120 civarında.

e circa 120 ferite a causa degli attacchi dei leopardi avvenuti negli ultimi sette anni.

Sadece dokuz yılda bir aya inişin mümkün olup olmadığını kimse bilmiyordu.

Nessuno sapeva se uno sbarco sulla luna fosse possibile, figuriamoci in soli nove anni.

Ne yazık ki, benim doğum günüm bir yılda sadece bir kez.

- Sfortunatamente il mio compleanno è solo una volta all'anno.
- Sfortunatamente il mio compleanno è soltanto una volta all'anno.
- Sfortunatamente il mio compleanno è solamente una volta all'anno.

Marcel çok sıkı çalışsa da yılda yalnızca 30.000 Kanada doları kazanıyor.

- Anche se Marcel lavora duramente, guadagna solo 30.000 dollari canadesi all'anno.
- Anche se Marcel lavora duramente, guadagna soltanto 30.000 dollari canadesi all'anno.
- Anche se Marcel lavora duramente, guadagna solamente 30.000 dollari canadesi all'anno.

Tom bir haftada benim bir yılda yediğimden daha çok balık yiyor.

Tom mangia più pesce in una settimana di quanto ne mangi io in un anno.

- Üç yılda üç kitap yazdı.
- O, üç yıl içinde üç tane kitap yazdı.

- Ha scritto tre libri in tre anni.
- Lui ha scritto tre libri in tre anni.
- Scrisse tre libri in tre anni.
- Lui scrisse tre libri in tre anni.

- Bu tapınak kırk altı yılda yapıldı.
- Bu tapınağı yapmak kırk altı yıl sürdü.

Ci sono voluti quarantasei anni per costruire questo tempio.

Sadece beş yılda 16'dan fazla mürettebatlı görevde, Amerikalı astronotlar nasıl yemek yemeyi, uyumayı,

Oltre 16 missioni con equipaggio in soli cinque anni, gli astronauti americani hanno imparato a mangiare, dormire,

- Bir yıl on iki aya sahiptir.
- Bir yılda on iki ay vardır.
- Bir yılın on iki ayı vardır.

- Un anno ha dodici mesi.
- Un anno è composto da dodici mesi.

Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.

Mia nonna era solita uscire per una passeggiata quasi ogni giorno, ma adesso, raramente o mai, esce di casa.