Translation of "Görüyorum" in Finnish

0.008 sec.

Examples of using "Görüyorum" in a sentence and their finnish translations:

Gelişmesini görüyorum.

Näen sen kehittyvän.

Kızı görüyorum.

- Näen tytön.
- Minä näen tytön.

Adamı görüyorum.

Mä näen sen miehen.

- Anlıyorum.
- Görüyorum.

- Ymmärrän.
- Näen.
- Minä näen.
- Minä ymmärrän.

Yıldızı görüyorum.

Näen tähden.

Bear'ı önümüzde görüyorum.

Bear on suoraan edessämme.

Ben kitabı görüyorum.

- Näen kirjan.
- Minä näen sen kirjan.
- Minä näen kirjan.
- Näen sen kirjan.

Rüya mı görüyorum?

Näenkö minä unta?

Onu güçlükle görüyorum.

Voin tuskin nähdä sen.

Psikoloji öğrenimi görüyorum.

Minä opiskelen psykologiaa.

Seçeneğim olmadığını görüyorum.

- Näen ettei minulla ole vaihtoehtoa.
- Huomaan, ettei minulla ole muuta vaihtoehtoa.

Bir aslan görüyorum.

- Minä näen leijonan.
- Näen leijonan.

Görüyorum, şaka yapıyordun.

Ymmärrän sinun laskeneen leikkiä.

Bir kitap görüyorum.

- Näen kirjan.
- Minä näen kirjan.

Bir yıldız görüyorum.

Näen tähden.

Ben hayal mi görüyorum?

Näenkö asioita?

Rüya görüyorum gibi hissediyorum.

Aivan kuin näkisin unta.

Ben okulda eğitim görüyorum.

Opiskelen koulussa.

Seni arkadaş olarak görüyorum.

Pidän sinua ystävänäni.

Arada sırada seni görüyorum.

Näen sinua silloin tällöin.

Onu her gün görüyorum.

Näen sen joka päivä.

Bu müziği hor görüyorum.

En voi sietää tätä musiikkia.

- Ağaçlar arasında bir ev görüyorum.
- Ağaçların arasında bir ev görüyorum.

Näen talon puiden joukossa.

Ağaçların arasında bir adam görüyorum.

Näen puiden välissä miehen.

İştahınıza geri sahip olduğunuzu görüyorum.

- Huomaan, että olet saanut ruokahalusi takaisin.
- Huomaan, että ruokahalusi on palannut.
- Huomaan, että ruokahalunne on palannut.
- Huomaan, että olette saaneet ruokahalunne takaisin.

Siyah giyinen bir kadın görüyorum.

- Näen mustiin pukeutuneen naisen.
- Näen erään naisen mustissa.

Ben burada bir bağlantı görüyorum.

Näen tässä jonkin kaavan.

Boston'da bir üniversitede müzik eğitimi görüyorum.

Opiskelen musiikkia Bostonin yliopistossa.

Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.

Näen erään tytön seisovan tuon puun alla.

Onu büyük bir bilim adamı olarak görüyorum.

Pidän häntä suurena tiedemiehenä.

Ben bir erkek ve bir kadın görüyorum.

Näen miehen ja naisen.

Içten içe onu ilahî bir varlık gibi görüyorum.

että uskon sen olevan jumalallista.

Çok fazla yanlış ufuk görüyorum ve yaklaştığımızı sanıyorum.

Valehorisontit antavat tunteen siitä, että olisit lähempänä.

Aşağıda parlayan bir şey görüyorum. Sorun şu ki helikopter buraya inemez.

Tuolla on jotain. Näen sen kimaltavan. Ongelma on siinä, että kopteri ei voi laskeutua.

"Bak, bir sincap!" "Nerede? Bana göster!" "Tam orada, şu ağaçta. Onu bulabilir misin?" Ah, onu şimdi görüyorum!"

»Kas, orava!» »Missä? Näytä minullekin!» »Tuossa puussa noin. Löydätkö?» »Ai, nyt löysin!»

Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

Menen kauppaan ja kenet minä näenkään! Amerikkalaisen ystäväni, joka alkaa välittömästi kertoa minulle mitä hänelle on tapahtunut sitten viime tapaamisemme.