Translation of "John'u" in Italian

John'u sev.

- Ama John.
- Amate John.
- Ami John.

Ben John'u arıyorum.

Sto cercando John.

Kütüphanede John'u gördüm.

- Ho visto John in biblioteca.
- Io ho visto John in biblioteca.

- John'u kaptan olarak seçtik.
- Biz kaptan olarak John'u seçtik.

- Abbiamo scelto John come capitano.
- Noi abbiamo scelto John come capitano.

Tom Mary'ye John'u hatırlattı.

Tom ha ricordato John a Mary.

John'u ikna etmek zordur.

È difficile convincere John.

John'u memnun etmek kolaydır.

John è facile da compiacere.

Tom bana John'u hatırlatıyor.

Tom mi ricorda John.

- Ben 1976 yılından beri John'u tanırım.
- 1976'dan beri John'u tanıyorum.

Conosco John dal 1976.

Tom Mary'nin John'u yenebileceğini düşündü.

Tom pensava che Mary potesse battere John.

Tom, Mary'nin John'u aramasını istedi.

Tom voleva che Mary cercasse John.

Tom Mary'nin John'u sevdiğini biliyor.

Tom sa che Mary ama John.

Tom Mary'nin John'u sevdiğini biliyordu.

Tom sapeva che Mary amava John.

Tom Mary'nin John'u öptüğünü gördü.

- Tom ha visto Mary baciare John.
- Tom vide Mary baciare John.

Tom Mary'nin John'u seveceğini düşündü.

Tom pensava che a Mary sarebbe piaciuto John.

Tom sana John'u hatırlatmıyor mu?

- Tom non ti ricorda John?
- Tom non vi ricorda John?
- Tom non le ricorda John?

Tom ve Mary John'u izlediler.

- Tom e Mary hanno seguito John.
- Tom e Mary seguirono John.

Tom ve Mary, John'u arıyorlar.

Tom e Mary stanno cercando John.

Tom Mary'nin John'u tanıdığını düşündü.

Tom pensava che Mary conoscesse John.

Tom bana John'u çok hatırlatıyor.

Tom mi ricorda molto John.

Onlar John'u takımın kaptanı seçti.

- Hanno eletto John come capitano della squadra.
- Elessero John come capitano della squadra.

Tom Mary'ye John'u beklememesini söyledi.

Tom disse a Mary di non aspettare John.

Tom Mary'nin John'u öldürdüğüne inanıyor.

Tom crede che Mary abbia ucciso Tom.

Tom, Mary'nin John'u öptüğünü görmedi.

- Tom non ha visto Mary baciare John.
- Tom non vide Mary baciare John.

Tom, Mary'nin John'u öptüğünü düşünüyor.

Tom pensa che Mary abbia baciato John.

Tom, Mary'nin John'u öptüğünü biliyor.

Tom sa che Mary ha baciato John.

Tom ve Mary John'u gördü.

- Tom e Mary hanno visto John.
- Tom e Mary videro John.

Tom, Mary'nin John'u öldürdüğünü düşünüyor.

Tom pensa che Mary abbia ucciso John.

Tom ve Mary, John'u seviyor.

A Tom e Mary piace John.

Tom ve Mary, John'u özlüyor.

A Tom e Mary manca John.

- Tom, Mary'nin John'u bulmasına yardım etti.
- Tom, Mary'nin John'u bulmasına yardımcı oldu.

- Tom ha aiutato Mary a trovare John.
- Tom aiutò Mary a trovare John.

Tom, Mary ile John'u tartışırlarken gördü.

- Tom ha visto Mary e John litigare.
- Tom vide Mary e John litigare.

Tom ve Mary, John'u sakinleştirmeye çalışıyorlar.

- Tom e Mary stanno provando a calmare John.
- Tom e Mary stanno provando a tranquillizzare John.

Tom ve Mary John'u teselli ediyor.

Tom e Mary stanno consolando John.

John'u beklerken Tom ve Mary'yi gördüm.

Mentre aspettavo John, ho visto Tom e Mary.

Tom ve Mary, John'u evlat edindiler.

- Tom e Mary hanno adottato John.
- Tom e Mary adottarono John.

Tom Mary'ye yıllarca John'u görmediğini söyledi.

- Tom ha detto a Mary che non vedeva John da anni.
- Tom disse a Mary che non vedeva John da anni.

Mary hem Tom'u hem John'u sever.

A Mary piacciono sia Tom che John.

Tom Mary'ye John'u tanıyıp tanımadığını sordu.

- Tom ha chiesto a Mary se conosceva John.
- Tom chiese a Mary se conosceva John.

Tom, Mary'nin artık John'u görmesini istemiyor.

Tom non vuole che Mary veda più John.

John'u çoğunlukla ikiz erkek kardeşi ile karıştırıyorum.

Confondo spesso John con suo fratello gemello.

Mary çocuklarını başıboş bıraktığı için John'u suçladı.

Mary ha incolpato Jack di aver lasciato i bambini senza sorveglianza.

Tom Mary'den John'u bulmasına yardım etmesini istedi.

- Tom ha chiesto a Mary di aiutarlo a trovare John.
- Tom chiese a Mary di aiutarlo a trovare John.

Tom Mary'ye ocak ayında John'u gördüğünü söyledi.

Tom disse a Mary di aver visto John a gennaio.

Tom hem Mary'yi hem de John'u tanır.

Tom conosce sia Mary che John.

Tom hem Mary'yi hem de John'u sevmiyordu.

Tom disprezzava sia Mary che John.

Tom ve Mary John'u öldürme girişiminde bulundular.

Tom e Mary provarono ad assassinare John.

Tom Mary ve John'u görür görmez ağlamayı durdurdu.

- Tom smise di piangere non appena vide Mary e John.
- Tom ha smesso di piangere non appena ha visto Mary e John.

Tom Mary'ye John'u en son ne zaman gördüğünü sordu.

- Tom ha chiesto a Mary quand'è stata l'ultima volta che aveva visto John.
- Tom ha chiesto a Mary quando è stata l'ultima volta che aveva visto John.

Ben her zaman John'u ve onun ikiz erkek kardeşini karıştırırım.

- Confondo sempre John e il suo fratello gemello.
- Io confondo sempre John e il suo fratello gemello.

Hem Tom hem de Mary John'u hastanede ziyaret etmek istedi.

Sia Tom che Mary volevano andare a trovare John all'ospedale.

Tom ve Mary, John'u bu sabah otobüsü beklerken gördüklerini söylediler.

- Tom e Mary hanno detto che hanno visto John aspettare l'autobus stamattina.
- Tom e Mary hanno detto che hanno visto John aspettare l'autobus questa mattina.

Tom Mary'ye John'u yardım etmesi için ikna etmeye çalışarak zamanını boşa harcamamasını söyledi.

Tom ha detto a Mary di non perdere tempo cercando di convincere John a dare una mano.