Translation of "Akıl" in Italian

0.011 sec.

Examples of using "Akıl" in a sentence and their italian translations:

Böylece akıl sağlığımızı geliştirecek.

e così migliorare la loro salute mentale.

Fakat yayılacağını akıl edemediler.

ma non sono riusciti ad immaginare che sarebbe successo,

Sami bir akıl hastanesine gönderildi.

- Sami è stato mandato in un ospedale psichiatrico.
- Sami fu mandato in un ospedale psichiatrico.

İnanılmaz, akıl almaz derecede olasılık dışı.

Solo che è estremamente, estremamente improbabile.

Akıl almaz fikirlerini, umutlarını ve isteklerini

che sta solo cercando una possibilità per migliorare

Akıl yürütme Batı tarafından icat edilmedi.

Ora, il ragionamento non è stato inventato dall'Occidente.

Akıl hastalığına yakalanma, bağlanma sorunu yaşama,

corrono il grave rischio di sviluppare disturbi mentali,

Yani akıl almaz bir hayat bu.

Voglio dire, una vita inimmaginabile.

Tom benim kahramanım ve akıl hocamdı.

- Tom era il mio eroe e il mio mentore.
- Tom era il mio eroe e mentore.

Kalp evet diyor, akıl hayır diyor.

Il cuore dice di sì ma la mente dice di no.

- Tom bir hastalık hastası.
- Tom bir akıl hastası.

Tom è ipocondriaco.

O, ona hangi kitapları okuyacağı konusunda akıl verdi.

- Gli ha consigliato quali libri leggere.
- Lei gli ha consigliato quali libri leggere.
- Gli consigliò quali libri leggere.
- Lei gli consigliò quali libri leggere.

Bu bir akıl hastanesi değil, bu bir psikiyatri hastanesi.

Non è un manicomio, è un ospedale psichiatrico.

Herkes akıl sağlığı durumlarını tedavi etmek için ilaç almak istemeyebilir.

e non tutti vogliono prendere farmaci per trattare disturbi di salute mentale

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve kardeşlik ruhu içinde birbirlerine karşı hareket etmelidirler.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.