Translation of "Tadını" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Tadını" in a sentence and their spanish translations:

Tadını çıkarabilirsiniz.

de la sensación de paz que viene de dentro.

Tadını çıkar!

- ¡Que lo disfrutes!
- ¡Disfrútalo!

Tadını çıkarmak içindir.

para saborear.

Tatilinizin tadını çıkarın.

Disfruta de tus vacaciones.

Seyahatin tadını çıkarın.

Disfrute su viaje.

Anın tadını çıkarın!

¡Disfruta el momento!

Karpuzun tadını severim.

Me gusta el sabor de la sandía.

Soğanın tadını sevmiyorum.

No me gusta el sabor de la cebolla.

Hayatın tadını çıkar.

¡Disfruta tu vida!

Ben mantarların tadını severim.

Me encanta el sabor de las setas.

Onun tadını çıkarmak istiyorum.

Quiero disfrutar.

Onun tadını çıkarmanı istemiyorum.

No quiero que lo disfrutes.

Şu anın tadını çıkar.

Atrapa el día.

Bu anın tadını çıkarmalısın.

- Deberías saborear este momento.
- Deberíais saborear este momento.
- Deberían saborear este momento.

Ben alkolün tadını beğenmiyorum.

No me gusta el sabor del alcohol.

Limonlu suyun tadını beğeniyorum.

Me gusta el sabor del agua con limón.

Ama tatlarımız var, tadını seç.

Pero hay para todos los gustos.

Tadını çıkar, istediği kadar baksın

cuanto quisiera, el tiempo que fuera,

Etin tadını almış bir kere.

Le gusta la carne.

...güneşin sıcağının tadını çıkarma vakti.

antes de que vuelva a caer la noche.

Bulutlar olmasa güneşin tadını çıkaramayız.

Si no hubiera nubes, no sabríamos disfrutar del sol.

Yavaş ye. Yemeğinin tadını çıkar.

Coma despacio. Saboree su comida.

Biz gölde yüzmenin tadını çıkardık.

Disfrutamos nadando en el lago.

Mentollü sigaraların serin tadını seviyorum.

Me gusta el sabor fresco de los cigarros mentolados.

Tuzlu karamelin eşsiz tadını severim.

Me gusta el sabor único del caramelo salado.

Burada kalışınızın tadını çıkardığınızı umuyorum.

Espero que disfrute su estancia aquí.

Üşüttüğümde, hiçbir şeyin tadını alamıyorum.

Cuando estoy resfriado no puedo saborear nada.

- Yüzmenin tadını çıkardık.
- Yüzmekten hoşlandık.

La pasamos bien nadando.

O devam ederken gençliğin tadını çıkarın.

Disfruta de tu juventud mientras dure.

Uzun hafta sonunun tadını çıkardığını umuyorum.

Espero que disfrutes el fin de semana largo.

Nehirden gelen serin esintinin tadını çıkardık.

- Disfrutamos de la brisa fresca que provenía del río.
- Disfrutamos de la brisa fresca proveniente del río.

- Sakızın tadı kaçtı.
- Sakız tadını kaybetti.

El chicle perdió el sabor.

Küçük kız kardeşim süzme peynirin tadını sevmez.

A mi hermana pequeña no le gusta el sabor del queso fresco.

Teyzem hayatı boyunca iyi sağlığın tadını çıkardı.

Mi tía disfrutó de buena salud durante toda su vida.

Kelebeklerin kahkahasını dinleyebilen biri, bulutların tadını da bilir.

Quién puede escuchar a mariposas riendo, también puede saber a qué saben las nubes.

Yanılmış olduğumuza dair harika bir seyrin tadını çıkarmanızı diliyorum.

al descubrir por qué nos equivocamos cuando creemos que tenemos razón.

Aile yaşamının tadını çıkarmak için işi tamamen bıraktığını gözlemliyorum.

para así poder disfrutar los primeros años de la vida familiar, incluso yo.

- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
- Birlikte şarkılar söylemenin tadını çıkardık.

Lo pasamos bien cantando juntos.

Çocuklar kampa gittiğinde, ilkel bir şekilde yaşamanın tadını çıkarıyorlar.

Cuando los chicos se van de camping, disfrutan viviendo de una forma primitiva.

Yakında buradaki yiyecek ve içeceğin tadını çıkarmak için geleceksin.

Usted pronto vendrá a disfrutar de la comida y la bebida aquí.

Cömert davet için teşekkür ederiz fakat misafirliğin tadını kaçırmak istemiyoruz.

Gracias por su generosa invitación pero no queremos abusar de su hospitalidad.

Senden üzerindekileri çıkarmanı rica ediyorum. Birazcık güzelliğinin tadını çıkarmak istiyorum.

Te pido que te desvistas. Desearía admirar tu belleza.

- Derin bir sohbetin keyfine varabileceğiz.
- Esaslı bir muhabbetin tadını çıkartabileceğiz.

Podremos disfrutar de una conversación íntima.

Anne puma ile dört küçük yavrusu gece gelmeden sıcağın tadını çıkarıyor.

Una mamá puma y sus cuatro cachorros aprovechan el calor antes del anochecer.

Kız kardeşim diyor ki, eğer kahveye şeker katarsan kahvenin tadını kaçırıyor.

Mi hermana dice que si le echas azúcar al café, le matas el sabor.

Fakat Ayn Calut'un Aslanı olarak anılan Qutuz bu zaferin tadını hiç çıkaramadı.

Pero Qutuz, quien fuera conocido como el "león de Ain Jalut”, no pudo disfrutar su triunfo.

- Para harca ve hayatın tadını çıkar!
- Para harca ve hayattan zevk al!

¡Gasta dinero y disfruta la vida!

Hatta bu ışığı avlanmakta da kullanıyor olabilirler. Belki de sadece gösterinin tadını çıkarıyorlardır.

Puede que hasta usen la luz para cazar. O, tal vez, solo disfrutan del espectáculo.

Bizim uzun ve soğuk bir kışımız var ama bunun nasıl tadını çıkaracağımızı biliyoruz.

Tenemos un invierno largo y frío, pero sabemos disfrutarlo.