Translation of "Tadını" in English

0.011 sec.

Examples of using "Tadını" in a sentence and their english translations:

Tadını çıkarabilirsiniz.

this inner peace coming from within.

Tadını çıkar!

- Enjoy!
- Enjoy.

Tadını çıkarmak içindir.

to be savored.

Tatilinizin tadını çıkarın.

Enjoy your vacation.

Domatesin tadını beğenmiyorum.

- I don't like the taste of tomatoes.
- I don't like the flavour of tomatoes.

Seyahatin tadını çıkarın.

Enjoy your trip.

Anın tadını çıkarın!

- Enjoy the moment!
- Enjoy the moment.

Yapabiliyorken tadını çıkar.

Enjoy it while you can.

Bunun tadını çıkaralım.

- Let's enjoy it.
- Let's make the most of it.
- Let's make the best of it.

Bari tadını çıkarayım.

I might as well make the most of it.

Karpuzun tadını severim.

I love the taste of watermelon.

Soğanın tadını sevmiyorum.

I don't like the taste of onions.

Anın tadını çıkarmalısın.

You should enjoy the moment.

Sakız tadını kaybetti.

The gum has lost its taste.

Günün tadını çıkar.

Enjoy the day.

Hayatın tadını çıkar.

Enjoy the life!

Edinburgh'un tadını çıkar!

Enjoy Edinburgh!

Sürecin tadını çıkarıyorum

I'm enjoying the process.

Yaşamın tadını çıkar!

Enjoy the life!

Bunun tadını çıkarmalısın.

You should enjoy this.

Bunun tadını sevmiyorum.

I don't like the taste of this.

Emekliliğinizin tadını çıkarın.

Enjoy your retirement.

Hayatının tadını çıkar.

Enjoy your life.

Manzaranın tadını çıkarıyordum.

I was enjoying the view.

Çıkarabilirken hayatın tadını çıkarın.

Enjoy life while you may.

Herkes yolculuğun tadını çıkarıyordu.

Everyone was enjoying the journey.

Bu anın tadını çıkarmalısın.

- You should savour this moment.
- You should savor this moment.

Ben mantarların tadını severim.

I love the taste of mushrooms.

Uzun tatilin tadını çıkaralım.

Let's enjoy the long vacation.

Tatilinin tadını çıkardığını umuyorum.

I hope you enjoy your vacation.

Onun tadını çıkarmak istiyorum.

I want to enjoy it.

Onun tadını çıkarmanı istemiyorum.

I don't want you to enjoy it.

Tom bunun tadını çıkarıyor.

Tom loves this.

Şu anın tadını çıkar.

Seize the day.

Biranın tadını sever misin?

Do you like the taste of beer?

Birlikte yolculuğumuzun tadını çıkardım.

I enjoyed our trip together.

İnsanlar özgürlüğün tadını çıkardı.

The people enjoyed a taste of freedom.

Lütfen konaklamanızın tadını çıkarın.

Please enjoy your stay.

O gösterinin tadını çıkarıyorum.

I enjoy that show.

Sadece onun tadını çıkar.

Just enjoy it.

Turunun tadını çıkardın mı?

Did you enjoy your tour?

Limonun tadını beğeniyor musun?

Do you like the taste of lemons?

Boston'da zamanımın tadını çıkardım.

I enjoyed my time in Boston.

Tatilin tadını çıkardın mı?

Did you enjoy your holiday?

Ben domatesin tadını sevmiyorum.

I don't like the taste of tomatoes.

Ben alkolün tadını beğenmiyorum.

I don't like the taste of alcohol.

Ben oyunun tadını çıkaracağım.

I'm going to enjoy the game.

Yeni arabanın tadını çıkar.

Enjoy your new car.

Bunun tadını çıkaracağına inanamıyorum.

I can't believe you're enjoying this.

Onu yapmanın tadını çıkarıyorum.

I enjoy doing that.

Bunu yapmanın tadını çıkarıyorum.

I enjoy doing this.

Tom yüzmenin tadını çıkardı.

- Tom used to enjoy swimming.
- Tom liked swimming.

Limonlu suyun tadını beğeniyorum.

I like the taste of lemon water.

Ama tatlarımız var, tadını seç.

We have flavors, though; pick your flavor.

Tadını çıkar, istediği kadar baksın

drink it in, stare all you want,

Etin tadını almış bir kere.

He has a taste for meat.

...güneşin sıcağının tadını çıkarma vakti.

before night falls once again.

Bulutlar olmasa güneşin tadını çıkaramayız.

If there were no clouds, we could not enjoy the sun.

Gerçekten doğru sorularının tadını çıkarıyorum.

I really enjoy your accurate questions.

Tatil günlerinin tadını çıkarıyor musun?

Are you enjoying the holidays?

Yavaş ye. Yemeğinin tadını çıkar.

Eat slowly. Savor your food.

Hiçbir şey eğlencenin tadını kaçırtamaz.

Nothing can spoil the fun.

Biz gölde yüzmenin tadını çıkardık.

We enjoyed swimming in the lake.

Tom biranın tadını sevmediğini söyledi.

- Tom said he didn't like the taste of beer.
- Tom said that he didn't like the taste of beer.

Hadi! Sana yenilginin tadını göstereceğim.

Come on! I will show you the taste of defeat.

Mentollü sigaraların serin tadını seviyorum.

I like the crisp taste of menthol cigarettes.

Tuzlu karamelin eşsiz tadını severim.

I like the unique taste of salted caramel.

Hafta sonunun tadını çıkarıyor musun?

Are you enjoying your weekend?

Bunun tadını çıkarmaya çalışmak istiyorum.

I want to try to enjoy this.

Bu anın tadını çıkarmak istiyorum.

I want to enjoy this moment.

Burada kalışınızın tadını çıkardığınızı umuyorum.

I hope you're enjoying your stay here.

Üşüttüğümde, hiçbir şeyin tadını alamıyorum.

When I have a cold, I cannot taste anything.

- Yüzmenin tadını çıkardık.
- Yüzmekten hoşlandık.

We enjoyed swimming.

- Tadı hoşuma gitmiyor.
- Tadını sevmiyorum.

I don't like the taste.

Bu ılık havanın tadını çıkarıyorum.

I'm enjoying this warm weather.

Bu güzel günün tadını çıkaralım.

Let's enjoy this beautiful day.

İnsan etinin tadını tanımlamak zordur.

It's difficult to describe the taste of human flesh.

Onun her anının tadını çıkarıyorum.

I enjoy every moment of it.

Leyla, Kahire'de hayatının tadını çıkarıyordu.

Layla was enjoying her life in Cairo.

Tom Boston'da hayatının tadını çıkarıyor.

Tom is enjoying his life in Boston.

Üşüttüğüm için, hiçbir şeyin tadını alamıyorum.

Since I have a cold, I can't taste anything.

Gel benimle birlikte karın tadını çıkar.

Come enjoy the snow with me!

Japonya savaştan beri refahın tadını çıkarıyor.

Japan has enjoyed prosperity since the war.

Mario, şeker elmasının tadını tercih eder.

Mario prefers the taste of the sugar apple.

O devam ederken gençliğin tadını çıkarın.

Enjoy your youth while it lasts.

Uzun hafta sonunun tadını çıkardığını umuyorum.

I hope you enjoyed the long weekend.

Tom, rahatlayıp hayatın tadını çıkarmayı bilmiyor.

Tom doesn't know how to relax and just enjoy life.

Erkek kardeşim deniz kestanesinin tadını sevmez.

My brother doesn't like the taste of sea urchin.

Tom bir meydan okumanın tadını çıkarıyor.

Tom relishes a challenge.

- Bunun tadını çıkaralım.
- Bunun keyfini çıkaralım.

- Let's make the most of it.
- Let's make the best of it.

- Gününü gün et.
- Günün tadını çıkar.

Enjoy your day.

Kar gelmeden yumuşak havanın tadını çıkarın.

Enjoy the mild weather before the snow comes.

Nehirden gelen serin esintinin tadını çıkardık.

We enjoyed the cool breeze that came from the river.

Hawaii'de yıl boyunca denizin tadını çıkarabilirsiniz.

In Hawaii, you can enjoy sea bathing year-round.

Siz beklerken kaydedilmiş bazı müziklerin tadını çıkarabilirsiniz.

You can enjoy some recorded music while you wait.