Translation of "Tadını" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Tadını" in a sentence and their japanese translations:

Tadını çıkarabilirsiniz.

自分の内側から生じる感覚を 味わってください

Tatilinizin tadını çıkarın.

休暇を楽しんでね。

Seyahatin tadını çıkarın.

- 楽しい旅行を。
- 楽しい旅を。
- 楽しいご旅行を。
- よい旅行をね。
- よいご旅行を。
- どうぞよいご旅行を。
- 旅行、楽しんできてね。

Karpuzun tadını severim.

私は西瓜が好きです。

Soğanın tadını sevmiyorum.

私は玉ねぎの味が嫌いだ。

Çıkarabilirken hayatın tadını çıkarın.

できるうちに人生を楽しめ。

Herkes yolculuğun tadını çıkarıyordu.

だれもが旅を楽しんでいた。

Uzun tatilin tadını çıkaralım.

長い休暇を楽しみましょう。

Tatilinin tadını çıkardığını umuyorum.

休暇を楽しんできてくださいね。

Ben yüzmenin tadını çıkardım.

私は水泳を楽しんだ。

İnsanlar özgürlüğün tadını çıkardı.

国民は自由を味わった。

Sadece onun tadını çıkar.

ただ楽しめばいいんだよ。

Tatilin tadını çıkardın mı?

休日は楽しかった?

Tadını çıkar, istediği kadar baksın

好きなだけ堪能してもらう

Etin tadını almış bir kere.

‎動物の肉も食べる

...güneşin sıcağının tadını çıkarma vakti.

‎再び夜が訪れる前に

Bulutlar olmasa güneşin tadını çıkaramayız.

雲がなければ太陽の喜びはない。

Tatil günlerinin tadını çıkarıyor musun?

休暇は楽しんでますか。

Biz gölde yüzmenin tadını çıkardık.

私たちは湖で水泳を楽しんだ。

Burada kalışınızın tadını çıkardığınızı umuyorum.

こちらはお気に召しましたかしら。

- Yüzmenin tadını çıkardık.
- Yüzmekten hoşlandık.

私たちは泳ぐことを楽しんだ。

Üşüttüğüm için, hiçbir şeyin tadını alamıyorum.

風邪をひいているので味が分からないんです。

Japonya savaştan beri refahın tadını çıkarıyor.

日本は戦後繁栄を享受している。

Nehirden gelen serin esintinin tadını çıkardık.

私たちは涼しい川風に吹かれた。

Siz beklerken kaydedilmiş bazı müziklerin tadını çıkarabilirsiniz.

待っている間、録音した音楽でも聞いて下さい。

Çalışmayı bitirdikten sonra, birlikte konuşmanın tadını çıkardık.

仕事を終えた後で、我々は共に話し合いを楽しんだ。

Teyzem hayatı boyunca iyi sağlığın tadını çıkardı.

私の叔母は生涯健康に恵まれた。

O, denizin altında yeni bir hayatın tadını çıkardı.

彼は海底で新しい生活を楽しんだ。

Güzel manzaranın tadını çıkarmak için fazla hızlı sürdük.

私たちはあまりにも速く走ったので美しい景色を味わう事も出来ないくらいだった。

Bir kez kumarın tadını alırsan, onu bırakmak zordur.

ギャンブルで味を占めるとなかなか止められない。

Hava müsait olursa, biz güzel manzaranın tadını çıkaracağız.

天気がよければ、美しい光景が見られるだろう。

Onun boş zamanlarında, o yüzme ve tenisin tadını çıkarır.

休みの時に彼女は泳いだりテニスをしたりする。

- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
- Birlikte şarkılar söylemenin tadını çıkardık.

私たちは一緒に歌を歌って楽しんだ。

Çocuklar kampa gittiğinde, ilkel bir şekilde yaşamanın tadını çıkarıyorlar.

子供たちはキャンプに行くと、原始的な生活を楽しむ。

Yakında buradaki yiyecek ve içeceğin tadını çıkarmak için geleceksin.

あなたはすぐにそこの食べ物や飲み物の楽しみ方がわかってくるでしょう。

- Boş zamanının tadını çıkardı.
- Boş zamanını en iyi şekilde değerlendirdi.

彼は暇な時間を最大限に利用した。

Japonya'nın kuzeyinde yaşayan insanlar kışın karda kayak yapmanın tadını çıkarır.

日本の北国に住む人々は、降雪を利用して冬にはスキーを楽しむ。

Otoyo, güzel ilkbahar gününün tadını çıkardı ve sahil boyunca yürüdü.

お豊さんは麗らかな春の日を浴び、浜辺を散歩しました。

Anne puma ile dört küçük yavrusu gece gelmeden sıcağın tadını çıkarıyor.

‎ピューマの母子は日暮れ前に ‎暖かい日光を楽しんでいる

O iyi bir manzaranın tadını çıkarmak için üst katta bir oda kiraladı.

彼はよい眺めが楽しめるように最上階の部屋を借りた。

Biraz boş zamanım olduğunda ben her zaman klasik müzik dinlemenin tadını çıkarırım.

- いくらか自由時間があるときは、いつもクラシック音楽を聴くのが楽しみだ。
- 時間があるときには、いつもクラシック音楽鑑賞を楽しんでいる。

Hatta bu ışığı avlanmakta da kullanıyor olabilirler. Belki de sadece gösterinin tadını çıkarıyorlardır.

‎この光を 狩りに ‎利用している可能性もある ‎もしくは楽しんでいるだけ ‎かもしれない

Bizim uzun ve soğuk bir kışımız var ama bunun nasıl tadını çıkaracağımızı biliyoruz.

私たちは長く寒い冬を過ごすが、その楽しみ方を知っている。

Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.

過去はどうでもいい。昔と今だったら、俺は今の方が好きだ。だから今を楽しむ。それだけだ。