Translation of "çıkan" in Italian

0.004 sec.

Examples of using "çıkan" in a sentence and their italian translations:

- Otele çıkan cadde dardır.
- Otele çıkan sokak dar.

- La strada che porta all'albergo è stretta.
- La strada che porta all'hotel è stretta.

Artık, son çıkan kameralarla...

Ora, con le telecamere di ultima generazione,

Sanırım Tom sahip çıkan.

- Penso che Tom sia possessivo.
- Io penso che Tom sia possessivo.

Aslında eseri, sadece ''Şömineden çıkan

è una descrizione più accurata del dipinto

çıkan sonuca sen de katkı yaparsın.

partecipate alla creazione del suo risultato.

Dağın yan tarafından çıkan dumanı görürsünüz.

Vedrai il fumo uscire dal lato della montagna.

Sizce hangisi umduğumuz medeniyete çıkan kestirme?

Quale pensi che sia la scorciatoia verso la civiltà che speravamo?

Doğruca şehir merkezine çıkan ana yol.

La strada principale, dritto fino in centro.

Tom'un arka çıkan birine ihtiyacı var.

Tom ha bisogno di una spinta.

Bu bıçağa sahip çıkan var mı?

Qualcuno reclama questo coltello?

Yeni çıkan pod cihazlar nikotin tuzu içeriyor.

I dispositivi pod più recenti contengono sali di nicotina,

Bundan çıkan süt benzeri şeyi görüyor musunuz?

Vedi quella linfa lattiginosa?

Ya da sürünerek karaya çıkan bir balık hayal ederiz.

o un pesce che striscia sulla terra.

Bir gün ortaya çıkan küçük bir çocuğun kibarlığı hakkında

sulla gentilezza di un bambino comparso un giorno,

Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.

L'aggressione fatale è stata innescata da una lite andata fuori controllo.

Orta çağlarda, Kutsal Yazılara karşı çıkan herhangi biri öldürüldü.

Nel Medioevo, chiunque si opponesse alle Sacre Scritture veniva assassinato.

Bu sadece ortaya çıkan değerlerle yaklaşma yaklaşımı çok mu fazla olur?

se si esagera nell'uso dell'approccio ai soli valori rivelati?

Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.

L'oscurità le offre copertura, ma i passi risuonano sul mare di ghiaccio.

Donuk geceden sağ çıkan tüm hayvanlar için müjdeli bir değişimdir bu.

Per tutti gli animali che hanno sopportato la gelida notte, il cambiamento è gradito.

Her şeyi düşürdüm ve bunun için Boston'dan çıkan ilk uçağı yakaladım.

- Ha un atteggiamento negativo verso la vita.
- Lei ha un atteggiamento negativo verso la vita.

Nikolas, Avusturya egemenliğine karşı çıkan bir Macar isyanını bastırmak için asker gönderdi

Nicola inviò delle truppe per aiutare a sedare una rivolta Ungara contro il governo Austriaco.

Geçenlerde bir arkadaşımın evinin yanında durduğumda, ön kapıdan çıkan arkadaşım değil fakat kocasıydı.

- L'altro giorno, quando mi sono fermato a casa di un amico, non è stato il mio amico a uscire dalla porta principale, ma suo marito.
- L'altro giorno, quando mi sono fermata a casa di un amico, non è stato il mio amico a uscire dalla porta principale, ma suo marito.
- L'altro giorno, quando mi sono fermato a casa di un'amica, non è stata la mia amica a uscire dalla porta principale, ma suo marito.
- L'altro giorno, quando mi sono fermata a casa di un'amica, non è stata la mia amica a uscire dalla porta principale, ma suo marito.

Şaşırtıcı ama gece ortaya çıkan bu görüntülere sıkça rastlanır. Tüm deniz hayvanlarının üçte biri biyolüminans yaratır.

Questi spettacoli notturni sono sorprendentemente comuni. Tre quarti di tutti gli animali marini sono bioluminescenti,