Translation of "Sıra" in Hungarian

0.007 sec.

Examples of using "Sıra" in a sentence and their hungarian translations:

Sıra bende.

Most rajtam a sor.

Bu sıra dışı.

Ez szokatlan.

İki sıra yapın.

Alkossatok két vonalat!

Şimdi sıra sizde.

- Te következel.
- Most te jössz.
- Te jössz.
- Te vagy soros.
- Te vagy.

Ara sıra olur.

Néha megesik.

Böylece sıra bana geldiğinde

Így amikor rám kerül a sor,

Şimdi sıra onlara geldi.

Most rajta a sor.

Bu oldukça sıra dışı.

Ez meglehetősen szokatlan.

Bu epeyce sıra dışı.

Ez rendkívül szokatlan.

Bu sıra dışı mıdır?

Ez szokatlan?

Bu ara sıra olur.

Néha megesik az ilyen.

Sıra beyazda ve kazandı.

Világos indul és nyer.

Ara sıra sinemaya giderim.

- Időről időre elmegyek a moziba.
- Néha-néha moziba megyek.
- Hébe-hóba elmegyek a moziba.

- Bilet ofisinde sıra çok uzun.
- Bilet gişesinde çok sıra var.

- Túl hosszú a sor a jegypénztár előtt.
- Túl hosszú a sor a jegypénztárnál.

Bu sıra dışı bir şey.

Egyszerűen elképesztő!

Tom iki sıra önümde oturdu.

Tom két sorral előttem ült.

Onun erken kalkması sıra dışıdır.

Szokatlan neki a korai felkelés.

Ara sıra annemden haber alıyorum.

Néhanapján hallok az édesanyám felől.

Sıra dışı bir şey bulamıyorum.

Nem találok semmi szokatlant.

Bu sıra dışı bir isim.

- Ez szokatlan név.
- Ez egy szokatlan név.

Sıra dışı bir şey yapmadım.

Nem tettem semmi szokatlant.

Orada, asistanlarımızı görünmez yapmanın yanı sıra

ahol nemcsak asszisztenseket tüntetünk el,

Hologramın yönlendirmesiyle tek sıra hâlinde düşüyorlar,

melyek egy sorban zuhannak, ahogy a hologram irányítja őket,

Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.

Innentől kezdve rendkívüli dolgoknak voltam tanúja.

İngilizcenin yanı sıra, Almanca da konuşur.

Az angolon kívül, németül is beszél.

- Daha sonraki sizin sıranız.
- Sıra sizde.

- Te következel.
- Legközelebb te jössz.

- Şimdi onun sırası.
- Şimdi sıra onda.

Most ő van soron.

Tom ara sıra bizi ziyarete gelir.

Tom néha meglátogat minket.

- Şimdi benim sıram.
- Şimdi sıra bende.

Most én jövök.

Amerika kıtasında çok sıra dışı kabul edildik.

anomáliának néztek minket.

Sıra dışı bir şeyin eşiğinde olduğunu hissediyorsun.

Úgy érzed, valami rendkívüli dolognak nézel elébe.

Sıra dışı bir şeyin kokusunu alıyor musun?

- Nem érzel valami szokatlant?
- Nem érzel valami furcsa szagot?

İngilizcenin yanı sıra Tay dili de konuşabiliyor.

Thai nyelven valamint angolul is beszél.

O, İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.

Ő tanítja mind a számtant, mind pedig az angolt is.

Öğretmenimiz İngilizcenin yanı sıra Fransızca da konuşur.

A tanárunk franciául és angolul is beszél.

Şimdileri ara sıra 9-9-6 olsa da

Már csak 965-ben dolgozom,

Sigara içmesinin yanı sıra babam içki de kullanır.

- Apám nem csupán dohányzik, hanem iszik is.
- Apám nem csak cigizik, de iszik is.

Bugün okulda sıra dışı bir şey oldu mu?

Történt valami rendkívüli ma az iskolában?

Tom ve Mary bir yıldır ara sıra çıkıyorlardı.

Tomi és Mari egy éven át találkozgattak.

Rüzgâr yüzünden ses duyamadığından sıra dışı gece görüşüne sarılmalı.

A szélben alig hall, így rendkívüli éjszakai látóképességére támaszkodik.

Gecenin sıra dışı zorluklar ve benzersiz fırsatlarla dolu olduğunu...

és feltárják, hogy az éjszaka milyen rendkívüli kihívásokat

Diğer sera gazlarının yanı sıra, atmosfere karbondioksit salınımı yapılır,

és más üvegházhatású gázok, metán és dinitrogén-oxid,

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

Akkor még nem tudtam, hogy kivételes dolog tanúja voltam.

Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı.

Sebészi hivatása mellett híres író is volt.

Tıpkı düzeneğin üst kısmında tek sıra hâlinde ortaya çıkışları gibi.

és kialakul egy sor a szóródási mátrix tetején.

Bu sayede de dengeli bir dönüş ekseni eğikliğinin yanı sıra,

ami a Földnek állandó tengelydőlést

- Ara sıra gelip beni görür.
- Arada bir beni görmeye gelir.

- Időnként eljön meglátogatni engem.
- Olykor-olykor eljön és meglátogat engem.

- Ağacın altında bir bank var.
- Ağacın altında bir sıra var.

- Van egy pad a fa alatt.
- A fa alatt van egy pad.

Ve sıra dışı, titrek, dalgalı, elbiseli ve yaşlı bir kadın oluyor.

egy hóbortos, imbolygó, hömpölygő szoknyájú öreg hölggyé.

- Bazen yeni şeyleri denemek iyidir.
- Yeni şeyleri ara sıra denemek yararlıdır.

Jó dolog néha-néha kipróbálni új dolgokat is.

- Bu defa ödeme sırası bende.
- Bu defa ödemek için sıra bende.

Ez alkalommal én fizetek.

- Tom ara sıra beni görmeye gelir.
- Tom arada bir ziyaretime gelir.

Tomi néha eljön hozzám látogatóba.

Her zamanki gibi olacağını umuyorduk, ama sıra dışı bir durumla karşılaştık.

A szokásosat vártuk, de a nem megszokottat kaptuk.

Sincaplar böcekler ve mantarların yanı sıra tohumlar ve fındıklar da yer.

A mókusok magokat és dióféléket, valamint rovarokat és gombákat esznek.

Sadece kitap okumayın. ara sıra dışarı gidin ve biraz egzersiz yapın.

Ne csak könyveket olvass! Menj ki, és mozogjál egy kicsit.

- İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.
- O, İngilizce öğrettiği gibi matematik de öğretiyor.

Ő tanítja mind a számtant, mind pedig az angolt is.

- O, ona hem yiyecek hem de para verdi.
- O, ona yiyeceğin yanı sıra para da verdi.

Adott neki pénzt, valamint ételt is.

- Yalnızca İngilizce değil, Fransızca da konuşabiliyor.
- O hem İngilizce hem de Fransızca konuşabilir.
- Sadece İngilizce değil, Fransızca da konuşabilir.
- İngilizcenin yanı sıra Fransızca da konuşabilir.

Nemcsak angolul beszél, de franciául is.

- Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- Hesaplamalı dilbiliminde birçok dil bilmenin yanı sıra iyi bir bilgisayar kullanım bilgisi gereklidir.

A számítógépes nyelvészet tanulmányozásához több nyelvet kell tudni, de a számítógépek használatához is jól kell érteni.