Translation of "Bende" in Hungarian

0.005 sec.

Examples of using "Bende" in a sentence and their hungarian translations:

- Bende yok.
- Bende değil.

Nincs nálam.

Sıra bende.

Most rajtam a sor.

Anahtarın bende.

Nálam vannak a kulcsai.

Biletlerin bende.

Nálam vannak a jegyeid.

Bende yok.

- Nincs nálam.
- Nálam nincs.

Şemsiyen bende.

Nálam van az esernyőd.

Ceketin bende.

Nálam van a kabátod.

Bende yeterince var.

Nekem van elég.

- Bende.
- Üzerimde.
- Yanımda.

Nálam van.

Senin günlüğün bende.

Nálam van a naplód.

Hayır, hayır, bende.

- Nem, nem, ez tőlem függ.
- Nem, nem, ez rajtam múlik.

Kabahat bende yani?

Szóval ez az én hibám?

Adresin bende yok.

Nincs meg a címed.

O bende yok.

Nincs nálam az.

Bende bir tane var.

Nekem is van.

Bende bir şey söylemedim.

Így nem is mondtam semmit.

- Ben süreyim.
- Direksiyon bende.

- Hadd vezessek én.
- Hadd vegyem át a kormányt.

Bende güzel fikir bitmez.

Tele vagyok jó ötletekkel.

Artık konuşma sırası bende.

Most én tettem le a garast.

- Bu defa ödeme sırası bende.
- Bu defa ödemek için sıra bende.

Ez alkalommal én fizetek.

Bende bu hikâyelerden çok var.

Nekem sok ilyen történetem van.

bende bir terslik olduğunu düşündüm.

azt hittem, velem van a baj.

bende hata yaptım hissi uyandırdı.

hogy nem avattam be életem ilyen meghatározó részletébe.

Bende hayal kırıklığına uğramanı istemiyorum.

Nem akarok neked csalódást okozni.

Onun telefon numarası bende var.

Nekem megvan a telefonszáma.

Bende bin yenden fazlası yok.

Nincs többem ezer yen-nél.

- Numaran bende var.
- Numarana sahibim.

Megvan a számod.

- Tom'a söyle, onun anahtarları bende yok.
- Tom'a, onun anahtarlarının bende olmadığını söyle.

Mondd meg Tomnak, hogy nincs nálam a kulcsa.

Söylediğin bende derin bir izlenim bıraktı.

Nagy hatással voltak rám a szavaid.

- Ben onunla ilgilenirim.
- Bu iş bende.

- Vigyázni fogok rá.
- El fogom intézni.

Bende ifade ettiğin güven için teşekkürler.

- Köszönöm önnek az irántam tanúsított bizalmat.
- Köszönetet mondok az irányomban tanúsított bizalmáért.

- Şimdi benim sıram.
- Şimdi sıra bende.

Most én jövök.

Tom'a şemsiyesinin hâlâ bende olduğunu söyle.

Mondd el Tomnak, hogy még mindig nálam van az esernyője!

Alplerin manzarası bende kalıcı bir izlenim bıraktı.

Az Alpok tájai maradandó benyomást tettek rám.

- Bana etki etmiyor.
- Bende bir etkisi olmuyor.

Rám nincs hatással.

Bu kitap bende bayağı bir etki yarattı.

Ez a könyv meglehetősen nagy hatással volt rám.

Onların kanı, bir çoğumuzda gezdiği gibi bende de geziyor.

Vérük az ereimben folyik, ahogy sokunk ereiben.

Bu güzellik bende korkuyla karışık bir saygı hissi uyandırdı

Magával ragadott a szépség

Bende önemli bir şeyi unutuyoruz gibi bir his var.

Az az érzésem, hogy valami fontosat elfelejtettünk.

En çok fikir de en güzel fikirler de bende.

Nekem vannak a legtöbb és a legjobb ötleteim.

Bugünün Pekin'i bende çok derin bir etki bıraktı ve merakımı uyandırdı.

A mostani Peking egyszerűen lehengerelt, és érdeklődést keltett fel bennem.