Translation of "Geldiği" in Hungarian

0.014 sec.

Examples of using "Geldiği" in a sentence and their hungarian translations:

Elinden geldiği kadar çok çalış.

Dolgozz keményen, ahogy csak bírsz.

O, oğlunun geldiği gün öldü.

A fia megérkezésének napján halt meg.

Elimden geldiği kadar hızlı düşünüyorum.

Olyan gyorsan gondolkodom, ahogy csak tudok.

Sesin geldiği yeri bilmek istedim.

Tudni akartam, honnan jön a hang.

Tom geldiği zaman burada bulunamazsın.

- Nem lehetsz itt, amikor megjön Tom.
- Nem maradhatsz itt, amíg megjön Tom!

Elimden geldiği kadar çok biriktiriyorum.

Annyit spórolok, amennyit csak tudok.

Sesin geldiği noktayı... ...ölümcül tutarlılıkla belirler.

A hang forrását tévedhetetlenül, halálos biztonsággal méri be.

İşimizi elimizden geldiği kadar iyi yapmalıyız.

A tőlünk telhető legjobb munkát kell végeznünk.

Elinden geldiği kadar onu baharatlı yap.

Fűszerezd meg, amennyire csak tudod.

Tom elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Tom olyan gyorsan futott, ahogy csak tudott.

Buraya elimden geldiği kadar çabuk geldim.

Olyan gyorsan jöttem, ahogy csak tudtam.

Elinden geldiği kadar sert tekme vur.

- Rúgd teljes erőből!
- Rúgd olyan erősen, ahogy tudod!

Tom elinden geldiği kadar hızlı olarak çalışmaktadır.

- Tom olyan gyorsan dolgozik, ahogy tud.
- Tom olyan gyorsan dolgozik, ahogy csak tud.

Yakında Noel geldiği için biraz alışveriş yapmalıyım.

Vásárolnom kell, mert közel a karácsony.

Sözlük, başarının işten önce geldiği tek yerdir.

- A szótár az egyetlen hely, ahol a siker a tett előtt van.
- A szótár az egyetlen hely, ahol az eredmény megelőzi a munkát.

Elimden geldiği kadar kısa sürede size katılacağım.

Amint lehet, csatlakozni fogok hozzád.

Elinizden geldiği kadar kendinizi açık biçimde ifade edin.

- Mondd el érthetően, amennyire tudod.
- Olyan világosan fejezd ki magad, ahogy csak tudod.

Büyük deprem meydana geldiği zaman ben sadece on yaşındaydım.

Éppen tíz éves voltam, amikor a nagy földrengés történt.

Beklenmedik bir şey gündeme geldiği için yarın seni karşılayamayacağım.

Nem fogok tudni veled holnap találkozni, mert valami közbejött.

Bunun ne anlama geldiği hakkında bir fikrin var mı?

Van ötleted, mit jelenthet ez?

Bu sözlerin ne anlama geldiği hakkında bir fikri yoktu.

Fogalma nem volt arról, hogy ezek a szavak mit jelentenek.

Onun ne anlama geldiği hakkında hiçbir fikrin yok, değil mi?

Fogalmad sincs, hogy ez mit jelent, igaz?

Bunun benim için ne anlama geldiği hakkında hiç düşüncen yok.

El sem tudod képzelni, hogy ez mit jelent nekem.

- Bunu en kısa sürede yapacağım.
- Bunu elimden geldiği kadar çabuk yapacağım.

Amint lehet, meg fogom tenni.