Translation of "Yaşamış" in German

0.005 sec.

Examples of using "Yaşamış" in a sentence and their german translations:

Birkaç yenilgi yaşamış olmak gerekir.

um sich am Tango erfreuen zu können.

Bu, ailemin yaşamış olduğu yerdir.

Hier lebte früher meine Familie.

Tom'un büyükbüyükannesinin annesi İskoçya'da yaşamış.

- Toms Altgroßmutter lebte in Schottland.
- Toms Urururgroßmutter lebte in Schottland.

Hayatımı istediğim şekilde yaşamış olmayı dilerdim.

- Ich wünschte, ich brauchte nur das zu tun im Leben, was ich wollte.
- Ich wünschte, ich könnte mein Leben nur damit verbringen, was ich tun möchte.

Onsekizinci yüzyılda yaşamış kölelerin trajik kaderinden bahsediyor.

Dieser spricht von dem tragischen Los der Sklaven des achtzehnten Jahrhunderts.

Şu ana kadar yaşamış en büyük şair.

Er ist der großartigste Dichter, den es je gab.

- Sanırım Beethoven, şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci.
- Ben Beethoven'ın şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci olduğunu düşünüyorum.
- Beethoven'ın şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci olduğunu düşünüyorum.

- Ich halte Beethoven für den größten Komponisten aller Zeiten.
- Ich glaube, Beethoven ist der größte Komponist, der je gelebt hat.

Batı medenıyeti ise yalnızca birkaç saniye yaşamış olurdu.

Die westliche Zivilisation existiert seit ein paar Sekunden.

Evliya Çelebi 17. yüzyılda yaşamış bir Türk seyyahıdır.

Evliya Celebi war ein türkischer Reisender, der im siebzehnten Jahrhundert lebte.

- Kendisi yaşamış en cesur askerdir.
- O gelmiş geçmiş en cesur askerdir.
- O, şimdiye kadar yaşamış en cesur askerdir.

Er ist der tapferste Soldat, der jemals lebte.

Rahibe Teresa Hindistan, Kalküta'da yaşamış ve çalışmış Katolik bir rahibeydi.

Mutter Teresa war eine katholische Nonne, die in Kalkutta in Indien lebte und arbeitete.

Dahası, bu kadar zorlu koşullarda yaşamış olmasak bugün olduğumuz kişiler olmazdık.

Tatsächlich wären wir nicht so, wie wir sind, ohne die schrecklichen Erfahrungen in politisch misslicher Zeit.

Bilim adamları tek boynuzlu atların bir zamanlar Sibirya'da yaşamış olduğunu keşfettiler.

Wissenschaftler haben herausgefunden, dass in Sibirien mal Einhörner gelebt haben.

Tarih, 126 Himalayalı köylüyü yediği kaydedilen 19'uncu yüzyılda yaşamış bir kaçaktan,

Man spricht vom "menschenfressenden Leoparden von Rudraprayag", einem Einzelgänger aus dem 19. Jh.,

- Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi?
- Bugüne kadar yaşamış en büyük filozof kimdi?

Wer war der größte Philosoph, der jemals lebte?

Kömür, doğal gaz ve petrol, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvanların kalıntılarıdır.

Die Kohle, das Methangas und das Erdöl sind Überreste von Pflanzen und Tieren, die vor Millionen von Jahren gelebt haben.

- Evvela Tokyo'da yaşamış olduğum için şehri iyi biliyorum.
- Bir zamanlar Tokyo'da kaldığım için şehri iyi tanıyorum.

Da ich in Tōkyō gewohnt hatte, war mir die Stadt wohlbekannt.

Milattan önce 384 ve 322 yılları arasında yaşamış olan Aristo, Dünya'nın yuvarlak olduğuna inanıyordu. Dünya'nın evrenin merkezi olduğu; Güneş'in, Ay'ın ve bütün sabit yıldızların da onun çevresinde döndüğü görüşündeydi.

Aristoteles, der von 384 bis 322 v. Chr. lebte, glaubte, dass die Erde rund sei. Er nahm an, dass sie der Mittelpunkt des Universums sei und dass sich Sonne, Mond, Planeten und alle Fixsterne um sie drehen würden.