Translation of "Piknik" in German

0.004 sec.

Examples of using "Piknik" in a sentence and their german translations:

Piknik yapamadık.

Wir konnten nicht picknicken.

Ormanda piknik yaptık.

Wir haben ein Picknick im Wald gemacht.

Piknik tabaklarımız plastikten yapılmıştır.

Unsere Picknickteller sind aus Plastik.

Sahada bir piknik yaptılar.

Sie machten Picknick auf dem Feld.

Piknik yağmurdan dolayı iptal edildi.

Das Picknick wurde wegen Regens abgeblasen.

Yağmurdan dolayı piknik iptal edildi.

Das Picknick wurde aufgrund von Regen abgesagt.

Bu piknik için ideal hava.

Das Wetter ist ideal für ein Picknick.

Onlar piknik için yola çıktılar.

Sie brachen zu einem Picknick auf.

Dün akşam sahilde piknik yapamadık.

Wir konnten gestern am Strand nicht picknicken.

Piknik için bir zaman ayarlayalım.

Machen wir einen Termin für das Picknick!

Piknik yağmur yüzünden spor salonunda gerçekleştirildi.

Wegen des Regens fand das Picknick in der Turnhalle statt.

Bu, piknik için güzel bir yer.

Das hier ist ein nettes Plätzchen für ein Picknick.

Eğer hava düzelmezse içeride piknik yapacağız.

Wenn das Wetter nicht besser wird, dann picknicken wir eben drinnen.

Bugün piknik için güzel bir gün.

Heute ist ein schöner Tag zum Picknicken.

Tom'un annesi piknik sepetini sandviçlerle doldurdu.

Toms Mutter befüllte den Picknickkorb mit Broten.

Tom piknik masasında Mary'nin karşısında oturdu.

Tom saß Maria am Picknicktisch gegenüber.

Biz arka bahçede bir piknik yaptık.

- Wir picknickten im Garten.
- Wir haben im Garten gepicknickt.

Sanırım her yıl burada bir piknik yapmalıyız.

Ich denke, wir sollten hier jedes Jahr ein Picknick machen.

Geçen hafta sonu piknik için dağlara gittim.

Letztes Wochenende habe ich einen Ausflug in die Berge gemacht.

Piknik yapmak için daha iyi bir yer düşünemedim.

Ich wüsste nicht, welcher Ort geeigneter wäre für ein Picknick.

Yarın bir piknik yapacağız, hava müsait olursa, elbette.

Wir picknicken morgen, vorausgesetzt natürlich, dass das Wetter es zulässt.

Evet, bu mağarada bir kurt büyük bir piknik yapmış.

Ein Wolf veranstaltete ein feines Picknick in dieser Höhle.

Tom yanındaki yolcu koltuğuna büyük bir piknik sepeti koydu.

Tom stellte den großen Picknickkorb neben sich auf den Beifahrersitz.

Tom ve Mary nehrin yanında romantik bir piknik yaptı.

Tom und Maria genossen ein romantisches Picknick am Fluss.

- Bir piknik masası yapmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.
- Bir piknik masasını kurmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.

Ich hätte nicht gedacht, dass es so schwer ist, einen Picknicktisch zu bauen.

Yarın hava güzel olur mu bilmiyorum, ama eğer yarın hava güzel olursa biz piknik yapacağız.

Ich weiß nicht, ob es morgen schönes Wetter gibt, aber wenn es schönes Wetter gibt, werden wir picknicken gehen.