Translation of "Yaptılar" in German

0.011 sec.

Examples of using "Yaptılar" in a sentence and their german translations:

Doğru seçimi yaptılar.

Sie haben die richtige Wahl getroffen.

Onlar ne yaptılar?

- Was haben sie getan?
- Was haben sie gemacht?

Tom'u başkan yaptılar.

Sie machten Tom zum Vorsitzenden.

Biliyorsunuz virüsü laboratuvarda yaptılar

Sie wissen, dass sie den Virus im Labor gemacht haben

Ve tabii ki yaptılar.

Und natürlich haben sie es getan.

Ofise bir ilave yaptılar.

Sie bauten eine Erweiterung des Büros.

Onlar birçok suçlama yaptılar.

Sie griffen viele Male an.

Bunu daha önce yaptılar.

Sie haben das schon einmal gemacht.

Öğrenciler işi kendileri yaptılar.

Die Schüler haben die Arbeit selbst gemacht.

Bana çocuk muamelesi yaptılar.

Sie behandelten mich wie ein Kind.

İlk elektrikli otomobili yaptılar.

Sie haben das erste Elektroauto gebaut.

Onlar bir köprü yaptılar.

Sie bauten eine Brücke.

Onu takımın kaptanı yaptılar.

Er wurde zum Mannschaftsführer ernannt.

Onlar bunu yine yaptılar.

Sie haben es wieder getan.

Yapılması gereken şeyi yaptılar.

Sie haben getan, was getan werden musste.

Sahada bir piknik yaptılar.

Sie machten Picknick auf dem Feld.

Ismini paşa dönemini eski yaptılar

Sie machten den Namen Pascha alt

Bir sürü yeni tasarımlar yaptılar

Sie machten viele neue Designs

Babalarından intikam almak için yaptılar.

Sie taten es, um sich für ihren Vater zu rächen.

Köylüler uzun süredir elektriksiz yaptılar.

Die Dorfbewohner kamen lange Zeit ohne Elektrizität aus.

Onlar bir yastık kavgası yaptılar.

Sie veranstalteten eine Kissenschlacht.

Onlar hararetli bir tartışma yaptılar.

Sie hatten eine hitzige Diskussion.

Onlar akılalmaz bir iş yaptılar.

- Sie machten eine undenkbare Arbeit.
- Sie haben eine unvorstellbare Arbeit vollbracht.

Onlar gergin bir tartışma yaptılar.

Sie hatten eine heftige Auseinandersetzung.

Bütün oyuncular ellerinden geleni yaptılar.

Alle Spieler haben ihr Bestes gegeben.

Birçok kişi aynı hatayı yaptılar.

Viele haben denselben Fehler gemacht.

Ama onlar onu neden yaptılar?

Aber warum haben die das getan?

Birlikte bir kardan adam yaptılar.

- Sie bauten zusammen einen Schneemann.
- Sie haben zusammen einen Schneemann gebaut.

Bilimciler şaşırtıcı bir keşif yaptılar.

Die Wissenschaftler machten eine überraschende Entdeckung.

Onlar onu para için yaptılar.

Sie haben es für das Geld getan.

Onlar John'ı takımın kaptanı yaptılar.

Sie machten John zum Mannschaftskapitän.

Arkadaşlarımız parkta biraz yürüyüş yaptılar.

Unsere Freunde gingen im Park spazieren.

Tom ve Mary sandviç yaptılar.

Tom und Maria haben Brote gemacht.

Para kazanmak için her şeyi yaptılar.

- Sie taten alles, um an Geld zu kommen.
- Sie probierten alles, um an Geld zu kommen.

Tom ve Mary yastık savaşı yaptılar.

Tom und Maria veranstalteten eine Kissenschlacht.

Tom ve Mary ödevlerini beraber yaptılar.

- Tom und Maria haben ihre Hausaufgaben zusammen gemacht.
- Tom und Maria haben zusammen Hausaufgaben gemacht.

Tom ve Mary evli numarası yaptılar.

Tom und Maria tun so, als wären sie verheiratet.

Onlar üniversitede edebiyat alanında ihtisas yaptılar.

Sie studierten Literatur als Hauptfach an der Universität.

Onun filmlerinden bazıları hakkında espriler yaptılar.

Sie machten Witze über einige seiner Filme.

Çocuklar kendilerine bir ağaç ev yaptılar.

Die Kinder bauten sich ein Baumhaus.

Bu teknolojinin potansiyeli üzerine büyük bahis yaptılar

die viel Vertrauen in diese Technologie gesetzt

Virüsü yaptılar saldılar. Hep dıj güçler bunlar

Sie haben das Virus gemacht und angegriffen. Das sind immer die Kräfte

Onlar onun cenaze töreninde bir tost yaptılar.

Sie brachten auf seiner Beerdigung ein Prosit aus.

- Bunu gerçekten onlar yaptı.
- Gerçekten bunu yaptılar.

Sie haben es wirklich getan.

Kiliseler ve yardım kuruluşları, ellerinden geleni yaptılar,

Kirchen und Hilfsorganisationen taten was sie konnten,

Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.

Die Afroamerikaner demonstrierten für Bürgerrechte.

Tom ve Mary araba sürmeyi sırayla yaptılar.

Tom und Maria wechselten sich beim Fahren ab.

Kendi evlerini almak için birçok fedakarlık yaptılar.

Sie erbrachten viele Opfer, um ein eigenes Haus zu erwerben.

Onlar balayları için dünya çapında bir yolculuk yaptılar.

In ihren Flitterwochen machten sie eine Weltreise.

Köy halkı, nehir üzerinde ahşap bir köprü yaptılar.

- Die Dorfbewohner schlugen eine hölzerne Brücke über den Fluss.
- Die Dorfbewohner bauten eine Holzbrücke über den Fluss.

Tom ve Mary birlikte bir kardan adam yaptılar.

Tom und Maria bauten einen Schneemann.

Onlar bunu bir kez değil ama iki kez yaptılar.

- Er hat es nicht einmal, sondern zweimal getan.
- Er machte das nicht einmal, sondern zweimal.

Üç öğrenci kısa konuşmalar yaptılar ve kendilerini ve de ülkelerini tanıttılar.

Drei Schüler sprachen kurz und stellten sich selbst sowie ihre Länder vor.

Tom ve Mary birlikte kum havuzunda oynadılar ve kum kaleler yaptılar.

Tom und Maria spielten zusammen im Sandkasten und bauten Sandburgen.

Hedef olarak harcanmış roket güçlendiricilerini kullanarak navigasyon egzersizleri yaptılar ve yanaşma manevraları uyguladılar

Sie führten Navigationsübungen durch und übten Docking-Manöver mit ihrem verbrauchten Raketen-

Üç yüzyıl boyunca İskandinavya'dan gelen bu pagan korsanlar Avrupa'yı terörize ettiler, baskın yaptılar, gasp ettiler,

Drei Jahrhunderte lang terrorisierten diese heidnischen Piraten aus Skandinavien Europa, überfielen, erpressten,